WOWZA

Once Upon A Time In...A Bar

Milka gözlerini açmış.

Sonra tekrar kapamış, çünkü kimse sabahın 8'inde uyanmak istemez sayın okurlar.

Ama Milka ne yazık ki tekrar gözlerini açmış çünkü bugün, haftanın diğer 6 günü gibi iş günüymüş. Milka yeni işine iyice alışmaya başlamış gibiymiş. Sabahları masasına gidiyor, ''Misafir İlişkileri'' tabelasını koyuyor ve 9 saat insanların ona bağırmasını dinliyormuş. Ha eve gidip ağlıyomuş.

Rutin önemliymiş.

Neyse kalkmış işte, üstünü giymiş, su geçirmez rimelini sürmüş ve hızlı adımlarla masasına doğru yürümeye başlamış. Yeni bir gün, yeni umutlar... Oturmasıyla sinirli bir Belçikalı'nın ona doğru yürümesi bir olmuş. Kadın bir açmış ağzını, durdur durdurabilirsen.

''C'est quel genre d'hôtel?! Essayez-vous de m'empoisonner?!! Je suis malade depuis 5 jours! Je vais vous poursuivre en justice! Vous serez viré!"

(Çevirmen notu: demek siz beni zehirlemeye kalkarsınız öyle mi?! çıkışa gel olm mahkemede görüşürüz.)

Milka sakince dinlemiş notunu almış ve bu olay öğlene kadar tekrar etmiş. Yani Belçikalı öğlene kadar şikayet etmemiş tabii ki, genel bir şikayet döngüsünden bahsediyorum canım. Öğlen olmuş zavallı yorgun Milka aşırı hiperaktif kankisi Vanchu'yla yemeğe gitmiş. Vanchu o gün olan tuhaf bir hikaye anlatırken Milka telefonundan gelen bir bildirim sesiyle irkilmiş.

< gangsterpjm sana bir mesaj yolladı>

Milka gözlerini devirmiş. Canı ciğeri sevgi pıtırcığı abisi sevgili Alkolik PJM ona her gün mesaj yolluyor, güya onu kontrolu altında tutuyormuş. Üniversiteyi bırakıp kaçtığını öğrenince verdiği ilk tepki Milka'ya iki bira şişe emojisi yollayıp ''sen şimdi iyi içersin heeeaaa'' olmuş. 

Milka şoka bile girmemiş.

Bugünkü mesajında ise Çarşambaları takıldığı kızla bir fotoğrafını yollayıp ''bizde durumlar böyle cnmm sen naps :))'' yazıyormuş. Evet abisi haftanın her günü farklı bir kızla takılırmış.

Evet Milka tabii ki her mesaja yaptığı gibi buna da görüldü atmış.

''Ve sonra ben de dedim ki Hayır Henry şu anda 20.yüzyılda değiliz. Zavallı Henry bunu kaldıramayıp beni havuza attı. Şu 8 yaşındaki insanlar ne tuhaf.'' sesiyle bir an kendine gelen Milka, acaba hikayenin ne kadarını kaçırdığını düşünmüş. Henry ve 8 yaş ve 20.yüzyıl mı???     Ama arkadaşını kırmamak için onu anlamış gibi yapıp kafa falan sallamış.

Günün geri kalanı normal geçmiş. Şikayet.Rapor.Şikaye.Rapor.Bağırış.Şikayet.Rapor.Ağlama Seansı. Milka tam bir gün daha bitti evde yatma zamanı diye düşünürken odanın kapısı foşırt diye açılmış ve yüzü kırmızı kalplerle boyalı Vanchu girmiş. İşaret parmağını suçlatıcı bir şekilde Milka'ya uzatmış ve bağırmış:

"Dışarı çıkıyoruz!"

Milka tam yastığıyla kendini boğacakken kapıda bir de otel müdürü belirmiş. Güneş gözlükleri ve deri ceketiyle amma havalıymış hee. Hem nasıl gelmiş o hemen öyle?! Işınlanmak gerçek miymiş yoksa?!

Milka baskıya yenik düşmüş ve dışarı çıkmayı kabul etmiş. Süper-kaotik üçlü bir bar gitmişler. Milka tam acaba sarhoş mu olsam yoksa bunları sarhoş edip sıvışsam mı diye düşünürken önüne  bir içki konulmuş. 

"Bu içki şurdaki baydan size. Ama baya çirkin. Çirkin seviyosanız siz bilirsiniz tabii" demiş barmen ve bir anda geldiği gibi gitmiş. Milka da önündeki bardağa bakakalmış. Sonra bi de adama mı baksam diye düşünmüş ama vazgeçip sadece içkiyi içimeye karar vermiş.

 Çünkü erkekler salaktır sevgili okurlar, mesajlarınıza cevap vermez ertesi gün de neden bana yazmadın diyecek kadar hipokrittirler. 

<kamu spotu sonu>

Milka hızını alamayıp bir iki kadeh daha içmiş. Ama bir iki kadehi bilirsiniz, sonra üç olurlar bazen şanslıysanız da dört. Milka da o gün aşırı şanslıymış. Kafası güzel kendi kendine takılırken (Vanchu ve Kimbap nerdeymiş bilinmez) yanına birden bir adam gelmiş. Adam bir palyaçonun yüzüne piç smile yerleştirilmiş haline benziyormuş. Homojen bir karışım.

''Sizi gördüm ve kendimi durduramadım sayın hanımefendi. Sizi tanıma içgüdüm bütün benliğimi kapladı ve artık sandalyemde oturmak imkansızdı...Sabah akşam sizinle sohbet etme dürtüsü gelmesi-''

Sayın okurlar, Milka aşırı şanslı olmasına rağmen o adam o kadar da değilmiş. Adamın sözü Milka'nın kusmuğuyla son bulurken gece daha yeni başlıyormuş.

Hiç değilse bazı insanlar için.

Milka hemen eşyalarını falan toplamış, parasını ödeyip çıkmak için sabırsızlanırken barmenin güsel sözleriyle gecesine daha da renk katmış.

''Çirkin sevmiyosun galiba''

Barmen kadın arkasından gülerken Milka çılgınca dışarı çıkmış ve otele doğru yürümeye başlamış. Ne tuhaftır ki insanlar bir şeye bu kadar hızlı alışır, bir süre önce öylesine yabancı olan yerler bir yuva haline gelir ve bizlere sığınak olur. Peki ne kadar süreliğine? Gerçek hayallerimize ulaşmak için bu sığınağı bırakmamız gerektiğini ne zaman fark ederiz? Kendimize oluşturduğumuz o küçük rahat alan, bazen bir oda bazen bir masa, bize ne kadar yeter? Belki 3 ay belki 3 yıl. Ama fark ettiğimizde çok geç olur gerçeği. Çıkmak gerekir o rahat alandan ki kendimizi bulabilelim, anlayabilelim, gerçekten tutkuyla yaşayıp belki de mutlu bir şekilde ölebilelim. Ve sonunda fark edelim ki asıl rahatlık o küçük alanımızda değil, gerçek hislerin tadını alabildiğimizde yaşanan andadır.

Yine boş yaptım sayın okurlar, kusuruma bakmayınız.

Milka da kıyamam zavallım bir yandan sarhoş bir yandan yürürken karşısına biri çıkmış. Uzun boylu, fena da tipi olmayan tuhaf bir sakalı olan bir bey. Sanki peri masalı olsa da hemen şu an göz göze gelseler, belki biraz gülümseseler her şey yoluna girecek.

Ama Milka'nın hiç hali yokmuş aşık olmaya.

Hem adamın zaten sanki saatlerce mesajlara dönmeyen, dönse de 2 kelime belki yazan belki yazmayan bir tipi varmış.

Öhö öhö.

Milka odasına ulaşmış, makyajını çıkarmış. Pijamalarını giymiş ve uykuya gitmiş.

Yarına hazırlanabilmek için 8 saati varmış.

Rutin sayın okurlar rutin! Rutin güzeldir.

Ve belki de, rutin hepimizi öldürecek olan şeydir.

Çevirmen Notu: Yazar biraz depresife kayan bölüm için özür diliyor, espri yeteneğinin de hayata olan sevgisiyle doğru orantıda düştüğünü belirtmek istiyor. Sizleri bir dahaki bölüme kadar kucaklıyor ve uykuya gidiyor.