Bölüm 18 - Cennetimsin...

Start from the beginning
                                    

" Okuldaki çocuklar hep babalarından bahsediyorlar. Babaları onları okuldan alıyor. Ben sanırım babamı özledim. " demişti.

Leyla, Ömer Azad'ın söylediği şey ile gözleri dolmuş, kollarını sıklaştırarak saçlarından öpmüştü.

" Sen anneni özlüyor musun Leyla? Ben babamı görmedim ama çok özlüyorum! "

Leyla, boğazında oluşan yumru ile zor da olsa yutkunarak Ömer Azad'ı kendinden uzaklaştırmış, yüzünü ellerinin arasına alarak yanaklarını öpmüştü.

" Özlüyorum canım ama o hep yanımda biliyorum. Onu özlediğim zaman başımı kaldırarak gök yüzüne bakıyorum. O zaman varlığını yanımda hissediyorum. "

" Ben de gök yüzüne bakarsan babamı hissedebilir miyim? "

" Evet. Sevdiklerimiz bedenen bizi bırakırlar. Varlıkları biz onları özledikçe ve hatırladıkça sonsuza kadar bizimle olurlar. Yani, senin baban, benim annem ölmediler. Onlar yaşıyor. " diyerek elini küçük çocuğun kalbinin üstüne koymuş; " İşte burada. Tek fark onları özlediğimiz zaman sarılamıyoruz o kadar. " demişti Leyla zoraki gülümseyerek.

Berva, kapıda gözlerinden akan yaşlarla izlemişti Leyla ve oğlunu. Boğazında oluşan yumru nefesini kesmiş, kalbinin üstüne tonlarca ağırlık bırakmıştı. Daha doya sıya yaşamadıkları onca mutluluk varken saçma bir inat uğruna geçirdikleri kaza, yol arkadaşı ile beraber tüm mutluluklarını da almıştı. Zor da olsa kendini toparlayarak gözlerini silmiş, yüzüne yerleştirdiğini gülümsemeyle;

" Günaydın. " diyerek yanlarına gitmişti.

" Günaydın abla. "

" Sen neden hazır değilsin küçük bey? Hadi odaya marş marş. "

Berva, giden oğlunun ardından sıkıntıyla nefesini vererek masaya yönelen Leyla dönmüş;

" Leyla! " diyerek seslenmiş, elini Leyla'nın koluna koyarak; " Teşekkür ederim. " demişti.

" Neden? "

" Ömer'i konuşturarak içine kapanmamasını sağladığın için. "

" Teşekkür edecek bir şey yok abla. "

" Var Leyla. Ben o kazadan beri ne yaparsam yapayım tam anlamıyla çocuklara yetemiyorum. Bugün daha iyi anladım. Ömer'in ölümünden sonra Ayşin daha da hırçınlaştı, küçüğüm zaten hiçbir şey görmedi. Küçükken oyalamak daha kolaydı. Büyüdükçe kabullenmesi daha da zorlaşıyor. Babam elinden geldikçe ona babasızlığı hissettirmemeye çalışıyor ama yine de olmuyor işte! "

" Alışmaktan başka elimizden ne gelir ki abla? Allah onları bizden daha çok seviyormuş. "

" Öyle. Neyse, sabah sabah fazla duygusala bağladık. " diyerek gözlerini silmiş, Leyla ile beraberce açılan kapıya dönmüşlerdi.

" Hayırlı sabahlar kızlarım. " demişti Xate hanım gülerek salona girerken.

" Günaydın hala. "

" Hayırlı sabahlar hala. " diyerek Berva masaya dönmüştü.

" Ee herkes daha kalkmadı mı? Bu saatte kahvaltımı kalırmış? "

" Saat daha yedi hala. " demişti Leyla gülümseyerek.

" Olsun. Rahmetli annem sabahın altısında hepimizi dikerdi ayağa. İtiraz edince de, erken kalkan yol alır. Bak, Hacer'in evinde öğlen yemeği yapılmaya başlandı derdi. " diyerek kocaman gülümsemişti. " Annem komşumuz Hacer'i hiç sevmezdi. " demiş, başını iki yana sallayarak koltuklara yönelmiş; " Azad daha kalkmadı mı Leyla? " demişti.

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now