2 x 05

135K 6.5K 1.8K
                                    

Cansu şaşırmışçasına kaşlarını havaya kaldırırken, gülümseyerek Elif'e baktı.

"Bunu mu söyleyecektin?"

"Evet."

"Olabilir. Bundan doğal bir şey yok. Olmaması saçma olurdu. Nede olsa Furkan'dan bahsediyoruz değil mi? Yine de bunu neden bana söyledin anlamadım."

"Ne yani? Hiçbir şey demeyecek misin?"

"Ne dememi bekliyorsun Elif? Biz 4 yıldır görüşmüyoruz. Biz birbirimizin neyiyiz ki karışalım?"

"Şaka yapıyor olmalısın."

"Neyse hadi içeri geçelim."

Cansu tepsiyi eline alarak önden gitti. Salona girdiğinde ortada duran sehpanın üzerine tepsiyi bıraktı ve kendi kupasını alarak boş bir koltuğun üzerine yayıldı. Elif'te kupasını alarak Furkan'ın biraz yanında duran tekli koltuğa yayılırken, sıcacık kupadan bir yudum aldı.

Cansu Furkan'la oldukça az iletişim kurmayı tercih ettiğinden elindeki bardakla ilgilendi. Elif biraz önce Furkan'ın sevgilisi olduğunu söylemişti. Üstelik son bir kaç aydır... Elif'in neden söylemek için bu anı beklediğini merak ediyordu. Belki de ayrılırlar diye düşünerek söylemekten vazgeçmişti. Kendisinin bundan haberi olup üzülsün istememişti. Belki Lise'ye başladığından beri hayatına birçok kız girip çıkmıştı. Onun için fark etmezdi. Artık duygularını rafa kaldırmış ve hissizleşmişti. Şuan Furkan'ın hala sevip sevmediğini kendine sorduğunda cevap veremiyordu. Belki de sevgi ve aşk bu değildi. Sevseydi seviyorum derdi fakat sevmiyorum da diyemiyordu. Belki de yıllar önce saçma oyunun aralarında başlamasından dolayı dip dibe olduklarından onu takıntı haline getirmişti. Belki de sadece takıntı dedi. Belki de hiç aşk olmadı. Olduysa bile duygularını büyüdükçe çok güzel kontrol altına almıştı. Hissiz olmak şuan onun için bir nimetti. Düşüncelerinden sıyrılıp göz ucuyla salona bakındığında Alp'in olmadığını fark etti. Elif'te sorma girişiminde bulunmamıştı. Merakına yenik düşerek düz bir ifadeyle bakışlarını Furkan'a çevirerek sordu.

"Alp nerede?"

Furkan bakışlarını ağırca çevirerek Cansu'ya baktığında, gözüne ilk yukarıdan yapışmış dağınık topuzu çarptı. Gülümsemek gelse de özenle içinde tuttu. Hala Cansu'nun düzgün görünmek gibi bir çabası yoktu. Giyim tarzı hala genç kızlara göre orta seviyedeydi. Kot pantolon ve üzerine kalın beyaz hırka... Onu dışarıda görmemişti. Evden eve geçmişti. Her zaman gördüğü insanlar için süslenecek hali yoktu. Eski tanıdığı Cansu buna fazlasıyla üşenirdi. Yenisi de bu konuda değişmiş gibi görünmüyordu. Nasıl bu kadar salaş ve özensizken bile güzeldi? Kendine pek itiraf etmemiş olsa da bu sefer etmeyi düşündü. Cansu her zaman güzeldi. İki gün önce kapıyı açtığında Cansu ile karşılaşmasıyla büyük bir şok yaşamıştı. Dört yıl içindeki değişimi, oldukça farklıydı. Elektrikler kesildiğinde içine düşecekmiş gibi baktığına emindi. Yıllar ve günler hala duygularından bir şey götürememişti. Cansu onun içinde kabuk bağlamamış kocaman bir yaraydı. Kabuk tuttuğunu düşünmeye başladığı anda çıka gelmiş ve hissetmemeye başladığı yarayı artık daha derin bir acıyla hissediyordu. Düşüncelerinden bin bir zorlukla ayrılırken, cevap verdi.

"Balkonda."

"Bu soğukta mı?"

"Sigara içiyor."

Cansu yüzünü buruşturdu.

"Alp sigaraya mı başladı?"

Elif araya girerek cevap verdi.

"Yazdan beri."

Furkan şaşkın bakışlarını Elif'e çevirip baktığında Elif kaşlarını kaldırarak "Ne var?" dedi.

OYUN BİTTİ 2 ✽ 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin