Merhaba! Hikaye tanıtımı ilk kez yayında.
Hikayeyi kütüphanenize ekleyerek veya beni takip ederek güncellemelerden haberdar olabilirsiniz.
-ÖN İZLEME-
İstanbul'dan ayrılırken bavulunu değil, hayatını katlamıştı Zeynep. Her bir giysisine bir anı sinmişti, her bir kıvrımda kalan tek şey, geride bıraktığı kırıklardı. Gökyüzü gri, içi daha da karanlıktı. Nişanlısının ihanetini öğrendiği geceyle, Aydın'a gelişinin arasında sadece iki gün vardı. Kırılmış bir güvenin iyileşmesi için çok kısa, ama gidecek bir yer bulmak için çok uzun...
Evi, kendisi bulmuştu. Ne bir kuruma başvurmuştu ne bir tanıdığa. Yalnız kalmak istiyordu. Sessizlikle barışmak. Emlak sitesinde "Sessiz sokakta, iki katlı taş ev. Geniş balkon, 3+1, sadece evli çiftlere verilir." yazıyordu. Sahibi yaşlı bir kadındı, telefonu açtığında sesi titremiş ama kararlı konuşmuştu. "Sadece düzenli, temiz bir çift arıyorum."
Zeynep tereddüt etmeden "Evet," demişti. "Eşimle birlikteyiz."
Yalanlar bazen bir başlangıçtı. Gerçekleri saklamak değil, yeni bir hayat kurmak içindi. O da bu yalanı sadece bir oda sessizliğe kavuşsun diye söylemişti.
O sabah, bavulunun tekeri taş kaldırımlarda zorlukla dönerken derin bir nefes aldı. Evin bahçesine adımını attı. Sessiz bir sokak, taze serinlik, uzaktan gelen kuş sesleri... Kapıyı açtı, içeri girdi. Taş duvarlar yaşanmışlık kokuyordu. Her odada eski perdelerin ardından geçmişe dair gölgeler süzülüyordu.
Zeynep yavaşça yürüdü, pencereleri açtı, ışık içeri doldu.
Burası... huzurluydu. Ya da öyle sanmıştı.
Tam o sırada arkasındaki kapı gıcırdayarak açıldı.
Refleksle dönüp baktı.
İçeri giren, yaklaşık otuz yaşlarında, ciddi bakışlı, yapılı bir adamdı. Siyah bir sırt çantası taşıyor, adımlarını sessizce atıyordu. Onun da yüzünde aynı şaşkınlık vardı.
Bir anlık duraklama. Göz göze geldiler.
Zeynep gülümsedi ama ihtiyatlıydı. "Merhaba... Ev sahibi siz misiniz?"
Adam kaşlarını kaldırdı.
"Ben de aynı şeyi sormak üzereydim. Siz misiniz ev sahibi?"
Zeynep bir adım geri çekildi.
"Hayır. Evi tuttum... eşimle birlikte kalacaktık."
Adam başını eğdi, sessizce cevapladı.
"Ben de. Eşim gelecek birazdan."
İkisinin de sesi aynı anda yankılandı:
"Yani... evli gibi..."
İkisi de bir an durdu. Gözlerinde aynı şüphe. Aynı oyun.
Zeynep dudaklarını sıktı.
"Belki de bir yanlış anlaşılma oldu. Ev sahibiyle görüşmüştüm ama... birden fazla çifte verileceğini söylemedi."
Adam duvara yaslandı.
"Benimle de aynı şeyi konuştu. Tek çifte vereceğini söyledi."
Zeynep başını hafifçe eğdi. "Demek ki... ya ben kandırıldım... ya da siz."
O anda kapı hızla açıldı.
"Merhabaaa! Ah sonunda bulduk!"
Kapıdan içeri sarı, iri dalgalı saçlarıyla, dikkat çekici giyimli bir kadın girdi. Ardından sessiz, gözlüklü, gri montlu bir adam.
Kadın hemen ortalığı süzmeye başladı.
"Mert! Şu mutfağa bak! Çok güzelmiş! Ay tam bizim istediğimiz gibi!"
Ardından Zeynep'e ve adamın yanındaki Anıl'a döndü:
"Siz de mi bu ev için geldiniz? Biz evliyiz, geçen hafta sözleşmeyi konuşmuştuk."
Anıl sessiz kaldı.
Zeynep göz ucuyla Esra'nın parmağındaki alyansı inceledi. Sahteydi. Parlaklığı fazla.
Sadece rol yapan biri takardı o yüzüğü.
Zeynep dudaklarını kıpırdattı ama ses çıkmadı.
Mert gözlerini kaçırıyordu. Esra çok konuşuyor ama hiçbir şey anlatmıyordu.
Herkes susarken, kapı bir kez daha açıldı.
Yaşlı kadın, kırışmış ellerinde çiçekli bir dosyayla içeri girdi.
"Hepsi geldiniz mi yavrularım?" dedi neşeyle.
Gözleriyle odayı taradı. "Ama... bir şey yanlış. Ben bu evi tek bir çifte verecektim."
Sessizlik bir çığ gibi çöktü.
Zeynep, Anıl'a baktı.
Anıl da Zeynep'e.
Esra'nın sesi tizleşti.
"Olmaz ama! Biz geldik, biz evliyiz, önce biz!"
Zeynep sessizce başını çevirdi.
Bir anda içini saran duygu ne şaşkınlık ne de öfkeydi.
Yalnızca bir his:
"Bu evde herkes bir şey saklıyor."
YOU ARE READING
Kiralık Ev
General FictionAyak sesleri yaklaşmaya başlamıştı en sonunda kapıyı açınca göz göze ve karşı karşıya gelmiştik. Etrafa sert ifadesiyle bakıp kapıyı usulca örttü ama kapıda büyük ihtimalle bir sorun vardı ki tam oturmuyordu. "şey merhaba" diyerek bir eliyle kafasın...
