#14: Armut sarısı

965 144 20
                                    

***
Keyifli okumalar dilerim 💜
Keremcim bu bölüm üzgün olduğu için benim de modumu düşürdü resmen :(

Bölümün sonundaki bilimsel kısım hakkında ve genel olarak istediğinizi sorabilirsiniz :') ***


SPEKTRUM

14. BÖLÜM: Armut sarısı

*Her yeni keşif, bir yenisine daha yol açan araçları da beraberinde getirir.
-Richard P. Feynman*



Bronz kahve. Armut sarısı. Çam yeşili.

Kerem'den yayılan hüzün dolu hislerden başım dönüyordu. Geldiğimizden beri yerinde duramıyor, volta atıyordu hastane koridorunda.

İleri. Geri. Topuklarında sert bir dönüş. Tekrar baştan.

Burası bir hastane.

Midemde bir yuvarlanma hissettim.

Hayır. Düşünme. Şu anda değil.

"Kerem, otur biraz. Sakin ol."

Söylediğime ben bile inanamadım. Bana baktı. Yonca yeşili.

Hislerini değiştirmek istedim. Ama yapmadım. Üzüntüsünü yaşamak hakkıydı. Bu onu ve beni kahretse de.

"Sakin mi olayım? Benim yüzümden babam... İçeride ve... Benim yüzümden belki..."

"Seninle alakası bile yok." dedim yumuşakça, teselli amacı gütmeden.

"Haftalardır bu telefonları alıyorum. Umursamadım. Adam silahını çektiğinde bile, Allah biliyor ya, cesaret edemez dedim. Çok gördük böylelerini... Yani öyle sandım. Her şeyi çok biliyorum ya! Aptal kafam!"

O kadar derin bir pişmanlık içindeydi ki. Kendini suçladığı için daha da çok acı duyuyordu. Geniş omuzları çökmüştü.

"Neden bugün? Nasıl bugünü buldu?"

Ben de aynı şeyi soruyordum kendime.
İleri. Geri. Koridorun sonundaki tabloya milyonuncu kez, bir şey görmeden baktı.

"Kurşun banaydı. Önüme atladı... O yaşta adam, benden çevik davranıp kurşunun önüne atladı. Ben? İzledim sadece!"

"Bazen elimizden bir şey gelmez..." diye mırıldanmaya çalıştım.

Kurşunun Kerem'e isabet ettiği bir paralel evreni düşünmek bile istemiyordum.
Kendini koridordaki metal banka bıraktı. Kafası önüne düştü. Sesi kısıktı.

"Annem gittiğinde, ben çocuktum. Çocuklar her şeyi bilir. Neler olduğunu çok iyi biliyordum... Annemin bizi sevmediğini de."

Yanına yaklaşmakla duvara yaslanmak arasında gidip geldim. Kerem ilk kez açıyordu kendini. Bir his yaymadım. En yalın haliyle, en yalın halime bağlanmasını istedim.

"Onu hiçbir zaman affetmedim. Beni sevmediği için değil. Babamı benim gibi bir sorumlulukla yapayalnız bıraktığı için... Hoş, af dileyen olmadı. Yine de uğraşmıştım."

SpektrumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin