Bölüm 2

692 58 15
                                    

   'Geçecek' dediğimden beri çok günler geçmişti. 'Düzelecek' dediğim günden beri çok kez güneş doğup batmıştı. Aslında çok çok değildi ama ben Baekhyun'un her gün bitmek bilmeyen gözyaşlarını görüp acısını sol taraflarımda hissedince yıllar geçmiş gibi gelmişti işte.

Baekhyun çok kötüydü. Baekhyun sanki her gün Chanyeol onu yeniden terk ediyormuş gibi doyasıya ağlıyordu. Defalarca kez kendinin bir aptal olduğunu tekrarlıyordu. Ve Chanyeol'un ona asla açılmayan telefonuna binlerce mesaj bırakmıştı. Onlarca kez onu Chanyeol'un kapısının önünde kapıyı kırarcasına tekmelerken bulmuştum. Baekhyun içten içe bir çökme yaşıyordu.

Asla yemek yemiyordu mesela. Asla gülmüyordu. Bir kere bile bağırmıyordu artık. Sesi kısılmıştı ağlamaktan. Ben onu her aradığımda beni geçiştiren Chanyeol'a sayıp söverken Baekhyun sakince bana bakıyordu mesela. Çünkü o benim aksime Chanyeol'a değil kendine kızgındı. Jongdae Chanyeol'la konuşmak için gittiğinde bile bir şey elde edememişti. Elimizden bir şey gelmedikçe tek yaptığımız şey Baekhyun'la birlikte oturup üzülmek oluyordu. Jongdae onunla birlikte ağlıyordu hatta. Dayanamazdı Baekhyun'un ağlamasına.

Sun Yeon teyze ise yaptığı her türlü yemeği bıkmadan usanmadan itinayla reddeden oğluna kızıyordu. Ben zorlayıp birkaç lokma bir şey yemesini sağlamasam gün boyunca bir şey sokmayacaktı o ağzına çünkü. Baekhyun yemek yemiyordu. Byun Baekhyun yemek yemiyordu. Bunun imkansız olduğunu düşünürdüm eskiden. O yemek için yaşayanlardandı çünkü. Çok obur sayılmazdı ama önüne konan yemeğe çok nadir hayır derdi.

En yakın arkadaşım kendini çok kötü bir duruma sokmuştu. Ona da kızamıyordum ama. Baekhyun'un hep böyle aşırı tavırları vardı çünkü. Ama Chanyeol'un bunca zaman onu arayıp sormaması çok şaşırtıcıydı işte. O asla Baekhyun'suz yaşayamazdı. Ciddiyim. Üniversite için bile merkez okulu istiyordu. Asıl sebebinin Baekhyun'dan ayrı kalmamak olduğunu kendi ailesi bile biliyordu. Chanyeol Baekhyun'a bu denli düşkündü işte.

Onlar için hiç kavga etmezlerdi demek yanlış olurdu aslında. Ama yine de her kavgalarında, suçlu Baekhyun olsa bile, af dileyen Chanyeol olurdu. Asla küsmezdi Baekhyun'a. Asla darılmazdı. Kızardı belki ama asla kırılmazdı. Şimdiyse Baekhyun koca bir karadeliğe sürüklenmişken ona arkasını dönmüştü. Sebebini, Baekhyun'un yaptığı şeyi, asla küçümseyemem ama bu Chanyeol'du. Chanyeol affederdi. Chanyeol Baekhyun'a arkasını dönmezdi. İşte buydu asıl bizi şaşırtan. Buydu Baekhyun'u yıkan. Baekhyun kendini ilk kez Chanyeol'u kaybetme duygusunu yaşarken bulmuştu. İlk kez onu gerçekten kaybedebileceğini görüyordu. Ve bu durum Baekhyun'u yıkmıştı.

Arkadaşım kendini toparlayamıyordu. Bana ve Jongdae'ye, hatta bazen aramıza katılan Jongin'e, de ona yardım etmemiz için izin vermiyordu. Baekhyun kendini mahvediyordu ve ben sadece onun hıçkırıklarını dinleyip kulağına geçeceğini, Chanyeol'un onu asla bırakmayacağını fısıldayıp durmaktan başka bir şey yapmıyordum.

Baekhyun bana ne kadar inanıyordu bilmiyordum ama ben tamamen inanıyordum söylediklerime. Chanyeol onu eninde sonunda affedecekti. Baekhyun'u asla böyle bir durum için bırakamazdı. Dedim ya onsuz yaşayamazdı asla.

İnandığım tüm şeyleri yeniden söyledim Baekhyun'a. Her zamanki gibi odasındaydık. O yine yatağında geriye doğru kaymış duvar kenarına sinmişti. Küçültebildiği kadar küçültmüştü kendini. Mavi gecelikleri içinde daha da küçük görünüyordu üstelik. Ben de gözlerinin içine bakarak dur artık dedim. Dursun istedim.

Yorgun bakışlarını bana dikti. Bana bakıyor ama beni göremiyor gibiydi.

''Chanyeol gelecek. O gelince neden beni bu kadar süründürdün diye bu kez sen kızacaksın ona. Yine kavga edeceksiniz Baek. Ama bu kez kısa sürecek. Chanyeol'u saracaksın sıkıca, o da sana sarılacak sıkıca. Dönecek. Gelecek biliyorsun. Sensiz yaşayamaz o.''

Rezerve DevrimWhere stories live. Discover now