seungseok ➳ troublemaker

996 52 77
                                    

Lise hayatımın bitmesine son bir kaç ay kaldığını fark ettiğimde başımı kaldırıp yıllardır bana eşlik etmiş emektar odama bakıyorum.

Dört koca yıl... Dile kolay değil söylemesi, dört yıl boyunca okulda olduğum her güne eşlik etmişti bu oda.

Hayır, sınıfımı kastetmiyorum. Kendi odamdan bahsediyorum.

Okul başkanına özel olan odadan.

Kapı çalıyor.

"Girin."

"Başkan.." diyor sakin bir ses içeriye adım attar atmaz. Hemen kim olduğunu görmeden anlıyorum.

Bir alt sınıfımdan yardımcım, Cha Junho.

"Junho? Bir sorun mu var?" diyorum bedenimi ona çevirirken. Normalde odama pek girmezken bir öğle arası burada olması ilginçti.

"Şey... Çevrede fısıldaşmalar var. Bizim okuldakilerin karşı okulla ilgili yine sorunlar çıkarttığına dair bazı dedikodular duydum."

Yutkunurken boynundaki kravatını biraz gevşetiyor. "Gidip bir bakmalı mıyız?"

.
.

"Size kaç kere diyeceğiz lan?"

Adımlarımız hızlanırken sonunda büyük bir kalabalık ve bazı bağrışmalar duyuyorum.

Evet, tam da tahmin ettiğim gibi bir kavga.

Ve bu seste kesinlikle onun olmalı.

Kalabalığı yarmaya çalışırken tartışmanın iyice kötüye gittiği aşikar.

"Burası bizim sınırımız. Bir daha geçerseniz ağzınıza sıçarız demedik mi biz size?!"

Lee Hangyul. Benim sınıfımdan.
Ayrıca okulun başbelalarından birisi.

"Kaçıncı sınıf olduğunuz sikimde değil, abileriniz niye etrafta sakat geziyor hiç mi gidip sormadınız?"

Bizimkilerin aksine daha ince ve tiz bir ses.. "Sadece topumuzu almaya ge-gelmiştik..."

"Koca basketbol topunu bizden birinin kafasına atıp kaçmak ha, nasıl acıttığını sana göstereceğim--"

"Cho Seungyoun!" Nihayet kalabağı ittire kaktıra onların yanına ulaşmayı başarabiliyorum.

Bu çocuk resmen tüm hayat enerjimi sömürüyordu...

Seungyoun çocuğun yakalarından kavramışken ona seslenmemle başını hızla bana çeviriyor.

Koştuğum için nefes nefeseyim. Kesik nefeslerim arasından ona taa derinlerimden gelen bir agresiflikle bakmaya devam ederken etraf birden fısıldaşmalar ile doluyor.

Seungyoun bir süre suratıma boş boş baktıktan sonra sanki her şey yolundaymış gibi sırıtıyor. "Ah favori başkanım benim için gelmiş! Ama biraz bekle..."

Yüzündeki gülümseme yerini tekrardan soğuk bir ifadeye bırakırken elleri arasıda olan çocuğa dönüyor. "Şunun işini bitirince sana döneceğim.~"

X1 oneshotsWhere stories live. Discover now