Ders-4

62 12 6
                                    

Herkese tekrardan selâm! 😊 Bir süredir ara vermiştim. Şimdi bir bölümle daha karşınızdayım efendim.

Bugün sizlere roman, hikâye vs. yazarken yapılan hatalar ve eksikliklerden bahsedeceğim. :)

1) Kitabın Giriş Paragrafı
Evet, benim de çok rahatsız olduğum bu konuya değiniyorum. Bir kitapta kiminde ilk sayfa, kiminde ilk paragraf okuyucunun ilgisini çekti çekti; çekemedi okuyucu sıkılmaya başlar. Bu yüzden kitaba nasıl girdiğiniz çok önemli.

Aniden olaylara giriş yapmamalısınız. Hiçbirimiz okuyucunun beyninin error vermesini istemeyiz değil mi ama? Mesela yeni bir dünya tasarlayın. Ve oraya bir insan indirin. Önce etrafı görün. Daha sonra insan insin. Birden insan belirmesin yani.

Dünyanızda bir bahçe olsun. Yaprakların uçuştuğundan bahsederseniz sonbahara doğru rüzgârlı bir hava olduğunu anlarız. Ardından bir bank koyun bahçenize; bankı tarif edin. Ama bu tarif etme işini de abartmayın sakın. Yoksa okuyucuyu boğarsınız. Evet, evet! Şu betimlemeyi abartanlardan bahsediyorum. 🙄

Yeterince tarif ettikten sonra artık karakterimizi getirebiliriz. Bir kız olsun ve ağacın dibinde kitap okuyor olsun misal. Önceden de bahsettiğim gibi bir film gibi düşünün bunu. Kamera yavaşça ağaca yönelsin. Ardından kızı alsın kadrajına. Şimdi karakterimizi anlatalım. Rüzgârın yine saçlarını dağıttığından bahsedelim. Tabii ki bu verdiklerim çok basit örnekler...

2) Kelime Yetersizliği
Bu benim çoğu yeni nesil kitapta fark ettiğim en büyük eksiklerden birisi. Abi kelime haznen darsa kitap falan yazma; okumayı öğren önce. Her zaman söylerim belli bir birikime ulaşmadan uzun soluklu bir roman yazmaya çalışmak çok saçma. Hem kendine yazık hem biz okuyuculara.

Dediğim gibi çok fazla kitap okuyun ve asla da yeter demeyin. Çünkü hiçbir zaman yetmez. Mesela alın Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'unu, okurken anlamını bilmediğiniz kelimeleri bir deftere yazıp anlamlarını da yanına yazın. Ben bu yöntemi kullanıyorum ve cidden çok işe yarıyor. Bir de İnstagram'da sozlukce diye bir sayfa var. Her gün yeni kelimeler paylaşıyor. Bunu takip edin.

3) Ana Fikirin Olmayışı
Hmm! Sbwkevwkgsjwgd. Yine en önemli sorunlardan birisi de bu. Biliyorum, gülünç ama ne yazık ki -özellikle yeni nesil kitaplarda- durum böyle. Çok karşılaştım: kitap var; bir şeyler anlatıyor yazar. Ama hiçbir anlamı yok. Bir olay örgüsü yok. Karakterler zaten almış başını gitmiş. Araştırmadan kendi kafasından bir şeyler uydurmuş. Mesela bir kitaba bakıyordum Wattpad'den. Bir de Watty kazananıydı. Kız üniversitede okuyor ve tenefüs zili var. Dedim wtf! Türkçe dersi var ya! Gdbshisgsiwgwjdv. Cidden ağlanacak halimize gülüyorum. Size en büyük önerilerimden biri de lütfen araştırma yapın. Hem de bir değil birçok kaynaktan.

4) Bad Boy Kitapları 🤮
Şimdii, geldik fasulyenin faydalarına. Eminim birçoğunuz da bezmişsinizdir bu durumdan. Ben direkt derinden giriyorum mevzuya... Bildiğimiz üzere Wattpad'in %90'ı bad boy, sex, tecavüz ve kadına şiddet kitaplarından(!) oluşuyor maalesef. Çünkü ismini vermek istemediğim bir yazar, bu bad boy-masum kız ikilisini Wattpad Türkiye'ye getirdi ve kitabı yüzbinler satınca herkes dedi ki, o yazıyorsa ben niye yazamayayım?

İçeriği neymiş ne değilmiş önemsemeden, hiçbir edebî niteliği olmayan ve tamamen ergen kesime hitap eden kitaplar patlak verdi. Herkes Wattpad'i serbest piyasa haline getirdi ve burada fazla okunup gelir elde etmek için birbirleriyle yarıştılar.

4-5 yıl içerisinde ise burası geri döndürülemez bir enkaz oldu. Yayınevleri de içeriğe fazla önem vermeden, fazla okunan çoğu kitabı bastılar. Sonucunda da birçok kitap sitesinin çoksatanlarını bu kitaplar doldurdu. Ve maalesef bu bad boy akımı devam ediyor. Ha şimdi de şu bad girl'ler moda. Cidden sadece gülüyorum. O kadar seviyesiz ve vizyonsuz insanlar var ki anlatamam.

Şimdi çoğunuz bunun ne zararı var diye sorabilir. Ah bir bilseniz! Sigara, alkol kadar zararının olduğunu söylesem abartmış olmam. Çünkü sigara, alkol vücudumuzu zehirlerken Wattpad beynimizi zehirliyor. Sonra diyoruz ki bu ülkede neden bu kadar kadın cinayeti var. Sorun bakın bu bad boy yazarlarının hepsi de kadın haklarını savunur. Ama gel gör ki kendi kitabındaki kızı yerden yere vuruyor.

Şimdi çoğu kitaptaki genel konuyu sizlere tekrar anlatacağım.

Öncelikle masum, dillere destan güzelliği olan ve ailesiyle sorunlar yaşayan bir kızımız var. Bir de ultra yakışıklı, karun kadar zengin, asi, zina, alkol ve sigara gibi her kötü alışkanlığı barındıran bir bad boyumuz var. Tabi bu oğlan büyük bir şirketin varisi oluyor ve ikisi de özel bir lisede öğrenim görüyor. Çocuk lisede olmasına rağmen genelde 20'li yaşlarda oluyor.

Hatta mütemadiyen bu lisenin sahibi yine bu çocuk veya babası oluyor. Kaderin cilvesine de bakınız hele!

Bunlar bir şekilde tanışıyor. Kız saf, masum, alık ve biraz da avel olduğundan durmadan pot kırıyor. Duygularını falan saklayamıyor. Ama erkek tam tersine sert yüzlü ve duygularını asla belli etmeyen biri oluyor. Aa bak bir de balon gibi kasları unutmayalım.

Neyse ilk başlarda bu erkek kızımıza -afedersiniz- it gibi davranıyor. Kız da napsın her halta boyun eğiyor. Çocuğun tüm kızlarla düşüp kalkmaya hakkı varken, kızsa erkek sinekle bile aynı ortamda bulunamıyor. Bunlar bir şekilde sevgili tarzı bir şey oluyorlar ve kız koşulsuz güveniyor adama. Türlü türlü musibetler geliyor kızın başına ve bunlar aynı evde yaşıyorlar. Aynı yatakta yatıyorlar. Tekrar ediyorum ikisi de daha lise öğrencisi.

Bizim pısırık, kimseyle iletişimi olmayan ezik kızımız bir anda okulun gözdesi oluyor. Partiler, barlar, club'lar oh mis! Bu arada kızımız ilk içki deneyimini falan yaşıyor. Ha bir de bakirelik mevzusu var. Kızlar hep bakire olur ama erkek ohoo harem kurmuştur. Bu zaten fix artık. Ee her şeyi yaptı bunlar, ne kaldı geriye? Yahu bunlar cinsel ilişkiye girmediler! Bu aptal kız daha tam tanımadığı bir erkekle işi pişiriyor. Bakın daha lisedeler. Evliliği geçtim; kız daha reşit bile değil.

Bu adam bir sürü yasa dışı işe bulaşıyor ve asla da polisler buna karışamıyor. Yaptıklarıyla ülkede kaos yaşanır ama ortalık süt liman maşallah.

Bunlar bir de en iyileri. Bu gözler neler gördü bir bilseniz! Bir de şu türü var bunun: intikam almak isteyen bir erkek oluyor ve kıza fiziksel olsun psikolojik olsun uygulamadığı şiddet kalmıyor. Yeri geliyor tecavüz ediyor. Sonra bunlar birbirine aşık oluyor. Evleniyorlar falan... Pardon da bunu yazan kişi ağır aptaldır. Hiç mi beyin yok abi sizde? Demek ki bu kız kendine uygulanan her şiddette boyun eğecek ve bunu yapan insana aşık olacak. Allahım sen sabır ver!

Size bu kitapların sonucunu hayattan bir kesitle özetleyeyim. Ben bir gün anket tarzı bir şey yapmıştım. Bir kız cevap verdi ve dedi ki, "En büyük hayalim bir mafyayla evlenmek." Cidden bunu söyledi ve ben öylece kaldım. Kız daha 12 yaşında. Bakın harbiden uyarıyorum, lütfen bu tarz yazılar ne yazın ne de okuyun. Çoğu bölgede kızlara o kadar kötü davranıyorlar ki. İntihar eden çok fazla masum var. Bunun özenilecek hiçbir tarafı yok.

Size asla böyle olmayan bir kitap önereyim. Olacaksanız ona aşık olun. SumeyyeDemirkan 'ın kaleminden, Mürekkebe Boyanan Sardunya. Okuyun ve okutturun falanhfnsgsoehoedvd.

5) Başlıkların Saçmalığı
Serseri Patronum, Mafyanın Oğlu, Töre vs. tarzında başlıklarla o kadar sık karşılaşıyorum ki. Artık gına geldi resmen. Bir kitabın başlığı ve açıklaması bizim ilk izlenimlerimizi oluşturur. Bunlar çok iyi seçilmeli ve kitabın olay örgüsünden bağımsız olmamalı. Kitabı tümüyle yansıtmalı ve ilgi çekici olmalı. 4-5 kelimelik başlıklardan ziyade 1-2 veya taş çatlasın 3 kelimelik başlıklar seçilmeli. Ayrıca kapakta da dikkati başlık çekmeli.

Evet, bugünlük bu kadar yeterli diye düşünüyorum. Bir ara fazla yükseldim ama cidden çok hassas olduğum konular. Ve şu bahsettiğim konu basılmış ve belli bir kitlesi olan kitaplarda da var. Linç yemek istemiyorumjehdohfhdvsi. Lütfen kimse üzerine alınmasın. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. 🤗

oykubogazkesenli
satanist1kedi

Yumurta'yla Roman Yazma DersleriWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu