1.Bölüm Kabus

305 41 4
                                    

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem. Desteğinizi esirgemeyin lütfen..

"Kızım kalk!. Nilaaay!! sana diyorum kızım" annemin bu bağırışları ile hafif gözümü araladım ve kısık gözlerim arasından fısıldadım. "Annee"..

Daha sonra yüzümdeki serinliği hissedince elimi yüzüme götürdüm.. Lanet olsun! yine ağlamıştım...

Yine o kabusu görmüştüm bu kabusu kaç kez görmeme rağmen korkum azalmıyor aksine daha da artıyordu ama anneme sarılmak her zaman beni rahatlatırdı ve kendimi güvende hissederdim.

Daha fazla dayanamadan bir hışımla yerimden fırlayıp yatağımın bir ucunda duran anneme sıkıca sarıldım, şu an buna inanılmaz ihtiyacım vardı.

Annem endişe içinde bana bakarak "kızım ne oldu yine çığlık seslerin evi inletiyordu, aynı kabusmu yoksa" diye sordu. Kafamı sallamakla yetindim ve ona daha sıkı sarıldım...

Aslında bu kabustan fazlasıydı yaklaşık bir aydır aynı kabusu görüyordum ve ailem artık benim için endişelenmeye başlamıştı. Nitekim bende kendimden korkmaya başlamıştım.. Acaba deliriyormuydum!..

***

Sabah erkende kalktım ,aslında hiç yatmamıştım eminim ki gözlerim şiştir..

Uykumun olmadığından değil sadece gece boyunca gözümü kapamaya korktuğumdan.Saate baktım 6:05' di ve ben uyku sersemiydim.

Banyoya gidip yüzümü yıkadım ne yazık ki bunun pek faydası olmadı..Okula daha iki saat olduğundan sıcak bir duşun iyi geleceğini düşünerek banyoya gittim ve  duşumu alıp,bornozuma sarılarak geri döndüm.

Evet işte bu rahatlatmıştı. Derin bir nefes alarak üstümdeki bornozla kendimi yatağıma sırt üstü bıraktım ve sonrasında da tavana kısık gözlerle bakmaya başladım.

O sırada aklımda istemsiz olarak kabusum canladı ve bir anda refleks olarak yatakta dikeldim "hatırlama boşver ,bu saçma bir kabus sadece unut unut" diyerek sayıklamaya başladım.Bir nevi kendimi teselli ediyodum işte.

Ayağa kalkıp dolabıma yöneldim ve formalarımı giymeye başladım.Ne yalan söyleyim bu formaları seviyordum, bana yakışıyorlardı.

Mini siyah çizgili bordo eteğim, krem rengi gömleğim, borda kravatım ve hırkam...Saçlarım doğal sarıydı. Ve açık bıraktığımda formamla uyum içinde çok güzel duruydu.

Üstümü giyindikten sonra hafif bir makyaj yapıp aynadaki yansımama baktım. İyi görünüyordum.

Kahvaltı yapmak için çıkıyordum ki annemle kapıda karşılaştık. Heralde beni uyandırmaya gelmişti ama benim onun kaldırma çabalarından önce kalkmam, belli ki onu şaşırtmıştı. "Günaydın annelerin en güzeli" dedim kacaman öperken. Sonra beraber kahvaltı masasının yolunu tuttuk.

Kahvaltım bittirdikten sonra abimi beni bırakması için ikna etmeye başladım. İşe gitmesi gerektiğini biliyordum ama  bugün hiç durakta otobüs bekleyecek halim yoktu.  Neyse ki o da bana yenik düşeceğini bildiğinden fazla uzatmadan ikna oldu ve arabaya binip okulun yolunu tuttuk..

Yolda hiç konuşmamıştık. Abim soğuk biriydi, çok konuşmayı ve konuşanları sevmezdi. Sertti. Aslında ben de birazcık ona benziyordum. Arkadaşlarıma göre daha daha sakin sessiz biriydim. Özellille Çiğdem'e göre. Şimdi diyeceksiniz ki Çiğdem kim? Çiğdem herkeste olan şu best friend modeli. Çoçukluk arkadaşım,en yakın dostum ve sırdaşım.

Okulun önünde durduğumuzda abim cebinden ellilik çıkarıp bana uzattı. Gülümseyerek "gerek yok abi var" dedim. Ama o vermekte ısrarcıydı. "Olsun al sen yine de al. Kızsın sen lazım olur. Ha bu arada erkeklerle fazla münasebet yok, yüz vermiyceksin itlere"

Yüzümü ekşiterek "Abi tamam anladım hergün aynı nutuğu çekmenin anlamı yok" Abimin ters bakışlarını fark edince hemen geri vites yaptım tabii. " kızma hemen ya tamam dedim işte"

Abim yüzünden hiçbir erkeğin yanında duramıyordum. Arkaş bile olmamı istemiyordu. Sevgilimin olmasını kesin bir dille yasaklamıştı zaten hep. Ama ben bir şekilde aptallık edip aşık olmuştum. Bir tek onunla çıkmıştım. Emre.. Ve o beni şuan hiç görmese bile benim kalbim onundu. Ama tabi ki abim bunu bilmiyordu. Bilse şuan yaşıyor olmazdım. Tamam biraz abartmış olabilirim ama düşünsenize okulda ki kimse şuan abimin korkusundan yanıma yaklaşmıyor.

Arabadan inip okula doğru yürümeye başladım. Okulun girişinde Çiğdem ve iki kızın kavga edip itiştiklerini gördüm. Bu kızlar Galina'nın yanında dolaşan kuyruklarıydı.

Galina'da Amerikadan iki sene önce babasının işleri yüzünden buraya gelen kendini beğenmiş, kibirli ve edepsizlikte sınır tanımayan bir kızdı. Sanki sırf bu okuldakileri ezmek için özel okul yerine burayı tercih etmişti. Parasıyla insanları aşağılamak en büyük eğlencesiydi. Ama ruhu çok kalitesiz, ucuz, değersez bir insandı.

Peki ama Çiğdem'ın bu kızlarla derdi ne olabilirdi?

Hemen yanlarına koşup onları ayırdım.Çiğdemi kolundan çekiştire çekiştire bahçedeki banklardan birine oturttum ve karşısında dikelerek, "Eee" dedim sadece olanları anlatmasını bekledim ama o sessiz kalmayı tercih ettmişti.

En sonunda dayanamayarak bağırdım. "Çiğdem bana bak! Suratıma! Ne oldu anlat artık"

Çiğdem ise sanki söylediklerimi hiç duymuyormuş gibi o kızlara bakıyordu..Öfkesi hala dinmemişti  ve bütün nefretini bakışlarıyla sergiliyordu.

Onu kolundan dürterek bana bakmasını sağladım.

"Çiğdem sana diyorum!"

Çiğdem "önemli birşey değil" dedi kafasını iki yana sallayarak.

İnanmamıştım .Bu kadar önemsiz olsaydı bu denli öfkelenmezdi değil mi? Yinede üstüne gitmek istemedim. Sakinleşmesini bekleyecektim.

Bir süre sessiz kalmıştık .Bu sessizleği bozan okul zili olmuştu..Ders başlayacaktı..Ayağa kalktık ve beraber sınıfın yolunu tuttuk.

Sınıf kapısının önünde yine aynı kızlar.Bize ters bakışlar atıp kendi aralarında dedikodumuzu yapıyolardı.Sanki inatla biz duyalım diye bağıra bağıra konuşup, sesli kahkahalar atıyorladı..Alay ediyolardı besbelli ..Bunu koridorun en sonundan dahi fark edilebilirdi.

Kapıya çok yaklaşmıştık. Çiğdem biran durup yumruğunu sıktı.Öfkeyle gözleri alev alevdi. Hızlı hızlı solumaya başlamıştı..Kızlara öldürücü bakışlar atıyordu. İçimi büyük bir merak sarmıştı. Neydi bunların alıp veremediği?

Burada biraz daha kalırsak olabilecekleri tahmin ettiğimden Çiğdemin kolundan tutup çekiştire çekiştire sıramıza götürdüm.Dersin başlamasını bekledik...

Ders edebiyatdı ve uykusuzluğumdan çok uyku bastırmıştı. Gözlerimi kapadım ve kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım..Ah neyseki artık rahat bir uyku çekebilecektim.

***
Bir dürtme hissedince gözlerimi açtım.

Bu Çiğdemdi..

"Ne var ??" dedim

Oda gözleriyle tahtanın olduğu tarafı işaret edip güldü..

O tarafa baktığımda iki çocuk görmüstüm. Bünlar bizim sınıftan değildi.Birisi esmer,birisiyse sarışındı..

Sarışın, onları izlediğimi fark edince bana baktı ve sonra o bakışlarını uzun süre üzerime kenetledi..

Saçları sarının en güzel tonuydu sanki. Benimkilerden güzel olduğu kesindi. Gözleri mavi ya da yeşildi. Uzaktan onu tam kestirememiştim. Esmer ondan farklıydı tehlikeli bir görünüşü ve oldukça seksi bir hali vardı.

Sarışın olan bakışlarını benden hala çekmemişti. Açıkcası bu beni utandırmıştı ve bu yüzden ondan sürekli gözlerimi kaçırıyordum. 'Bakma bana öyle bakmaa'

Kafamı tekrar kaldırıp ona baktığımda gülümsüyordu

Ve işte kalbimin atmayı bıraktığı an. Göz kırpmıştı! Bana göz kırpmıştı!!


Sonsuz Karanlık -Düzenleniyor-Where stories live. Discover now