'Boğuluyorum'

878 100 105
                                    

Ben Tahir. Tahir Kaleli. Ve ben ölüyorum. Kulaklarımda 'Tahir nolur gitme' haykırışlarına rağmen gidiyor, ölüyorum. Bana bunu çok göremezler. Ben çok yorgunum. Uyumam gerek. Çok uykum var. Elbet unuturlar. Ben artık yaşayacak gücü kendimde bulamıyorum. Ben o gece yığılıp kaldığımda anladım. Ben daha ayağa kalkamam. Dahası yok bende. Ben bittim. Ben tükendim. Ben öldüm. Arkamdan ağlayan herkes beni paramparça eden kişiler. Ben gidiyorum, gitmeliyim. Affedin beni. Ben çok yorgunum... Uyumam gerek.. bu çok değişik bir his. Bir odada gibiyim oda çok geniş ama sığamıyorum. Bir kapı görüyorum, ama çıkamıyorum. Pencere açık ama nefes alamıyorum. Boğuluyorum.

Yalnızlıklardan örülen duvarlar, bir gün yıkılır. Ve altında kalırız. Bu yüzden hep kaybettik.

As:durma! Bir şey yap! O ölemez! Bir şey yap!

Asiyenin yoğun bakım camına vurduğu elleri hiç bir işe yaramıyordu. Kardeşi ölüyordu.

An:durma!

N: hayır... Sen ölemezsin!

Asiye sinirle nefese döndü. Omuzlarından ittirip konuşmaya başladı.

A:senin yüzünden! Senin yüzünden Allah kahretsin ki senin yüzünden! Neden geldin ha neden!? Defolup gitmiştin neden döndün!? Neden onu paramparça ettin!? Yakıp yıktın!? Bak ölüyor o! Ölüyor! O senin için ölürdü ya ölürdü! Senin onu öldürmeye ne hakkın vardı!?

N:b-ben

As:işte hep bu yüzden oldu! Ne olduysa hep bu yüzden oldu! Hep ben dedin diye bu hale geldi Tahir! Hep ben dedin sen!

Saniye: OĞLUM!

Asiye sinirle bu sefer saniye hanımın yanına gitti.

As:ne oğlumu be ne oğlumu!? Onu siz bu hale getirdiniz! Sen oğlunun çocuğunu öldü gösterdin be!

N:n-ne?

As:sen sus-

N:sen hem benim kızımı öldü gösterip hemde beni zorla serkanla nasıl evlendirdin! Allah'ın cezası hiç mi vicdanın sızlamadı!? Bana yaptırdıklarından sonra nasıl dağıldığımı gördün! Nasıl yaşayabildin!? Ben zaten gitmiştim! Tahir beni zaten affetmeyecekti! Hep daha fazla küçülmemi istedin! Benden daha fazla nefret etsin istedin!

Yere çöktü nefes. Asiye ise duydukları ile hayat bağlantısını kesmişti. Saniyeye baktı. Bu kadın nasıl bu kadar acımasız olabiliyordu?

"Bana bak nefes! Birazdan Asiye gelecek! Sakın bir açık verme! Sen serkanla çok mutlusun ali de senin oğlun anladın mı?!"

"Tahiri hastahaneye kapatacaksın!"

"Tahir senden her an daha çok nefret edecek! Seni sevdiğine pişman olacak!"

N:sen hayatımda gördüğüm en cani en acımasız insansın!

As:yeter! Tamam sana yaptıkları çok kötü şeyler olabilir ama sen zaten kendi kızını kendin terk etmedin mi?!

N:onu mu koruyorsun yani!?

As:onu korumuyorum! İkinizde iğrençsiniz bunu söylüyorum.

Dedi ve ankanın yanına yürüdü asiye. Anka birden denizi göremeyince telaşa kapıldı.

An: deniz! Asiye deniz yok!

As:deniz! Allah kahretsin.

N: kızım.

Asiye, anka ve nefes hemen denizi aramaya başladılar.

An:pardon burdan küçük bir kız geçti mi? Üstünde mavi bir elbisesi var. Saçları uzun böyle.

Bir teyze ankanın yanına geldi.

T:ben gördüm kızım. Mescitteydi.

Anka hemen Asiye ve nefesle mescide girdi. Sessizce açtıkları kapıdan kafasında kaymış bir örtüyle minik ellerini açmış dua eden denizi gördüklerinde üçüde sıcacık gülümsedi. Ve kendilerinden utandılar. Tahir'in şuan tamda denizin yaptığı gibi duaya ihtiyacı vardı. Yüzleşmek hiç birinin haddine değildi.

D:ayyahım şen babamı baya geyi vey. Aytık şöz kimşe babamı üjemicek. Hem babam ben oymadan yapamaz. Noluy onu benden ayma. Hem biz babamla daha şenin evine gitmedik. Teyavih kıymayı babam bana öyeticek sözü vay. Noluy Allah'ım babamı benden ayma.

Asiye dayanamadığını hissedip kapıdan çekildi. Bu küçük çocuğun kalbi tertemizdi ve hepsinden daha masumdu. Tahir haklıydı. Onun denizden başka kimsesi yoktu. Deniz eline tesbihi alıp çekmeye başladı.

"Baba naşıh oluyo?"

"Bak kızım buraya kadar Allahu Ekber diye çekeceksin. Şuraya kadar elhamdülillah, şuraya kadar süphanallah. Tamam mı?"

"Tayam anyadım. Ben hep çekeyim ki."

"Aferin benim kızıma."

D:Allahu Ekber... Allahu Ekber...

Anka ve nefeste yavaşça mescidin kapısını örttü. Anka asiyenin yanına çöktü. Nefeste ayakta bekledi.

As:nefes seni asla affetmicek Tahir. Tamam saniye hanımın sana yaptıkları çok kötü şeyler. Tahir bunların hesabını sorar ona. Ama seni affedemez. Sen hiç düşünce gülümseyen bir çocuk gördün mü? Görmediysen Tahire bak. Çünkü sen gittin, yoktun. Tahir her zaman düştü ama hiç bir zaman kızını ısıtan o gülümseme solmadı.

Mescidin kapısını açıldı ve içerden deniz çıktı. Hepsine baktı. Kimseyi umursamadan yürümeye başladı. Nefes anka ve asiyede peşinden gitmişti. Deniz yoğun bakıma gelince zar zor görebildiği babasına bakıp gülümsedi.

D:bana söz veydin. Bıyakmicaktın beni. Hem ben duya ettim. Sen demiştin ya baba. Allah en çok çocukların duyasını kabul edey. Bende duya ettim.

Elini cama bastırdı. Ve hareket ettirdi. Sanki babasının yüzünü okşar gibi.

D:beyi bıyakma.

°°°

Men gelmişem.

Bölümlere doymuyorduuuuuuu.

Kızzçelerimmmm. Siz bene naptınız?

Hadi görüşürük.

Hata 'iki'Место, где живут истории. Откройте их для себя