Altıncı günde Buğra diye birisi kapımızı çaldı. Bizi nereden bulduğunu sorduğumuzda radar sistemi kullandığını söyledi. Onu eve aldık bize bir bilim adamı olduğunu ve virüsü nasıl tedavi edebileceğini söyledi. Yalnızca onu merkeze yani Ankara’ya götürmeliymişiz. Ona tüm Türkiye’nin saldın altında olduğu halde nasıl götüreceğimizi sorduğumuzda bize yanlış bildiğimizi ve yalnızca Samsun’un salgına yakalandığı, karantina altını alındığını söyledi. Onun bir bilim adamı olduğuna pek inanmamıştık o yüzden Furkan’ı mutfağa aldım ve uzun uzun konuştuk. Tekrar oturma odasına geldik ve Buğra’ya “Seni götürürüz fakat bir şartla; Erzak ve yakıt ihtiyacımızı sen karşılayacaksın.” dedim. Buğra hemen kabul etti. Ertesi sabah hemen benzinlerimizi aldık ve helikopterin deposunu doldurduk. Buğra arka tarafa bindi ben kullanmayı bilmediğim için ko-pilota geçtim Furkan da helikopteri sürmeye başladı. Tam il çıkışında karantina görevlileri ilk önce bize uyarı atışı yaptı fakat sonra ciddi ciddi üzerimize ateş açmaya başladılar. Arka tarafta Buğra kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor Furkan ise düşmememiz için elinden geleni yapıyordu. En sonunda kurtulmuştuk. Çorum’a doğru yaklaştığımızda yakıtımızın hızla bittiğini anladık. Furkan helikopteri bir havalimanına indirmek için izin aldı. İndiğimiz zaman hemen helikopteri kontrol etmeye başladık. Sorunun ne olduğunu anlamıştım.
ВИ ЧИТАЄТЕ
-SALGIN-
Наукова фантастикаBir ekmek ve sonrasında gelen olaylar. Yeni bir tür salgın ve kurulan gruplar. Kahramanlarımızı çok zorlu anlar beklemekte bu sefer nasıl kurtulacaklar? Her şey daima son bulur bu virüste bir son bulacaktır.
