Bölüm 10 - Mutluluk...

Start from the beginning
                                    

Bir kaç dakika sonra duyduğu tıkırtı sesleri ile hızla doğrulmuş, sesi dinlemişti. Seslerin iyice artmasıyla Azad'a seslenmiş, kesilen sesler ile yataktan kalkarak geceliğini hızla giymiş, odadan çıkmıştı.

" Azad! Azad neredesin? "

Leyla, sorusuna karşılık dışarıdan gelen yağmurun sesini duymuştu. Ve bu daha çok korkmasına neden olmuştu. Tam tekrardan Azad'a sesleneceği sırada kolundan tutulup çekilmesi ile tiz bir çığlık atmıştı. Sesi ağzını kapatan el yüzünden boğuk çıkmış, korkuyla çırpınmaya başlamıştı.

" Leyla'm sakin ol! "

Leyla, Azad sesini duyduğunda çırpınmayı bırakmış, Azad'ın kollarını gevşetmesiyle sinirle arkasını dönmüş;

" Ne yapıyorsun Azad? Ödüm koptu! " demişti.

" Neden bu inciler akmaya bu kadar meraklı? " diyerek Leyla'nın yüzünü ellerinin arasına almıştı.

Leyla, Azad söyleyene kadar ağladığını anlamamıştı. Sinirle Azad'ın ellerini indirmiş;

" Ne kadar korktuğumdan haberin var mı? " demişti.

" Ne kadar korktuğun belli Leyla'm! " demişti Leyla'nın üstündeki geceliği göstererek.

" Ne bakıyorsun? Birden ses gelince! " diyerek ellerini bedenine sarmıştı.

" Ya başkası olsaydı? Karşısına böyle mi çıkacaktın? "

" Sana inanamıyorum Azad! O korkuyla o kadarını düşünemedim!

Azad, yüzüne yayılan gülümsemeyle Leyla'yı kendine çekerek sıkıca sarılmış, kokusunu içine çekerek boynundan öpmüştü.

" Azad biraz daha sıkarsan kemiklerim birbirine geçecek! "

Leyla, Azad'ın kollarını gevşetmesi ile parmak uçlarında yükselerek dudağına küçük bir öpücük bırakarak hızla banyoya gitmişti. Banyodan çıkacağı sırada yanına kıyafet hatta havlu almadığını anlamış, sıkıntıyla nefesini vererek kapıyı açmış, başını uzatmıştı ki, kapıda Azad'ı görerek korkmuştu.

" Leyla'm bir şey mi oldu? "

" Şey! Burada havlu yok! " demişti zor çıkan sesi ile.

" Buraya bağ bozumu için Ağustos'a kadar kimse gelmediğinden hazırlık yaparken koymayı unutmuşlardır diye düşünmüştüm ki, yanılmamışım. " diyerek arkasına sakladığı havluyu çıkarmıştı.

" Dün gece burada havlu vardı oysa ki! " demişti Leyla, gözlerini kısarak. Ardından kolunu uzatarak havluyu almıştı.

Leyla, bedenine sardığı havlu ile çekinerek kapıyı açtığında Azad'ı görememiş, yüzüne yayılan gülümsemeyle hızla odaya girmişti. Üstünü giyerek çıkmış salona yönelmişti. Açık olan veranda kapısından görünen hazır olan masayı görmüş, irice açılan gözlerle;

" Tıkırtıların nedeni belli oldu! " demişti gülerek.

Verandaya çıktığında akşam karanlığında çok da belli olmayan gözlerinin gördüğü kadar uzanan üzüm bağlarına hayranlıkla bakmıştı. Şaşırmıştı da aynı zamanda. Mardin'de bu kadar üzüm bağlarının olduğunu bilmiyordu. Gözlerini kapatarak yağmurdan sonra her yeri kaplayan toprak kokusuna içine çekmişti.

" Hadi masaya! " diyerek Azad gelmiş, Leyla'ya göz kırparak masaya oturmuştu.

" Burası çok güzel. "

" Güzeldir benim toprağım. Kaç yıl oldu bende gelmedim buraya. Bu arada ben burada doğmuşum. Annemler bağ bozumu şıra kaynatmak için geldiklerinde bana yedi aylık hamileymiş, temiz havayı alınca erkenden gelmişim. "

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now