1

1.4K 158 236
                                    

Harry ağır valizini zorla sürükleyerek asansörden çıkarttı. 10 saatten fazla sürmüş uçak yolculuğu sonucunda gece saat 23.20 gibi Los Angeles'a varmayı planlıyordu. Öğlen 3'ü 20 geçe değil. Bu kadar ciddi bir zaman farkı detayını nasıl atlayabildiğini anlayamıyordu. Yanında kalmaya başlayacağı Alfaya geç geleceği için onu almamasını söylemiş, adresi istemişti iyi ki.

Kısaca kattaki iki daire numarasında göz gezdirip 28 numaralı daireye yöneldi. Soldan üçüncü botun altında onun için bir anahtar bırakılmıştı. Harry yorgunca nefesini vererek yere eğilip botun altındaki anahtarı aldı. Anahtarı deliğe sokup döndürdüğü anda o daha itemeden kapı açılınca, Harry şaşkınlıkla elini çekip bir adım geriye sıçramıştı.

Kapıyı açan kişiyi görünceyse nefesi boğazında düğümlenmişti. Yanında kalacağı Alfayla mesajlaşmak dışında hiçbir iletişim kurmamıştı ve karşısındaki adam eğer oysa...
Harry tam o an ölmek istiyordu.

Alfanın çatılı kaşları kendisini görünce büyük bir şokla havalanmış, yutkunmak zorunda kalmıştı. Ağzını bir şey söylemek için açıyor ama konuşamadan geri kapatıp yutkunuyordu.

Harry her gece rüyasında gördüğü parlak mavi gözlerine dikti gözlerini ilk. Sonra biçimli küçük burnuna indi gözleri, oradan kızarmış ince dudaklarına, dağınık saçlarına, şaşkınlıkla havalanmış şekilli kaşlarına... Ve en son da boydan boya süzdü onu. Tam da rüyalarındaki gibiydi, mükemmel görünüyordu.

Louis, onun kendisine bakarken dolmuş gözlerine gelene kadar onun gerçek olduğuna inanabilmek için her detayına birkaç kere göz atmıştı zaten.

Daha fazla dayanamayarak onu yakasından tutup kendisine çekmiş ve daha Omega ne olduğunu anlayamadan onu bacaklarından kavrayarak kucağına almıştı. Harry sırtı duvara vurulduğunda rüyalarındaki adamın onu kucakladığını ve içeri çektiğini ancak fark edebilmişti.

Tam ağzını açıp 'Ne yapıyorsun!?' diye cırlayacaktı ki, korkunç bir şey oldu.

Alfa onu açlıkla öpmeye başladı.

Harry başta ona karşılık vermemeye çalışsa da başaramamış ve kendisini Alfaya teslim etmişti. Louis nefes alamamayı sorun etmeden uzunca onu öpmüştü. Yılların acısını çıkarıyordu. Tâ ki soluksuz öpücükleri bir feryatla bölünene kadar.

"LOUIS TANRI AŞKINA, SEN NE YAPIYORSUN?!?" Sarışın kız hayal kırıklığı ve sinirle bağırmış ayrıca kıpkırmızı olmuştu. "Briana lütfen, çık dışarı." Alfa alnı Harry'ninkine dayalıyken otoriter bir sesle söylenmiş ve genç kızı tam anlamıyla umursamazca kovmuştu. O, sinirle evden çıkarken Harry onun açık üst düğmelerini ve dağılmış rujunu fark etmişti. Neyi böldüğünü anlaması zor değildi.

Alfanın kucağından inebilmek için bacaklarını aşağı doğru bastırıp ona yüklenmişti. Hiçbir şey olmamış gibi kapı önüne dönüp saçlarını düzeltmiş ve boğazını temizlemişti."Merhaba." dedi sakince. Alfa hâlâ ona yiyebilecek gibi bakıyordu ama umursamadı. Başka birini öpüyorken hemen sonra onu öpmesi iğrençti. Harry bunu düşünürse ağlamaya başlayacaktı. O yüzden hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmayı tercih etmişti.

"Ben Harry. Yanınıza taşınacak olan Omegayım." Alfanın yüzüne oturmaya başlayan gülümseme onun dediğiyle sönmüştü. "Audrey ve Charles'a 'kardeşim sayılır o benim' dediğim ve abilik yapacağıma yemin ettiğim kişi sen olamazsın?" Harry, sinirle, gülümsemeye çalışarak elini uzattı. "Aynen, o'yum." Louis kulaklarına inanamayarak kafasını iki yana salladı.

"Hayır. Ama sen-" Harry bıkkınlıkla kollarını önünde bağladı ve onun sözünü kesti. "Beni içeri alacak mısın?" Louis ona hak verip hızlıca silkelenerek kapıyı sonuna kadar açtı. Harry valiziyle içeri geçmeye çalışırken Louis hemen ona yardım etmiş ve onun yerine valizini içeri taşımıştı.

Man Of My Dreams / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin