🌼3

71 29 6
                                    

Selamlar!!
Yeni bir bölümle karşınızdayım. Satır aralarına yorum yapmanızı rica ederek ve iyi okumalar dileyerek sizleri bölüm ile baş başa bırakıyorum.
(Ha bir de şey, bölümlere bırakıyor olduğum gif'ler bir müddet size anlamsız gelebilir. Ama sadece bir müddet...;))

;))

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

3.Bölüm: "Desene, doğru adresteyim."

               Akşama doğru acıktığımı hissederek mutfağa gittim ama unuttuğum nokta şuydu ki, eve yeni taşınmıştım ve yiyecek hiçbir şey yoktu. Sıkıntı ile nefesimi dışarıya üfleyip girişteki askılığa bıraktığım montumu ve anahtarı alarak dışarıya çıktım. Tam kapıyı kapattığım sırada ayağımda olan ev terliklerime gözüm kayınca kendi kendime göz devirdim. Tekrar içeri girmeye üşendiğim için öyle gitmeye karar verdim. Sonuçta eve gelince kirli terlikle girdim diye beni azarlayacak bir anne yoktu. Gerçi benim hiçbir zaman gerçek bir annem olmadı ya neyse...

Apartmanda bir asansör olmadığı için merdivenlere yöneldim. Apartmandan çıktığımda Ocak ayının soğuk havası yüzümü yalamıştı.

Apartman girişinde durup önce sağa sonra sola bakındım. Evet bu sokakta bir market yoktu ama nerede vardı? Sorabileceğim herhangi bir kişi de yoktu sokakta. Kediler vardı duvar dibinde ama bana yardımcı olabileceklerini düşünmüyorum. Ceplerimi yokladım telefonum yanımda mı diye ama telefonla hiçbir zaman yakın olamadığım için yanımda değildi. Yukarı çıkıp telefonumu almayı  düşünsem de sanırım fazla üşengeç bir günümdeydim ki bu fikri hiç düşünmemiş saydım.

O sırada arkamdan adım sesleri gelmiş ve birkaç saniye sonra ben kapı ağzından omzumdan itilerek uzaklaştırılmıştım.
Gözlerim kısılırken kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Aral...

Umursamaz bir vaziyette merdivenleri inip yürümeye koyulmuştu ki konuşmamla durdu. "Sen hep böyle misindir? Kaba?" Fazla kabaydı. Çok fazla.

Omzunun üzerinden bir bakış atıp "Eh, genel olarak diyelim," diyerek omuz silkip yürümeye başladı. En azından dürüst diye geçirdim içimden.

"Hey!" Diye tekrardan seslenip orada öyle dikilmeyi bırakıp aşağı indim ben de.

"Ney!" Dedi yine dururken ve bu sefer bana taraf dönerken.

"Bir şey sorabilir miyim?" Marketin yerini öğrenmem gerekiyordu ve şu an ondan başka bana yardım edecek birini göremiyordum etrafta.

"Sor," dedi yine beklenen bir kabalık da. Acaba bütün erkekler mi böyle? Niye insanları tanımıyorum ki biraz da olsa.

"Burada bir market var mı acaba?" Dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı. "Var." Dedi ellerini pantolonunun cebine koyarken. "Nerede?" Diye sorduğum sırada gözüm aynı zamanda mahallede geziniyordu.
"Ara bul." Omuz silkerken kurduğu cümle kaşlarımın havalanmasına neden olmuştu.

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Jul 15, 2020 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

VASILDonde viven las historias. Descúbrelo ahora