37.bölüm

16.7K 1K 135
                                    


user501817277363663

Barut'un yarı çıplak halde onca insanın ortasında durması hoşuma gitmiyordu. Onu odaya sürüklerken çıkan arbede nedeniyle bir düzine güvenlik elemanının yanı sıra, neredeyse hastanenin tüm doktorları bulunduğumuz koridora yığılmıştı. Onları umursamadan kocamı odaya çektim, ne kadar bana engel olmaya çalışsa da nihayetinde ben galip gelmiş, onu yatağına yatırmış ve serumunu yerine asmıştım. 

Ellerimi kavgacı kadınlar gibi kalçalarıma yaslayarak,  "Sen neden hasta yatağından kalkıyorsun be adam?!"diye çemkirdim.

Onu azarlamam hoşuna gitmemişti. Yüzünü buruşturdu ve bir homurtu kopardı.

"O iki hergelenin derdi neydi? Neden kavga ettiler?"

"Asrın bilmediği gerçekleri öğrendi."

Pat diye ağzımdan dökülen sözlerden sonra Barut bir an da yatakta dikleşti.

"Hangi gerçekleri?"

"Gülperi'nin Asrın'dan hamile kaldığını ve çocuklarını 4.aylıkken kaybettiğini..."demiştim ki, Barut'un gözleri ardımda bir yere odaklanırken yuvalarında büyüdü büyüdü ve aynı anda odanın kapısı sertçe kapandı. Kahretsin! Bir bu eksikti. Ne yazık ki kim olduğunu bilmediğim ve kim olduğuna bakmaya korktuğum bir kişi daha sır gibi saklanan geçmişin perdesini aralayabilirdi. Sıkıntıyla iç çekip kapıya döndüm ve omuzları düşmüş bir halde, öylece kalakalan Emine babaanneyi gördüm. Bismillah kadın inme inmiş gibi boş boş bakıyordu. Panikledim. Yardım dilenen gözlerimi Barut'a diktiğimde sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. Bana resmen "ayvayı yedik!" der gibi bakıyordu. Komidinin üstünden bir şişe suyu kaptığım gibi kapağını açıp hiç bir tepki vermeyen Emine babaanneye koştum ve içirmeye çalıştım. Ağır ağır bir kaç yudum aldı. Bakışları normale dönerken aksi bir tavır takınarak, şişeyi elinin tersiyle geri itti.  

"Az önce duyduklarumi bağa bi de en başundan anlatun bakalum."

Barut ile birbirimize baktığımızda Emine babaanne var gücüyle bastonunu adeta asfaltı delecek bir hilti gibi yere vurdu.

"Birbirinize bakmağ birakun da bağa herşeyi anlatun!"

"Gel babaanne önce şuraya otur..."diyerek yanındaki sandalyeyi işaret etti Barut. "Sende kapıyı kilitle güzelim."

Emine babaanne sendeleyen adımlarla yürüyüp sandalyeye kendini ağırlaşmış bir külçe gibi bıraktı. Kadın resmen gözlerimizin önünde çöküşe geçmişti. O her zaman güçlü duran Emine babaanneyi ilk defa perişan olmuş bir halde görmek beni ciddi anlamda üzmüştü aslında. Barut'a yalvarırken, ilk evlendiğimizi öğrendiği gece bile bu kadar kötü olmamıştı. Usulca kapıyı kilitledim. Barut herşeyi en doğrusuyla baştan başlayıp anlatırken bir tek Asrın'ın geçmişteki mesleğini söylemekten kaçınmıştı. Emine babaanne gözünden akan yaşları elinin tersiyle sildi. "Niçun gitti o vakit uşağum? Bize diyeydi sebebuni."

"Orasını söylemek bize düşmez babaanne."

"Ne biliysen anlat bağa!"

Barut,"Anlatamam!"dedi net bir biçimde. Yerinde huysuzca kıpırdandı. "Ama şunu söyleyebilirim ki sebepleri vardı. Eminim o da değil Gülperi'yi ailemizi de ardında bırakıp gitmek istemezdi."

"Şimdi ne yapacaksın babaanne?"diye sorduğumda sinsi bakışları beni buldu.

"Ne yapacağuk... çifte düğün yapacağuk elbette."

Şaşkınlıkla, "Ne?"diye inlerken bana ters ters baktı.

"Ne o istemezmisun?"

Barut kıkırdadı. Bense bu fikri küçük bir an kafamda tartmaya çalıştım. Aslında güzel olurdu. Benim bu hayatta tek istediğim, Barut ile evlenmek ve huzurlu bir yuva kurmaktı. Belki de Emine babaannenin bu fikri hayırlara vesile olabilir, Asrın'ın kendini affettirmesi için güzel bir fırsata dönüşebilirdi.

Mükemmel Ceza (Karadeniz Serisi, BARUT) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin