1.Bölüm: ''Her şey değişir, hiçbir şey yok olmaz.''

1.4K 73 52
                                    

Buraya lütfen başlama tarihinizi bırakın.

Bu bölüm bizi unutmadan ve geri dönüşümüzü iple çeken bir güzele ithaf edilmiştir. Her şey için teşekkürler bebeğim. 

Bölüm şarkısı: Empyrium-The ensemble of silence

The Cranberries-Zombie

1.Bölüm: ''Her şey değişir, hiçbir şey yok olmaz.'' 

Yaşanan her anın, her dakikanın ve her saniyenin bir önemi vardır hayatımızda. Bazen bu zamanların farkına varır ve hiç bitmesin ister, bazen ise süregelen hayatın monotonluğuna kapılır belki de son gülüşümüzün kıymetini bilmeden son günümüze gözlerimizi kapatırız.

Güneşin kavurucu sıcağında arkasına bakmadan koşuyordu Mehir. Neden içinde kelebekler uçuşuyor gibi mutlu olduğunu ya da neden bu ormanda olduğunu bilmeden ağaçların arasından ince bedeniyle geçiyordu.

Beyaz elbisesinin uçlarından tutup batan güneşin ardına saklanan denize koşuyor, sanki özgürlük kızıl gezegenin ve mavi okyanusun arasındaymış gibi hissediyordu. Yüzüne gelen kızıl tutamları gülerek kulağının arkasına sıkıştırıp daha hızlı koştu.

Ayaklarında ayakkabı namına bir bez parçası bile yokken bulutların üzerinde koşuyormuş hissi de neyin nesiydi ?

Gür ağaçların seyrekleşmeye başladığı kısıma gelince kahkaha attı. İşte doğmaya başlayan güneş ve ışıl ışıl deniz tam karşısındaydı. Kısılan gözlerinin üzerine elini siper edip uçuşan kızıllarını umursamadan denize yürüdü.

İki sevgilinin uzun bir aradan sonra birbirine kavuşması gibiydi bu yaşananlar.

Mehir, denizin berrak suyuyla birleşen kızıl gezegenin, beyaz tenini yaktığını hissediyordu ama ileri gitmekten de kendini alıkoyamıyordu. Ayakları ile deniz arasındaki bir adımlık mesafeyi gözleri kapalı bir şekilde katetti.

Ayakları soğuk suyla buluştuğu anda derin bir nefes aldı.

Bu da neyin nesiydi böyle? 

Sanki uzun zamandır nefes almıyordu.

Gözlerini yavaşça araladığında genzini yakan tuzlu suyun kokusu bir anda kayboldu. Bakışlarını yere indirdiğinde nefesinin kesildiğini hissetti.

 O berrak su nasıl balçıklı bir denize dönmüştü?

 Dehşetle geri geri gitmeye başladı. Ayakları balçıktan çıktıkça keskin bir acı bedenini esir alıyordu.

Başını kaldırıp güneşe baktı ama sanki güneş hiç doğmamıştı. Ne görüntüsü vardı ne de tan vaktinde olmasına rağmen bedenini esir alan sıcaklığı. 

Kara bulutlar yavaş yavaş gökyüzünü kaplarken ormana koşmaya başladı.Şu an tek istediği bu karanlık yerden gitmekti.

Hava tamamen kararmaya başladığında ayağını kesen sivri taşlara aldırmadan koşmaya devam etti. Artık ağaçları bile zar zor görürken üstüne bir de yağmur başlamıştı. Aldığı soluk ciğerlerine batıyor, keskin bir bıçak gibi nefesini kesiyordu.

ZİNCİR| Kaybolan RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin