"Çikolata?" gözlerimi devirip mutfağa gittim. İki tane çikolata alıp yanlarına döndüm.

"Al bakalım bücür." ayakkabısını giydirip dışarıya kadar kucağımda taşıdım. Arabanın arka koltuğuna oturtup kemerini bağladım. "Sonra görüşürüz Tob." yanağımı öpüp gülümsedi. Onlar uzaklaşana kadar arkalarından bakıp eve girdim. Mutfaktan atıştırmalık bireyler alıp salona döndüm. Film seçip Louis'nin gelmesini bekledim.

"Aç kollarını." gülümseyip kollarımı açtım. Koridordan koşturarak yanıma geldi. Kollarımın arasına girip sıkıca belime sarıldı.

"Güzelim beni öldürmeye mi çalışıyorsun. Biraz nefes alsam fena olmaz." kollarını gevşetip başını göğsümden kaldırdı. "Şaka yaptım, gel buraya." gülümseyip eskisi gibi konumlandı.

"Filmi boşverelim. Sessizce oturalım." sesi mayışmış gibiydi.

"Eğer uykun varsa yatak odasına götüreyim seni."

"Burası iyi." saçlarını okşayıp öptüm. Başını göğsümden kaldırmadan bana baktı. Gülümseyip burnumu burnuna sürttüm.

"Bu çilek kokusu da ne?" dudağını büzüp bilmiyormuş gibi yaptı. "Sanırım ben nereden geldiğini biliyorum." önce yanaklarını öptüm. Sonra dudaklarımı yanağına sürterek dudağına kadar ilerledim. Alt dudağını dudaklarımın arasına aldım. Çilek tadıyla ve kokusuyla kendimden geçtiğimi hissettim. Dudaklarımızı arasında birkaç santim fark bırakacak kadar geri çekildim. Kendi dudağımı yalarken dilim onu dudağına da değdi.

"Bulabildin mi?"

"Buldum ve çok beğendim." dudağımı tekrar yalayıp dudağımda kalan çilek tadını almaya çalıştım.

"Çilek seviyorsun yani?" cıkladım.

"Çilekli Louis dudağı seviyorum." Kıkırdayıp yanağımı öptü. "Bugün ne yaptım biliyor musun?"

"Ses tonun kızacağım bir şey yapmışsın gibi geliyor."

"Tobby'e seni öpmemesi için rüşvet verdim. O da bir tane çikolataya sattı seni." alnını göğsüme yasladı.

"Şaka yaptığını söyle."

"Üzgünüm ama şaka yapmıyorum."

"Tanrım! Harry o küçücük bir çocuk. Ona böyle rüşvet vermemelisin. Ayrıca çok çikolata yediriyorsun, yapma. Fazlası zararlı olur." iç geçirip sesimi incelttim.

"Tamam anne." göğsüme vurup kaşlarını çattı. Gülümseyip burnunu öptüm. "Şu çilekli şeyden yine mi sürsen. Hatta istersen yatak odasına birlikte gidelim sürerken yardım ederim."

"Sapıksın Harry."

"Ama benim bu halimi seviyorsun."

"Maalesef ki öyle."

"'Maalesef ki' mi?" burnunu ısırdığımda beni ittirmeye çalıştı.

"Şaka yapıyorum aşkım. Seni her halinle seviyor olmaktan mutluyum."

~~~

Kucağımda çapraz yatarken kolumdaki dövmelerin üzerinde parmağını gezdiriyordu.

"Bende dövme yaptırmak istiyorum."

"O nereden çıktı şimdi? Canın acır, olmaz yaptıramazsın." masum bakışlarını atarken gözlerimi kırpıştırdı.

"Lütfen Harry, küçük bir şey yaptırırım. Canımın acıdığını hissedersem hemen bıraktırırım." parmak uçları yanağımda dolaşmaya başladı.

"Eğer canın acırsa hemen vazgeçeceksin." gülümseyip yanağımı öptü. Ona böyle çabuk yenilmekten nefret ediyordum. "Burada yaptıracaksan seni ilk dövmemi yaptırdığım yere götüreyim. Londra'dakine göre eli daha hafif."

"Tamam ben hemen hazırlanırım." kollarımı sıkılaştırıp kalkmasını engelledim.

"Böyle çok sevimlisin. Değiştirme üzerini." Çünkü benim kazağımı giymişti ve bu çok sevimli duruyordu. Kıkırdayıp kafasını salladı. Dövmeciye gitmek üzere evden ayrıldık. On dakikalık bir yolculuktan sonra hiç değişmeyen yere baktım. Louis'nin elini tutup içeri girdim. Vücuduna yeni dövmeler eklenmiş adam beni gördüğünde duraksadı.

Kollarını açarak yüksek sesle "Harry!" dedi. Louis'nin elini bırakmadan tek kolumla sarıldım.

"Selam Troy." benden ayrılıp Louis'ye baktı. "Erkek arkadaşım Louis."

"Vay canına! Bir erkek arkadaşın var ve sen rahatça onun elini tutup benimle tanıştırabiliyorsun. Normalde asla böyle şeyler yapmazsın."

"Aşk insanı değiştirebiliyor." Louis gülümseyip koluma sarıldı. "Her neyse sevgilim dövme yaptıracak ama çok acımaması lazım. Eğer acırsa yüzünden anlarım ve hemen bırakmanı isterim."

"Tamam aşk böcekleri, kataloğa bakın siz ben içeriyi hazırlayayım." kafamı sallayıp Louis'yi kataloğların olduğu koltuğa çekiştirdim. O şekilleri incelerken ben onu mimiklerini izliyordum. Bazen yüzünü buruşturuyor, bazense hayranlıkla bakıyordu.

"Harry bunu istiyorum." gösterdiği şekle baktığımda kaşlarımı çattım.

"O uzun sürer ve canın çok yanar bebeğim, olmaz. Daha küçük bir şeyler seç."

"Ama bu senin gemi dövmenle uyumlu olurdu." gülümseyip alnını öptüm.

"Başka bir zaman yaptırırız onu. Şimdi daha küçük bir şeyler olsun." oflayarak kataloğu kapattı.

"Sen bir şeyler çiz, itiraz etmeden kabul edeceğim." Bu işime gelmişti kenarda duran kağıt kalemi aldım. "Sakın nokta falan yapmayı düşünme."

"Nereden anladın öyle bir şey yapacağımı?" omuz silkip iç çekti. "Tamam, sen benim dövmelerimle uyumlu bir dövme istiyorsun değil mi?" kafasını salladı. "O zaman şöyle yapalım." kolunu gösterdim. "Burada bir yazı yazıyordu. Tırnak içine alınmamış bir yazı." söyleyeceğim şeyi anlamış gibi gülümsedi.

"Tırnak işareti yaptırmamı istiyorsun?" kafamı salladım. "Tamam. Eğer canımın acımadığını anlarsam bir tane daha istiyorum."

"Kabul."

"Seçtiniz mi?" Louis'nin koluna bakındım.

"Bileğine tırnak işareti istiyoruz. Sonra duruma göre başka bir şey daha yaptırabiliriz." kafasıyla onaylayıp diğer odayı gösterdi. Birlikte odaya girdiğimizde Louis'nin gözleri odada gezindi. Koltuğa oturduğunda alt dudağını dişledi.

"Hala vazgeçebilirsin." kafasını iki yana sallayıp gülümsedi. Kolu steril bezlerle silinirken her adımı dikkatle izliyordu. Her şey tamamlanıp dövme tabancası çalıştığında irkildi.

İç geçirip alnını öptüm. "Kalk gidelim güzelim." diye mırıldandım.

"Devam edin lütfen." gözlerimi kapatıp sabır diledim. Elimi tutup gülümsediğinde elinin üzerini öptüm. İğneler vücuda değdikçe dudağı daha da büzülüyor, gözleri kısılıyordu.

"Harry sende bir şey yaptıracak mısın?"

"Hayır, şuan yeterince dövmem var." Louis dudaklarını birbirine bastırmaya başladığında ofladım. Dudaklarımı dudaklarına bastırıp dikkatini dağıtmaya çalıştım. Bir süre öyle kaldık.

Troy "Bitti." dediğinde geri çekildim. Dudağımı ıslatıp koluna baktım. Son işlemler yapıldığında elini tutup kaldırdım.

"Diğer istediğin şeyi başka zaman yaptırırız. Yeter bu kadar." itiraz etmek için ağzını açtığında kaşlarımı kaldırdım.

"Böyle yapınca korkunç oluyorsun." kollarını göğsünde birleştirdiğinde gözlerimi devirip ücretini ödemek için odadan çıktım.

~~~

Sonraki bölüm final!!!

Tiny | Larry Where stories live. Discover now