4.BÖLÜM|SANAT

11.5K 301 53
                                    

Hooopp dedik 4. Bölüme geldik.

İyi okumalarrr.

•••••••••
Ağızdan çıkan her bir kelime havaya karışıp yok olur muydu?

Biz yok olduğunu var sayıyorduk fakat sonsuza dek etrafımızda olurlardı.

Ben o sözleşmeyi onaylamıştım.

İmzalamıştım.

Ömür boyu var olacak bir sözleşmeydi.

Bir gün çıkıpta hayır diye reddedemeyecktim. Pişmanmıydım? Belki bir nebze. Bilmediğim noktaları sorgulamadan kabul ettiğim için pişmandım aslında?

Barbaros serthana güveniyormuydum?

Güveniyordum. Kendimden bile çok. Bu güveni kazanmak için ne yapmıştı? Hiç bir şey .

Şimdi bana verdiği odada yatmış tavanı izlerken bunları düşünüyordum.

Garipti?

Ne tür bi intikam alıcaktık planı neydi hiçbir bilgim yoktu.

Hayatım bu noktadan sonra nasıl olacaktı orası muammaydı. İçimde biriken heyecan artık patlamaya yer arıyordu.

Evin kapısının çalma sesini duyunca yataktan kalktım ve odadan çıktım.

Etrafta kimse görünmediği için kapıya doğru ilerledim ve açtım.

Karşımda saçları koyu kızıla çalan mavi gözlü iri yapılı fiziği yerli yerinde güzel bir kız vardı. Sorgular bir şekilde yüzüne baktım ve

"Merhaba?" Dedim. Kız birden gülümsedi ve içeri doğru adımladı.

"Merhaba, gülay ben." Bana uzattığı elini bende tuttum ve tokalaştık.

"Immm şey -" kız elini omuzuma koydu ve

"Ben çizim için geldim. Ne için geldiğimi anlamadığının farkındayım." Anlayışlı tavrı kendimi rahat hissetmeme sebep olmuştu fakat yine karşıma çizim çıkmıştı.

"Bir şey sormak istiyorum, bu çizim işi ney acaba?" Cidden bu merakımın giderilmesi lazımdı yoksa bu konuya kafa yormaktan ağlayacaktım.

"Bu çizimler tuval üzerine kara kalem şeklinde yapılan zor bi çalışma. Genelde kadınlarla çalışılıyo ve en önemli kuralı-"

"Gülay olmalısın?" Arkamdan gelen bariton sesi duyunca irkildim ve geriledim.

"Şey kapı çalınca kimsede olmayınca ben açiyim dedim." Barbaros gözlerini bana değdirdi ve baştan aşağı süzdü. Üzerimdeki saten mor renkteki şortlu askılı pijamam bir an eriyim gitmiş gibi hissettim.

"Çizim saatlerinde etrafta dolanılmasını sevmem, odanda bulunursan iyi olur." Dedi ve gözlerini üzerimden çekti.

"Üst kat sağdan 2. Kapıya girip hazırlanabilirsin." Gülaya hitaben söylediği cümleyi kafamda tartmaya o andan itibaren başladım. Hazırlanmaktan kastı neydi?

Gülay merdivenlerden yukarı çıkmaya başlayınca bemde bir anlık cesaretle Barbarosun peşinden koştum ve

"Bir dakika " dedim. Adımlarını birden kesip arkasını dönünce yüzümü göğüs kısmına çarptırdım.

Olayın şokuyla ne yaptığımı anlayamadan geri çekildim ve

"Özür dilerim." Dedim. Barbaros tek kaşını kaldırdı ve

"Dikkat etmen gerekiyor minik." Dedi. Bu gün gergin bi gününde olmalıydı ki yüzü asla yumuşamıyordu.

"Merak ettiğin bir şey var." Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve

"Seni dinliyorum." Dedi katı ses tonuyla.

"Çizim saatlerinde, ne tür çizimler yapılıyor?" Gözleri anında gözlerime kitlendi ve yüzünde sinsi bir sırıtış oluştu.

"Merak her zaman iyi bir şey değildir minik kız. Vakti geldiğinde bizzat kendin görerek ve yaşayarak öğreneceksin." Beni asıl korkutan noktada kendimin yaşayacak olmasıydı.

Bu işte farklı bişiyler vardı. Bir çizim en fazla ne olabilirdi ki?

"Beni geren noktada bu! Çizim adı altında yapılıyor ama üstü fazla örtülü. Bir açıklama yok, korkmamı sağlıyor."

Barbaros öne doğru adımladı ve elini hala topuz olan saçlarımda gezdirdi.

Birden bire topuzun dik durmasını sağlayan tokayı çekip çıkardı. Gerise kalan tokalarada aynı şeyi yaptı ve yere fırlattı.

Saçlarım kıvrım kıvrım bir şekilde önüme döküldü.

"Hm, değişmiş saçlar." Dedi ve eliyle saçlarımı omuzumdan geri iteledi.

Birden bire elini ağızıma doğru uzattı ve 4 parmağını birleştieip ağızımın üzerinde gezdirdi ve ruju etrafa yaydı.

Eli pantolonumun düğmesine ulaşınca birden geriledim fakat beni kolumdan tutup kendine çekti ve

"Şşşşş" diye fısıldadı. Pantolonumun düğmesini açınca beni iteledi ve boydan aynanın karşısında durdum.

Aynadan kendimi süzdüğümde kıemızı rujum öpüşmüş edasıyla yayılmış saçlarım ise dağılmıştı.

Dağınık görünüyordum.

"İşte ben bunu çiziyorum." Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı ve barbarosa döndüm.

"Fahişe gibi görünen kadınları mı?" O an koskocaman bir kahkaha attı. Şaşkınlıkla yüzünü inceledim.

Komik olan neydi?

"Cidden minik kız düşüncelerinde senin gibi minik! Yürü benimle." Dedi ve elimden tutarak üst kata çekiştirmeye başkadı.

Bir odanın kapısını açtığında hızla içeri girdik.

Odaya girer girmz etrafı incelemeye başladım. Devasa tuvaller vardı. Boyalar yüzlerce fırça paletler kurşun kalemler kağıtlar ve daha niceleri.

Karşıda uzun binkoltuk vardı ve gülay üzerindeki uzun sabahlıkla o koltukta oturuyordu.

"Biray çizimi izleyecek." Gülay tam itiraz edecek gibi oldu fakat barbarosun

"Soyun" demesi ile sustu. Ben ise bana biray demesine mi şaşırayım yoksa soyun demesine mi şaşırayım bilemedim.

Gülay anında ayağa kalktı ve sabahlığın kuşağını çözüp üzerinden fırlattı.

Bütün vücudu çırılçıplak bam diye gözler önüne serilmişti. 

Kıvrımlı ve esmer bir vücuda sahipti. İri göğüsleri vardı.

Fakat kadınlığını ve göğüslerini görmek beni iğrendirmişti.

"Otur." Barbaros otur deyince hızla koltuğa oturdu.

"Şimdi arkana yaslan ve kollarını arkaya at." Gülay barbarosun dediklerini bir bie yapıyordu.

"Bacaklarını hafifçe arala." Daha fazlasını görmek istemediğimi anlayınca hızla odadan çıktım ve en yakın cama ulaştım.

Kendi kendime mırıldandım.

"Kahretsin! Kahretsin!"

Ben nasıl bir şeyi kabul edip nasıl bir şeyin içine düşmüştüm böyle.

••••••••

CEHENNEM ÇİÇEĞI |+18|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora