Bölüm 3

2 1 0
                                    


Yaşadığım heyecanın etkisinden hala çıkamamış olsam da zaman hızla ilerliyordu ve bu gün yapmak istediğim çok önemli bir iş vardı. Ayaklarım ara sıra titrese de bunu çok kafama takmamaya özen gösterdim. Zaten istediğimi elde etmeme oldukça az kalmıştı ve oraya gitmeyi her şeyden çok istiyordum. Adımlarımı hızlandırdım ve işte gelmiştim.

Normal zamanda yanından geçen insanların fark etmediği bir yerdi benim alanım. Benim gibi göz önündeydi ama fark edilmiyordu. Deniz kenarında minik bir klübemiz vardı seneler önce ve ona babam bakardı. Ama o gidince orası sahipsiz kaldı ve tahtalar denize yakın bir yerde olmasından kaynaklı nem  sebebiyle çürümeye yüz tuttu. Ben de bunu görünce kendime babamın anısına burayı tamir edeceğime söz vermiştim. Ama işler hayal ettiğim gibi gelişmemişti. Burayı tamir ederken gerçekten kendi kendime oldukça mutlu olmuştum ve eğlenmiştim. İşler böyle olunca burayı tamamen kendi zevkimce dekore etmeye başlamıştım. Ardından birileri dikkat etmesin diye gizlemiştim ve herkesten kaçabildiğim kendi küçük sığınağıma kavuşmuş olmuştum. Şu anda dışarıdan bakınca küçük bir tepe gibi gözüksede yolun denize inen kısmında sağa sapan ve genelde ihtiyaç duyulmadığından kimsenin girmediği çimenlik yolda ilerlendiğinde büyük bir çınar ağacının hemen arka tarafında bu tepenin mağara ağzına benzeyen bir girişi vardı. Karanlıkta azıcık ilerlediğimizde duvarda yer alan ışık sayesinde kapının görünmesi sağlanabiliyordu. Kapının kolunda ise babamın çekmecesinde bulduğum özel kapı kollarından biri vardı. Anahtara başka birinin ulaşamayacağını bilsemde bu kapı kolu benim için güveliği arttırması açısından oldukça önemliydi. İleri ittirdikçe içeri doğru giren bu kapı kolu içeri girmek isteyen kişinin 3 kere ittirerek 3 tık sesi çıkarmasını sağladıktan sonra 1 kere anahtarı çevirip gene kapı kolunun 3 kere bu sefer de yana çevrilmesiyle açılıyordu. Babam bunları tokmağın bulunduğu çekmecenin hemen yanına bir mektup zarfının içine yazmıştı ve ben de tadilata başladığım gibi kapı kolunu kullanmıştım. Bunun yanı sıra Su Elementinde olmaması gereken bir şekilde içerisini oldukça renkli ve farklı düzenlemiştim. Seneler boyunca annem beni uslu bir ev kızı olarak yetiştirmeye çalıştığından her türlü dikiş tekniğini ve diğer tüm sıkıcı ev işi bilgilerini biliyordum. Bu yüzden aldığım kumaşlardan koltuk kılıfları yapmış kendime yastıklar dikmiştim. Canlı bir mor rengi olan koltukların üzerine parlak sarı yastıklar koymuştum. Duvarları açık yeşil boyamıştım ve eski okulumda resim dersi için aldığımız ama hiç kullanmadığımız tuvalleri çok alakasız renklerle özensiz şekillerde boyayıp duvarlara asmıştım. Yıllarca biriktirdiğim paranın tamamını burası için kullanmıştım ve bu durumdan biraz olsun şikayetçi bile değildim. Burası benim hayatımın bir parçasıydı ve buradan vazgeçemezdim. Hayatımda ilk kez kendim gibi hissetmenin muhteşemliğiden asla ayrılamazdım. Bazen sabah erkenden uyanır yürüyüşe çıkma bahanesiyle buraya gelir burada uyumaya devam ederdim. 

Şimdi ise işler değişmişti ve ailemi ve burayı görmeden bir seneyi geçireceğim gerçeğine dayanamaz olmuştum. Ne kadar farklı devletlere ilgi duysamda giden herkesin sevmediği bir sene olması gerçeği ise beni daha da zorlayan bir olaydı.Bu yüzden buraya gelip adam akıllı düşünmem gerekiyordu. İçimdeki farklı davranışlarla ve cesaret duygusuyla tam bir ateş üyesi, genel anlamdaki sakinliğimle hem bir hava hem de bir su üyesi olabilirdim. İçimden toprak üyesi olmak istemediğimi düşününce hava üyesi olmakta istemediğimi fark ettim. Ben hem bir ateş hem de bir su üyesi olmak istiyordum.

İmkansızı istemek çok zordu ve bana uygun değildi. Annemi terk etmem olası bile değilken bunları düşünmek başımı ağrıtıyordu. Bir tarafta ben ve ailem bir tarafta ise ben ve hayallerim varken seçim yapmak çok ama çok zordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KomploHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin