Bekledim.

Bekledim fakat ses yoktu.

Yavaşça gözlerimi aralayıp bakışlarımı yatağa doğru çevirip korkunç gerçekle karşılaştım.

O yoktu.

Bir daha hiç bir zaman olmayacaktı.

Burnumu çekerek göz yaşlarımı parmağımla sildim ve yavaş adımlarla dolabına doğru ilerledim. Dolabın kapağını açıp düzgün bir şekilde dizilmiş, düzenli dolabına bakıp gülümsedim.

Her zaman düzenliydi.

Parmaklarımı asılı olan kıyafetlerinde gezdirip yutkundum. Benim yanıma gelirken giydiği kıyafetleri, okul forması, montları, ne de yakışıyordu onun üstüne. Dolabı yavaşça kapatıp yatağın üzerine oturdum.

Komidinin üzerinde çerçeveli bir şekilde duran ikimizin fotoğrafına bakıp gülümsedim. Hemen çerçevenin önünde de ucunda diktörtgen şekli olan ve üzerinde 'A' harfi yazılı kanlı kolyesine baktım.

Vurulduğunda boynunda olan kolye.

Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Çok dayanılmaz bir acıydı. Sevdiğinin kollarının arasında can vermesi ve senin ona yardım edememen o kadar zordu ki. O an kendimi dünyanın en çaresiz insanı gibi hissetmiştim. Ellerimden kayıp giderken hiçbir şey yapamamıştım. Hıçkırıklarım artarken elimle dudaklarımı kapatıp kendimi frenlemeye çalıştım.

Bacaklarımı yatağın üstüne çekip yan döndüm ve onun başını koyduğu yastığı kollarımın arasına alıp sımsıkı sarıldım. Kokusu gitmişti fakat bir zamanlar bu yastığa kafasını koyup uyuyor oluşu bile yetiyordu. Yastığı koklayıp öptüm ve hıçkırıklarımın arasından konuştum.

"Seni çok özlüyorum."

'Bende seni çok özlüyorum' diyormuş gibi hayal edip acı içinde gülümsedim. O da özlemişti, hissediyordum.

"Keşke göndermeseydim seni."

'Seni seviyorum' sesi sanki kulaklarımda yankılanıyordu. Hıçkırıklarım daha da artarken yastığı yüzüme bastırıp kenarlarını sıktım.

Gözlerimin önünde acı çeke çeke öldü ve ben bir şey yapamadım.

En çok canımı yakan buydu.

Benim canını yakmaktan korktuğum sevdiğim gözlerimin önünde can çekişirken öylece izlemekten başka bir şey yapamamıştım.

"Beni de yanına alsaydın."diye konuştum yastık yüzünden boğuk çıkan sesimle. Onsuzluk artık kalbime çok ağır geliyordu, baktığım yerde onu görememek nefes almamı zorluyordu.

Keşke demekten nefret ederdim fakat onu kaybettikten sonra o kadar çok keşke demiştim ki.

'Keşke biraz daha fazla sarılsaydım.'

'Keşke biraz daha fazla izleseydim yüzünü.'

'Daha fazla ciğerlerime çekseydim keşke kokusunu.'

'Daha çok öpüp, daha çok dokunsaydım keşke.'

"Kokunu çok özledim."diye fısıldadım kırık sesimle. Başımı kaldırıp yastığı göğsüme bastırdım ve acı içinde ağlayarak konuşmaya başladım."Eğer beni duyuyorsan sana yalvarıyorum beni de yanına al, artık dayanamıyorum!"Bir kez daha hıçkırıp ıslak yanaklarımı ellerimle sildim."Yalvarıyorum beni de al!"

ah sen Where stories live. Discover now