Bölüm:2

5.4K 383 107
                                    

Bir elinde tuttuğu pakete, bir raf boyunca dizili olan paketlere baktı genç adam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir elinde tuttuğu pakete, bir raf boyunca dizili olan paketlere baktı genç adam. Sırasıyla numaralandırılmış onca paketin arasından hangisini alması gerektiğini karar veremiyordu bir türlü. Ne yapacağını bilememenin verdiği sıkıntıyla hafif çıkmış sakallarını sıvazladı. Market arabasında oturan oğlundan gelen şapırtı seslerine doğru başını çevirip baktığında derin bir of çekti. Oğlu elindeki çikolata paketini açmaktan vazgeçip direk paketiyle yemeye çalışırken emilmekten kenarları patlamış paketten sızan çikolata her yanına bulaşmıştı. Önce uzanıp salyayla kaplı paketi minik parmakları arasından aldığında söylenmeden edemedi Mirza. ‘Hay babanın çarkına oğlum!’

Paketi gelişi güzel arabanın içine attığında parmaklarını silecek bir şeyler bulmak için bakındı etrafına. Bulamadığındaysa oda en kolayını yapıp pantolonuna sürdü. Oğlunun kıkırtısını duyduğunda başını kaldırıp baktı göz ucuyla. ‘Babanın düştüğü duruma gülüyorsun öyle mi? Gül sen babam gül’ derken etrafını kontrol etti bir gören var mı diye. Yanlarından geçen birkaç çiftten sonra tekrar döndü bebek bezi dolu raflara. Elindeki paketin üzerinde yazılı olan kilo ölçüsüne takıldığında pakete uzamaya çalışan oğluna hitaben ‘Kaç kilosun sen Fezam?’ Diye sordu.

Paketi arabaya bırakıp koltuk altlarından tuttuğu oğlunu kucağına alıp aşağı, yukarı kaldırdı birkaç defa. Pakette yazan kilodan yola çıkarak cevapsız kalacağını bilse de sormadan edemedi ’15 Kilo var mısın sen?’

“Arkadaş ne zormuş bu işler.”

Başka bir market arabasını iterek yanlarına gelen kardeşini gördüğünde neredeyse yarısı dolu olan arabaya şaşkınlıkla baktı. Oğlunu dikkatle market arabasına geri yerleştirdiğinde çattığı kaşlarıyla döndü kardeşine.

“Bunlar ne lan? Kaç tane mama aldın?”

‘Ne yapayım abi? Hangisini alacağımı bilemedim.’ Diye cevap verdi Yusuf yorgunlukla. Mirza kutulardan birini eline aldığında hemen atıldı Yusuf. ‘Bak mesela o meyveli tahıllı’ diğer bir pakete gösterdi. ‘Sonra bu sebzeli, bu da gece yemesi içinmiş.’

“Gece, gündüz mamamı yedireceğiz oğluma?”

“Doğru ya ben onu düşünemedim dişleri de var sonuçta.”

Kardeşinin tespiti karşısında ellerini beline atıp sabır dilercesine başını yukarı kaldırdı. ‘Bana söylüyorsun ama sende bezi alamamışsın’ diyen kardeşine gülümseyerek market arabasını işaret etti.

“Bak orada ne var?”

Kardeşi paketin sağını soluna bakıp ’Bu olduğuna emin misin? 15 Kilo var mıdır?’ diye sorduğunda yeniden dönüp oğluna baktı.

“Yok, mudur sence?”

“Bilmem? Arayıp Leylaya mı sorsak?”

Kardeşinin önerisine ters bir bakışla karşılık verdi Mirza. ‘Tabi arayıp soralım da hemen anneme haber uçursun.’ Dediğinde Yusuf gözlerini devirmeden edemedi. Abisinin inadını az çok onu tanıyan herkes bilirdi ama bu iş artık sadece inat olmaktan çıkmıştı. Aslında hakta veriyordu ona. Abisinin yerine kendisini koyduğun da tıpkı onun gibi davranacağına emindi. Önce market arabasında bacaklarını sallayarak eğlenen yeğenine sonra canının sıkıldığı yüzünden belli olan abisine bakıp yeni bir fikir attı ortaya.

Şifa - Kısa Hikaye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin