6.Bölüm Kurtuluş

118 18 2
                                    

Buğra'nın Ağzından :

Babamın saçma sapan inadı ve öfkesi yüzünden şuan bir devlet okuluna, Cenk' i de peşimden sürüyerek bu rezalet okula yazılmıştım. Mis gibi kolejden devlet okuluna. Harika.. Cenkle beraber karıştığımız son kavgadan sonra babamın öfkesi kolay kolay dinmezdi. Yani buraya mahkûmduk.

Mecburen Cenkle beraber söylenen sınıfa girdik. Ama malesef ki, bununla beraber bize dikilen gözlere de maruz kaldık.Bu cidden rahatsız ediciydi.

Bir kız hariç. O kafasını sıraya gömmüş uyuyordu. Sarı bukleli saçları yüzünü kapatmıştı ve o her nefses aldığında yüzündeki saç tutamları havaya kalkıyordu. İnanılmaz tatlı gözüküyordu.Onun bu hali yüzümde oluşan kısa süreli bir sırıtışa sebep oldu.

Yanında bir kız daha oturuyordu.Bu kız Cenk'e yiyecekmiş gibi bakıyordu ama Cenk bunun farkında değildi ve bu yüzden onun bakışlarına karşılık vermiyordu. O da bir süre sonra Cenk'ten bakışlarını çekip yanındaki uyuyan güzeli uyandırma çabalarına başladı.

Bense bu sırada bütün sınıfı baştan aşağa süzüyordum.Tekrar ona baktığımdaysa göz göze geldik..İşte o an içimin titrediğini hissettim. Uyanmıştı ve bana bakıyordu. Bu kız inanılmaz güzeldi.

Cenk beni kolumdan dürterek "buranın kızlarıda iyimiş, fıstık kaynıyo oğlum baksana"

Ona bakıp gözlerimi devirdim. Daha iyilerini görmüştük. Bu kadar abartmasına gerek yoktu. Bir tek o sarışın dikkatimi çekmişti zaten.

"Zevksiz misin? Abaza mısın nesin Cenk?

Sadece gülmüştü. Cenk çok değişik bi çocuktu. Dışarıdan çok sertti ama normalde benden daha eğlenceli, komikti. Neden bu kadar dengesizsin diye sorunca da direk ciddileşiyordu. Farklı bir ruh alemi vardı. Daha ben de çözememiştim onu.

Sarışına dönüp baktım, arada bakışlarını kaçırarak bakıyordu bana. Kızarmıştı, sanırım utanmıştı ve çok daha tatlı gözükmüştü.

Çok geçmeden ben bu güzele göz kırpıp, gülümsedim. Onun ise bu yaptığımdan sonra çok daha kızardığını gördüm. Ama ben bunu takmadan ona gülümsemeye ve bakmaya devam ettim. Tabi o artık bakmıyordu, sanırım şuan utançtan ölüyor olmalıydı, bunu domates gibi kızaran yanaklarından ve utangaç tavırlarından çok rahat anlamıştım.

Hoca kendimizi tanıtmamızı istedi ve bizde tanıtıp, o güzelin sırasının yanındaki sıraya geçdik.

Sürekli onu seyrediyordum.Her hareketini, tavrını...Cenkte sınıftaki kızlardan konuşuyordu. Daha sonra benim o güzele baktığmı fark edince bana "çok beğendim galiba"dedi muzip bir şekilde gülerek. Sonrasındaysa kız hakkında konuşmaya başladık.

Çok geçmeden hoca bunu farketmiş olacak ki elini masasına sertçe vurarak, sinirle bağırdı. Sınıfta ses dinmeyince hocada sıraları dolaşmaya başladı.

Dersin yarısına kadar onu izledim. Arada sarı saçlarıyla oynayıp bukle yapıyordu. Herşeyiyle muhteşemdi. Büyülendiğimi hissettim. Ama onun gibi bi kızın mutlaka sevgilisi vardır düşüncesiyle yıkıldım. Ona sahip olmayı isterdim doğrusu.

Onu izliyordum hala. Yanında ki kızla birşeyler konuşup, gülüşüyordu ama kısa süre sonra eline bir kağıt alıp okuduğunu gördüm. Artık gülmüyordu ve endişeli gözüküyordu.

Daha sonra kağıdı yanındaki kıza uzattı. O kızda okuması bittiğinde aniden ayağa kalkıp, "ben ona kimin sürtük olduğunu gösteririm" gibisinden birşeyler söyledi. Buna şaşırmıştım, bir anlam veremedim. Ne olmuştu acaba? Bu kız neden böyle öfkelenmişti?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonsuz Karanlık -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin