╰☆☆ 1.ʙᴏʟᴜᴍ ☆☆╮

222 51 50
                                    

Her bölüm gelecektir böyle öneriler :D Bu kez hikayelerimi ihmal etmeyeceğim.. Umarım beğenirsiniz.. İyi okumalar efendim :)

İlk bölümler düzenlenecektir arkadaşlar,her bölüm de hikaye uzuyor,ilerliyor ve anlatımım daha düzgün bir hâl alıyor:)

* * *

Denememi zamanında bitirmiş olmanın verdiği buruk mutluluk ile sıramdan kalkıp, sınıf içinde ki pencerenin önünde durdum. Sonbahar havasıydı,ki Ankarada iseniz eğer, tuhaf bir şekilde hoşunuza gidiyor bu durum.

Gözlerimi bahçede gezdirmeye başladım,son kezdi buralara bakışlarım. Çok değil 2 ay sonra üniversite sınavım vardı,iki aşamasını başarı ile tamamlarsam şayet,kendime yakışan,yapabileceğim bölümüm ile hayata karşı olan güvenim artacaktı. Tuhaf bir özgüvendi bu,yıllarca kanatsız bir kuş için son derece önemli bir histi.

Arkada ki seslerin artması ile pencereden uzaklaşıp,cevap anahtarlarının yer aldığı öğretmen masasına yöneldim.Tek elimde kitapcığımı sıkıca tutup,grubum olan cevap anahtarını alıp sınıftan çıktım. Bi adım atmamla durup geri sınıfa bakış attım,Zehra hala yoktu.

"Nerdesin be Zehra?"

Dışarıya hızla ve öfkeyle çıkarken bi yandan da Zehra'nın numarasını bulup aramaya başladım.

Yağmur başlayacaktı ve hemen evde babamın yanında olmam gerekti. Alması gereken ilaçları vardı ve her seferinde ihmal ederdi.Yağmur tanelerini hissetmeye başlarken,elimdeki kitapçığı başımın üzerine siper ederek,koşar adımlarla karşıdan karşıya geçtim.Islanmasın diye cevap anahtarını kıvırıp,okul formam olan eteğimin cebine iliştirdim.

Zehra'yı tüm arama çabalarım geri dönüş alamadan son buluyordu. Tek ve en sevdiğimdi o benim. Herkesle konuşabilen bi yapıya sahip değildim ve Zehra anlam içinde çok derindi bende.

Gök gürüldemeye,şimşekler ise kendilerini iyice belli etmeye başlamışlardı. İrkilerek ve her seferinde daha da üşüyerek koşmaya başladım. Yağmurdan daha hızlı olamazdım ama endişelerime engel de değildi bu nefes alışverişlerim.

Babamı aramaya karar verip,hemen numarasını tuşladım.

Çaldı..çaldı..çaldı...

Açan olmadı.Koştuğumdan mıdır bilmem ama anlık olarak duraksadım yerimde.Tekrar ve tekrar aramaya devam edip son dönemeçten yukarıya doğru koşarak hızla tırmandım.

Öksürmelerimi umursamazken,tek elimi göğsüme yaslayıp,var gücümle ilerlemeye devam ettim,gördüğüm manzara ile elimdeki kitapçık yere düştü.

Mahallemizin orada ki kalabalıktı gözlerimi ağrıtan. Bir şey mi olmuştu babama?

"Baba!" Zorla yutkundum.

"Hayır..Lütfen..." Kesik kesik konuşarak,yavaşlayan adımlarımı hızlandırdım..

Belki bizim ev de olmamıştı bir şey? Sadece kalabalık vardı,belki düğündü,belki ufak bir kavga? Ama babamla alakasız..

Bu kadar tesedüfi olaylara inanmaktı içimden gelen,her şey denk gelmiştir büyük ihtimal ile. Yoksa kime ne zararı dokunan kimseleriz? Sessiz,kendi halinde olan..

Eve yaklaştığımda iyiden iyiye belli oldu sesler ve konuşmalar,bizim evdeydi o topluluk.

"Hayır,yeşil gözlü bi civan vardı o ayırdı onları..."

Kaşlarımı çatıp,eve doğru akan gözyaşlarımla koşmaya devam ettim. Bitmiyordu sesler,söylemler.

"O genç kız Aslı'nın arkadaşı değil miydi? Hani hastane dönüşü getirmişti. E ne işi olur ki bu delikanlı ile onun."

GÜNAH DEFTERİTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon