2

248 31 19
                                    


Gözlerini kaldırıp yatağın üzerindeki askıdan sarkan serum torbalarına baktı...Altı tane. Sonra aşağıya, bir dizi infüzyon pompasına baktı. Sabahın olmayan ışıkları yerini sisli, gri havaya bırakmıştı.Uzun zamandır hiç bu kadar kapalı bir havaya uyanmamıştı.Yatakta doğrulup pencerenin önündeki büyük valizine baktı. Yıllarca uğraştığı pek çok şeyi küçücük bir torbaya sığdırması içini acıtıyor, aynı zamanda o evden kurtulduğu için de mutlu oluyordu. Hayatında hiç bu kadar kararlı olmamıştı bir durumdan kurtulmak için. Bu daha önceki deneyimlerine benziyordu. Aklında iki yıl önce yaptığı korkunç şeyler geldi. Kaçırdığı uçağı kasten düşürdüğü an,karnındaki fillerin tepinip koştuğu andı. Şimdi ise aynı his tepeden tırnağa hapsetmişti onu.

Uzun zaman sonra ilk defa bir işte çalışacaktı.Tıpkı normal insanların yaptığı gibi.

Valizini kaptığı gibi pansiyondan ayrıldı.Elbette kaldığı odanın gecelik parasını ödemeyecekti.Medeniyetin canı cehenneme, Flug Slys bu tür şeylerle uğraşmazdı. Büyük insanlar büyük şeylerle uğraşırdı, küçük şeylerle değil.

Dışarı ilk adımını attığı an ilk bakındığı şey arabalar oldu.Özellikle eski ve külüstür olanlara. Parası yüksek şeyler her zaman en dikkat edilen şeyler olur, asla bir insan pahalı arabasının anahtarını torpido gözüne koymaz, çünkü denildiği gibi, pahalıdır ve değerlidir.

Valizini arkasında sürükleyerek arabalara baktı teker teker. Hepsi kirli, eski model, gürültülü canavarlardı.

Crown Vic,şansına,en sevdiklerinden.

Torpido gözündeki ruhsat ve anahtar Flug Slys'a istediği şeyi verdi.

Dün kendisine gelen mektubu cebinden çıkarttı ve belirtilen adresi yüksek sesle okudu.


_______________________________________


Flug küçükken, bir yıl kadar her gece aynı rüyayı gördü.

Bir adam, evin yan cephesinde,tarlaların arasında kendisine sırtı dönük bir şekilde duruyor.Adam yaklaşık 2 metre boyunda fakat kendisini daha da uzun gösterecek bir şapka giymiş.
Ev bir tepeye inşa edilmiş olduğundan yan cephede birinci kat yerden yaklaşık 4 metre yükseklikte ve tarlaların arasında, uzun adamın daha gerisinde turkuazımsı bir ayı var.

Flug ilk önce kendisine odaklanıyor. Daha uzun, daha farklı bir vücudu var.

Daha iki gün önce mutfak kapısının koluna geliyordum, şimdi  nasıl bu kadar uzunum?

Genç Flug adama doğru ilerliyor.Adam da ona doğru dönünce ayı hareketleniyor ve gencin bakışlarını kendisine çekiyor.Ayının ağzıyla  yerden bir papatya koparttığını görüyor Flug. Daha sonra adama tekrar dönüyor yüzünü görmek için.

Kanlı, korkunç bir yüzle karşı karşıya kalan küçük çocuk, her seferinde terler içinde uyanırdı.Her uyandığında, penceresinin önündeki saksıda duran papatyaya bakardı, hâlâ orada mı diye.

Saatlerce düşünür dururdu.Çünkü evlerinin etrafında hiçbir zaman bahçe olmamıştı, ve Flug hiçbir zaman gerçek bir tarla görmemişti.

Düşüncelerinden, omurgasınsan gelen hipnik kas seğrelmesiyle uyandı. Arabayı son derece hızlı sürüyordu ve bu kadar derin düşüncelere dalmak güvenli değildi. Araba delisi değildi ama kötü de sürmezdi.

Karşısına gerçekten karmaşık yollar çıktığında, keşke araba delisi olsaydım diye geçirdi içinden.Bir yolun bin yola çıkması bir yana, Flug bu yolları hiç sevmemişti. Evler eskimekten dökülüyordu ve tek bir insan bile yoktu etrafta.Ne postacı, ne yolda yürüyüp arabanın önüne atılan yaşlı teyzeler, ne bir kedi, ne bir çocuk...

Hızını 90 km/s'den 140'a çıkarttı.

Hayatında ilk defa bu kadar hızlı araba sürmüştü.

______________
________
__

Elleriyle son gücüyle büyük kapıya tekrar tekrar vurdu. Artık sabrı kalmamıştı.

"Selamlar! Kimse var mı?!"

Lanet olasıca şakacılar, tam 15 dakikadır kapıda bekliyordu!Üstüne üstlük hala tek bir insan dahi görememişti. Gittikçe huzursuzlanmaya başlıyordu.

Acaba polisler onu bulmuş muydu,onu yakalamak için kumpas kuruyor olabilirlerdi.Sırtını büyük kapıya dayayıp yere çöktü.Umudunu kaybetmeye başlamıştı. Bu işte bir terslik vardı ve o bunu mutlaka çözecekti.En azından hapse girmeden.
Kendi kendine söylenmeye başladı sıkıntıdan.

"Lütfen aynasızlar olmasın,lütfen aynasızlar olmasın..."

Kafasını geriye doğru, kapıya yaslamak istedi, ama kapı artık arkasında yoktu.

Birkaç saniye boyunca olduğu yerde taş kesildi, sonra dehşetle ayağa fırladı. Kapı ardına kadar açılırken karanlık koridordan çıt sesi dahi gelmiyordu.Yerinde doğrulup içeri baktı.Kimsecikler yoktu,o zaman kapıyı kim açmıştı ki?

Yeter artık, şaka buraya kadar diye düşündü.Tam gaz içeri daldı.Karanlık ve dar koridorlardan geçerken duvarlara boydan boya asılmış tablolara baktı. Eve ağır ve eski bir hava katmalarına rağmen Flug, evin sahibine içinden tebrik etti.Ev tertemiz ve rutubetliydi.

"Merhaba, kimse var mı?"

Ve sessizlik.

Anlaşılan kimse yoktu.Emin olmak için salon olduğunu düşündüğü odaya doğru ilerledi.Bir an önce bu şakayı sonlandırmak istiyordu.Daha fazla uğraşmadan,sakince.Ya hapse girecekti ya da girecekti.Büyük kapının kulpunu eldivenli eliyle kavradı.

Daha iki gün önce mutfak kapısının koluna geliyordun...Ne zaman büyüdük biz, küçük Flug?Daha doğrusu,hiç yaşadık mı?

Kapıyı tıklatmadı, sadece içeri girdi.

Kıpkırmızı halılarla ve simsiyah duvarlarla çevrili odaya göz gezdirdi.Büyüktü ve tavandan başlayıp yere kadar uzanan büyük pencereleri vardı. Flug ilk defa bu kadar büyük bir pencere görüyordu.Sisli hava karanlık odayı daha da karatmıştı.Odadaki tek ışık kaynağı yanan şöminyedi. Etrafına tatlı olmayan bir sıcaklık yayıyordu.

Gözleri en sonunda, pencerenin önünde, kendisine sırtı dönük, dışarı bakan adama kaydı. Simsiyah bir smokini ve kırmızı şeritli bir şapkası vardı.Kılını dahi kıpırdatmıyordu.
Flug daha önce hiç bu kadar kalın ve çatallı bir ses duymamıştı.Yerin kat kat altından geliyordu sanki, çok başka bir yerden. Etrafına o kadar ağır bir aura yayıyordu ki, bir an nefesi kesildi, bütün vücudu titredi.

"Aynasızlar bu topraklara ayak basmayalı çok oldu,insanoğlu ne olduğunu anlamadığı şeylerden uzak durmayı sever...Senin aksine."

Daha yakından bakmak istedi Flug, ama yapamadı. Sadece yerinde durdu ve dehşete kapıldığı manzaraya tekrar, tekrar ve tekrar baktı.Sızlayan kolundan damlayan kanı hissetti, sabah yaptığı serum için açtığı damar yolu hızla kan sızdırıyordu.Kan basıncı yükselmiş, başı dönmeye başlamıştı.

Çocukken gördüğü rüyada,kırmızılar içindeki adam karşısında kanlı canlı duruyordu işte.

Bu adam kesinlikle bu dünyaya ait olamazdı.

"Doktor."

Say Amen||[Paperhat]||Where stories live. Discover now