16| Bulutlara Kadar..

Start from the beginning
                                    

"Nasıl yani?" az önceki modundan çıkıp istediği gerçekleşen çocuk moduna bürünmüştü. "Ya Kerem.. Şapşik seni!"

Cevap vermeden telefondan Can'ı arayıp kulaklığı takıyorum. "Can?"

"Efendim kardeşim?"

Direksiyonu sağa kırıp rotamızı değiştiriyorum. "Hemen Zeynep'lerin eve geliyorsunuz."

"Noldu Kerem bir şey olmadı değil mi?"

"Hayır Can.. Pikniğe gideceğiz hep beraber."

"E kardeşim filme giricektik biz..."

Sessiz bir küfür savurup derin nefes alıyorum. "Başlarım senin filmine Can hadi.."

Kulaklığı çıkartıp Zeynep'lerin evine sürmeye devam ediyorum.

"Ya sevgilim onlarında planlarını bozduk.."

Ahh düşünceli güzelim benim..

"Senden önemli mi peki? Hayır! Hem zaten hastane, bayram falan derken uzun zamandır birlikte birşeyler yapmıyorduk. İyi olur.."

Zeynep'in ağzından;

Kerem'in her özelliğini , her şeyini çok çok seviyorum ama en çok sevdiğim  özelliği beni benim onu sevdiğim kadar çok sevmesi sanırım.

Eve gelince, kızlar geldiklerinde bık bık ötmesinler diye biz hemen Kerem ile piknik sepetimizi hazırlamaya başlıyoruz.

Piknik sepetimize herşeyi yerleştirdikten sonra bizimkileri beklemek için salona geçip koltuğa oturuyoruz. Daha doğrusu Kerem oturuyor, ben onun dizinde yatıyorum. "Güzelim.."

"Efendim sevgilim.."

"Ben o kadar şanslıyım ki, senden önce ki hayatım demek bile hata olur çünkü benim senden önce yaşanılacak bir hayatım yoktu o yüzden kendime hep diyorum 'İyi ki hastanenin teklifini kabul etmişim..' diye. Yoksa hala eski serseri,  sinirli, umursamaz Kerem olurdum.."

Kerem birden neden bu konuya geldi bilmiyorum ama sonunun kötü bir şekilde bitmemesi için bildiğim tüm duaları ediyorum. "Kerem? Herşey yolunda mı?"

"Güzelim asl..."

"Biz gelddiikk.." cümlesiyle bizimkiler içeriye pat diye girince haliyle bende bir anda tırsıyorum.

Tam zamanıydı yani..

"Kırsaydınız.." diyor Kerem agresif bir şekilde.

Can anlamamış bir şekilde bakarken dayanamayıp soruyor. "Neyi?"

Yumurta Can yumurta.. Kırmak ister misin? Açsın falandır hani..

"Kapıyı.. Hani pat diye girdiniz ya.."

**

"Yalnız çok  lezzetli olmuş beyler.." diyor Yağmur peçeteleyle dudaklarını silerken.

"Afiyet olsun aşkım.."

Kerem bir anda gülmeye  başlıyor. "Can bi halt yapmadın burda herşeyi ben yaptım havalarına giriyorsun.."

"Yaptım ya abicim ya.."

"Evet Kerem yaptı tabi yapmaz mı.. Mesela mangalda pişen etlerin yarısını yanımıza gelen köpeklere verdi.." diyor Barış bir anda hepimizi güldürmeye başlarken.

Hep birlikte gülüşürken Kerem yanımdan kalkıp ilerlemeye başladığında, merakla nereye gittiğine bakarken Kerem az sonra yanımıza bir top, ip ve salıncakla geliyor.

"Sevgilim.. Salıncak mı getirdin sen.. Hadi hemen kur da sallanalım."

Kerem yanağıma bir öpücük kondurup salıncak için sağlam bir ağaç aramaya başlarken bizde kızlarla masayı toparlıyoruz.

"Yağmur.. Zeynep Kerem'i teyzemlere söyledi!" diyor Melis sessizce gülmeye başlayarak.

"Oha Zey! Ben iptal, ben şok, ben vefad."

Allah'ım bide son zamanlar da bu çıktı.. Ne saçma, ne gereksiz bir cümledir ya. Yağmur eksik kalır mı peki?

Hayır.

"Zey niye dünyaya yeni gelmiş bebek gibi boş boş bakıyorsun suratıma anlatsana.."

"İşte ne anlatayım ya, söyledim falan işte.."

"Söyledim falan işte.." Sesimin taklidini yapıyor. "Zey doğru düzgün anlat şunu.."

"Tamam tamam.."

Herşeyi anlattıktan sonra Kerem'lerin yanına gidiyoruz..

"Hadi yakan top oynayalım."

"O zaman grupları söylüyorum, 1. grup Kerem, Zeynep, Melis - 2. grup ben, Yağmur, Barış.." diyor Can heyecanla.

"Ben niye sevgilimden ayrı gruptayım Can?"

"E kardeşim şimdi şöyle düşün Kerem'le Zeynep'i zaten hiç bir kuvvet ayıramaz.." Ha şunu bileydiniz. "Benle Yağmur'da aynı grupta olacağız e geriye siz kalıyorsunuz ondan öyle oldu."

"Tamam Barış ya hadi oynayalım." diyor Melis Barış'ın tam tersine hemen kabullenirken.

Kerem, ben ve Melis ortaya geçiyoruz. Melis bir kaç kez ıskalandıktan sonra vuruluyor ve hedefleri tabi ki ben oluyorum.

Yağmur atıyor.. Hop sıyrıl geç! Barış atıyor.. Eğil kurtul! Can atıyor.. Zıpla gitsin kızım Zeynep..

Ama ne demişler çekirge bir zıplar iki zıplar üçte de bir ihtimal zıplasada dörtte ı-ıh hiç şansı yok. Can topu bir atıyor ve yanıyorum.

"Yaa Kerem vurdu bu beni.." diyorum küçük çocuk gibi mızmızlanırken.

"Vurmasana Can sen benim güzelimi.."

"Ohoo.. Abicim oyunun kuralı bu ya!"

Gülmeye başlıyorum istemsizce. "Tamam tamam hadi kolaysa Kerem'i vurun.."

Hadi sevgilim sen yaparsın hadi..

Hoppa zıplaaa, zıpla, zıpla sevgilim bana bakma topa bak vurulacaksın şimdi..

Al işte sevgilim ya vuruldun neyse..

"Sevgilim, salıncağa gidelim mi? Yandık zaten.." diyorum elinden tuttuğum gibi yavaş yavaş yürümeye başlarken.

"Yaa Zey daha biz geçicez ortaya.."

"İkili grup yapıverin Yağmur'cum hadi.." diyorum hayali bir öpücük göndererek.

**

"Hadi daha yukarı Kerem.."

"Güzelim düşüceksin ama.."

Rüzgar saçlarımı dağıtırken bir tutamını alıp kulağımın arkasına sokuşturuyorum. "Düşmem Kerem yükselt sen.. Çok çok yukarıya çıkart beni.."

"Nereye kadar yükselmek istersin?" diyor neşeyle sallarken.

"Bulutlara kadar.. En yukarılara kadar.."

İŞ ARKADAŞIM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now