Minik bir kedi yavrusu gibi ona baktım.Onun yanında fazlasıyla acınasıydım.Benim yumuşak tabiatım onun sert kayalıklarında minicik kalmıştı. Fazla fazla sert bir adamdı.

Resmen hayatımın bela kombosunu yapmıştım.Tam olarak nereye gittiğini bilmediğim yabancı bir arabada, ruh hastası katil bir adamla ki oda yabancıydı.Polisler tarafından delicesine kovalanırken birazdan kaza yapıp paramparça olmayacağımın bir garantisi bile yoktu ! Hiçbir şeyin bir garantisi yoktu !

O anda tekrar kafam arabanın üst kısmına daha sert bir şekilde vurdu.Tekrar yerime oturduğumda acıyla inledim.Yanımdaki sert ses

"O küçük beynini arabanın tavanında bırakmak istemiyorsan kemerini tak !"

Hem emir veriyor hem de küçümsüyordu.Ağzımı tutamayarak

" Keşke beni ve sağlığımı bu lanet arabaya bindirmeden önce düşünseydin ."

Dedim.Aynı hızla girderken yola bakmayı bırakıp dik dik beni süzdü.Bir anda beni çenemin altından yakalayıp kendine çekti.Yüzümüzün arasında milimetreler varken durdu.Kara gözlerinin karanlığı beni yutarken

" Haklısın seni o pis tuvalette kaderinle başbaşa bırakmalıydım. "

Dedi.Gözlerimin önüne gelen iğrenç görüntülerle olduğum yerde donup kaldım. O ise yola döndüğü anda yüzümü savurturcasına bıraktı ve direksiyonu hızla kırdı.O hızla savruldum ve bu kez kafamı cama tosladım.Tekrar inildeyince bir eli direksiyondayken bir saniye bile bana bakmadan emniyet kemerime uzandı ve kaşla göz arası taktı.Olumsuz anlamda kafasını salladı ve

"Minik bir beynin bile yok ."

Dedi.Bu küçük görmeler canıma tak etse de bu arabadan inene kadar sesimi çıkarmayacaktım aksi halde canım bile kalmayabilirdi.Sadece pis pis bakmakla yetinmeliydim.Öyle de yaptım.Siren sesi kaybolunca arkaya baktım.Sivil araba kaybolmuştu.Sanki tek umut kaynağımda böylece yok olmuş gibiydi.O anki üzüntü ve hayal kırıklığıyla

" Yoklar "

Dedim. Dediğim şeyin farkına vardığımda ona baktım.Suratında eğleniyormuş gibi bir ifade vardı.Birden ciddileşti.

" beni iyi dinle, kendi sağlığın için ."

Yavaşça kafamla onayladım, gördü.Sert bir şekilde bağırıp

" Sesin çıksın !"

Dedi ve arabadayı titreten sesinin hemen sonrasında

" tamam, dinliyorum ."

Diyebildim.Sesimdeki korkuyu ben bile farketmiştim.O da farketmiş olmalı ki

"Aferim . Kemeri çıkar dediğim anda çıkaracaksın ve kapıyı açıp atlayacaksın."

Birden anlayamadığımı düşünüp

"Efendim, anlayamadım ."

Deyip ona döndüm.Pür dikkat onun yüzünü incelerken

"Korkma bu durum ikimiz içinde geçerli."

O anda telefon çaldı.

" Akif " ismi gözlerime parlarken göz ucuyla telefona bakıp çalmasına izin verdi.Bir süre sonra tam kapanacakken açtı ve bir erkek sesi arabanın içine doldu.

" Abi "

Dedi. Onun bu sesi duyar duymaz çenesi kenetlendi.

"Abinin "

Deyip bana baktı ve derin bir nefes bıraktı.Devamının küfür olduğunu iyi biliyordum.Telefondaki ses inceldi.

" Abi neredesiniz ? "

Sert ses tekrar kendini gösterdi.

"Cehennemde !"

Bu konuda ona katılıyordum belkide ona katıldığım tek konuydu.Telefondaki ses daha da inceldi.Yok denecek kadar ufalınca

"Nereye gidiyorsunuz ?"

Sorusu fısıltı şeklinde yayıldı.Bingo ! İşte bu soru bir türlü cesaret edemediğim dilime getiremediğim tek soruydu.

Pür dikkat onu izlemeye başladım.İllaki cevap verecekti.Kara gözleri ilk bana, sonra telefona, en son yola döndü.Sıkkın bir şekilde

"Denize "

Dedi. Deniz ? Deniz de kimdi ? Telefondaki adam bir süre sessizleşti.

O ise birden radyoya dokundu ve eski olduğunu tahmin ettiğim bir şarkı kulaklarıma doldu.

Bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden bir teselli ararsın.
Bak o zaman resmime...Gör akan o yaşları !
Benden sana son kalan bir küçük resim şimdi cevap veremez ama ağlar yalnızlığına ...

Telefondaki ses birden atağa geçti.

"Abi yapma ! Ne yapacaksan yapma "

Resmen haykırıyordu.Bu ses beni delicesine korkuttu.O hiç ses vermedi. Ne bir tepki, ne bir ifade hiçbir şey...Soğuk ve donuktu! Radyoya uzanıp şarkının sesini sonuna kadar açtı.Tam o sırada sivil araba önümüzü kesti.

Ani bir manevrayla kaldırıma çıkıp sahilin içine girdi.Hiç hızını kesmeden devam ederken yaptığı şeyi anlamaya çalışıyordum. Araba yolu gibi yapılmış olan mendireke saptı ve son sürat devam etti.Ilerisi denizdi. Teslim olmalıydı. Kaçacak bir yer yoktu. Tam o sırada verdiği cevap aklıma geldi.

" DENİZE "

Hayır ! Hayır ! Hayır ! Yoksa ! Deniz'in bir insan olmadığını o an anladım. Bir anda elindeki direksiyona daldım ama beni tek koluyla zaptetti.Şarkı bitti ve ben birden

"Ölürüz !"

Diye bağırdım.Bir saniyeliğine gözlerime baktı.

"Ben zaten yaşamıyorum. Amaç seni kurtarmak ."

Dedi.

Şarkı tamamen bitmişti.

Arabanın altından yer çekilmişti.

Emniyet kemerinin tutmasına rağmen oturduğum yerde havalanmıştım.

Karanlık deniz ve yıldızlı gökyüzü göründü.

Saçmalama insanlar uçamaz !

Kim demiş !

Uçardı !

O bunu yapardı !

Hem de kanadı olmayan bir araçla. Arabayla !

****
O sırada takipte olan sivil araçtaki Mahir zorla arabanın frenini kıstı ve acı bir çığlıkla araba durdu.Yanındaki polis arkadaşı dahil uçan arabaya hayretle bakarken Mahir elini direksiyona geçirdi ve tek bir saniye gözlerini ayırmadan uçup denizle buluşan arabaya baktı.Çenesini sıkıp fısıldadı.

"Allah'ın manyağı ! "

"Allah'ın manyağı ! "

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

****

😁 gelsin oylar gelsin yorumlar 😊

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 02 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KUTSAL VURUŞWhere stories live. Discover now