-SALGIN-

Olaylar gelişmeye başladığında...

Yakıt depomuz delinmişti. Biz Furkan’la tartışırken Buğra arka tarafta oyuncaklarıyla oynuyordu. Sonra bir görevliye biraz içecek verdi. Adam o içeceği içtikten yarım saat sonra bir aylağa dönüşmüştü. Görevli birkaç dakika içinde hastalığı diğer insanlara yaymaya başlamıştı Furkan ve ben hemen aylakları öldürmeye başladık. Hepsini öldürdüğümüzde Buğra’nın kaçtığını gördük. Hemen Buğra’nın ayağına bir tane sıktım ve olduğu yere serildi onu sorguya çekeceğim an beni ısırmaya çalıştı. Fakat ani bir hamleyle Buğra’ya HS çektim. Furkan ile kendimize bir araç ararken Çorum’un da tıpkı Samsun’un durumunda olduğu anladım hepsi bizim yüzümüzden olmuştu. Furkan ve ben Buğrayı oracıkta öldürseydik bunların hiç birisi olmazdı. Hemen kendimize sığınak aramaya başladık ama nafile bulduğumuz her yerde aylaklar vardı ya da kullanılacak durumda değillerdi. Fakat gözüm birden boşaltılmış okulu kesti. Hemen Furkan’la oraya koşmaya başladık okul şansımıza bir rüştiyeymiş. Hemen çitleri ve kapıları kilitledik. Orada bayağı beylik tabanca vardı. Furkan kendine Glock almıştı fakat ben klasik bir seçim yaparak altıpatları aldım. Beş altı gün rüştiyede kaldıktan sonra erzakımız tamamen bitmişti. Hemen erzak bulmalıydık. Önce ben dışarıya çıkıp bir radyo çaldım. Hemen rüştiyeye geldim. Radyoyu açtığımızda tüm Türkiye’nin bu durumda olduğunu ve salgının artık kontrolden çıktığı haberini aldık. Amerika istediği hedefe ulaşmıştı artık. En sonunda Furkan benim fikrimin işe yarayacağını düşündü ve bize birkaç bayan eleman buldu. Onlarla tarım becerilerimizi geliştirdik ve tekrar kolonileşmeye başladık. Önümüzdeki ay kıştı bu yüzden artık içeri girme vakti gelmişti. İçeri girdiğimizde A Bloğunun tamamen aylaklara dolu olduğunu yeni görüyorduk. Silah kullanmaya değmezdi bizde bu yüzden ses geçirmeyen kapıları çektik muradımıza erdik artık neredeyse sınırsız erzakımız vardı.