Hedeflediğimiz yere gelmiştik artık çadırımızı kuracağımız yeri belirleme zamanıydı.
Gözümüzü Egeye açacağımız şekilde çadırımımızı sahildeki sedir ağacı altına kurmaya karar verdik. Tam arkamızda kimin olduğu belli olmayan etrafı sur gibi kalın ve heybetli duvarla çevrili büyük bir villa vardı. Arkamıza villa duvarını önümüze de Ege denizini aldık.
Tamamen yerleştikten sonra artık keyif zamanı gelmişti.. en sevdiğimiz bölüm...
Güneş yavaşça batmaya hazırlanırken masamız üzerine güzel bir şarküteri tabağı hazırladık, içinde Rokfor,Camambert ve brie peynirleri olan. Sunsette şarap peynir keyfi yapacaktık. Masaya güzel bir Cabernet Sauvignon-Merlot harmanı bir şarap açtık. Masa hazır, biz hazırız ve güneşin kızıllığı denizin ufuk çizgisinden bize doğru gelmeye başlıyor.
İnanılmaz keyifli duygular içerisindeydik, ultra lüks bir otel içinde yapılan keyfin çok daha fazlasını içimizde hissediyorduk. Bu hayatta küçük şeylerle mutlu olmak bizim yaşam felsefemiz olmalı, çok para ile yapılan bir tatildense çadırda kalıp kendi mutluluğumuzu çizmek bizi biz yapan en önemli özelliğimizdi. 70 liraya aldığımız bu kırmızı şarabı yudumlarken sanki Fransanın ünlü Bordeaux Blendlerinden içiyormuşçasına lezzet şöleni yaşıyorduk.
Hava tamamen kararsığında masamızda mumlarımızı yakmış tam romantizm yapıyorduk:) pek romantik değilimdir ama doğa ile iç içe olunca hemen tesirini gösterdi mumlar falan :)
YOU ARE READING
Müstesna Gezi Lezzetleri
AdventureUzun damandır beklediğimiz tatil sonunda gelmişti. Bir uçak misali site otoparkında arabayı çıkışa çevirmiş son kontrolleri yapıyorduk. Kuleden kalkış iznimiz geldi ve 'Cabin Crew take off position ' diye çılgınca bağırarak Datçaya doğru yola çıktık.
