CİNLİ

ALTEMUR

  Leyla on dakika kadar annesinin sözlerine hiç bir cevap veremedi. Gündüzden kalan böreklerden bir tane seçti, patates salatasından küçük bir kaseye doldurdu, yemeye başladı. Evlenmek şu an için hiç de düşündüğü bir şey değildi. Daha üniversite okuyacağım sonrasında da mesleğimi kazanıp bir işe yaerleşirim diye düşünüyordu. Yaşadıkları muhit; pek okuyan kızların yeri değildi. 'Erken kalkan yol, erken evlenen döl alır.' derdi mahallenin büyükleri. Bu özdeyiş küçüklüğünden beri Leyla'ya çok sert ve kaba gelmişti. Şimdiki aklıyla bu deyimin hem kadını hem de çocuğu küçük düşürdüğünü, hafife aldığını düşündü. Annesi yeniden konuşmaya başladı.

Ayşe Hanım : 'Yaaaa, işte seni sordular.'

Leyla : 'Kimmiş bu beni soranlar?'

Ayşe Hanım : ' Mübeccel abla sordu.Ne zaman evlendireceksiniz Leyla'yı dedi.'

Leyla: 'Leyla daha okumayı düşünüyor deseydin sen de.'

Ayşe Hanım: 'Okuyacak adam olsan daha liseden belli ederdin kendini.Zor bitirdin.'

Leyla: 'Hiç de bile. Kötü derslerim olabilir ama yine de ortalama üstü mezun oldum. Üniversiteye gidicem görürsüm.'

Ayşe Hanım: 'Kızım senden ne köy olur ne kasaba bir de musallatın çıktı başımıza. Ne yapacam bilmiyorum. Ah Ayşe ah kızların böyle mi olacaktı?!'

Leyla: 'Musallat filan yok bende. O sizin kuruntunuz. Hem bu Mübeccel teyzenin bir sürü kızı yok muydu? '

Ayşe Hanım: ' Hayır, bir oğlu da var: Altemur. Unuttun mu? Senden iki yaş filan büyük, sokakta hep top oynardı.'

Leyla: 'Altemur mu ? Geçen yıl bakkalla tartışıp onu bıçaklayan Altemur mu! Hapiste değil mi o mafyacılık oynayan gerzek?'

Ayşe Hanım: 'Sus kız, ne biçim konuşuyorsun?! Bakkal şikayetinden vazgeçmiş, Altemur da hapis yatmamış. Bakkal haksızmış zaten.'diye bağırdı.

  O sırada annesinin bağrışı üzerine salonda çok sevdiği kadın programını seyreden ablası Yelda mutfak kapısında gözüktü. Morali bozuktu. Somurtuyordu. O da sohbete katıldı.

Yelda: 'Ne var kız işte, fena adam mı Altemur? Seni korur, sana sahip çıkar. Adam gibi adam.'

Leyla: 'O kadar meraklıysan sen evlen. Senin yaşında işte, birbirinize tam uyarsınız. O höd zöt yapar, sen onun eve sağ salim dönmesine dua edersin, evde pasta, börek açarsın, her yıl bir tane çocuk doğurursun, büyük mafya çete lideri de olursa daha lüks mustakil bir evde yaşarsınız tam senlik işte.'

Yelda: 'Valla sende cin mi var in mi var bilemem ama çok terbiyesizleştiğin bir gerçek.'

Leyla:' Ne yani mafya bozuntusuna mı evet diyeceğim? Kitlesin beni eve her gün dövsün sövsün, bir gün yeter dediğimde de öldürmesini mi bekleyeceğim. Kalsın ablacım böyle adamlık, ama meraklısıysan tutmamayım sen al.'

Yelda: 'Adam benden hoşlanmamış ki. Tabi sen her gün giyinip gidiyorsun. Ders çalışıyorum ayağına dışarı çıkıyorsun. Dikkat çekiyorsun. Kim farketsin beni ? Senin yüzünden arkada kalıyorum ben.'

  Leyla annesine döndü. Annesi tartışmayı ilgiyle izliyor, hiç söze karışmıyordu. Yelda ilk mutfağa geldiğinde, Leyla ablasının sevdiği kadın programının bitmesine daha 40 - 45 dk olduğunu hesap ettiği için ablasının beş, on dakika sonra gideceğini düşünmüştü. Halbuki yirmi dakika olmuştu ve konu giderek uzuyordu. Leyla ablasının Altemur'dan hoşlandığını şimdi daha net anlıyordu. Altemur ; uzun boylu esmer, sert erkeksi yüz hatlarına sahipti, hemen hemen her zaman kirli sakalı olurdu. Konuşurken hafif başını öne eğer, omuzlarını yükseltir, gözlerini kısardı.Vücuduna sanki karşısındaki insana saldıracakmış gibi pozisyon  verirdi. On üç - on dört yaşından itibaren böyle biri olmuştu Altemur. Leyla'ya bu tavırları hep çok ürkütücü gelmişti. Geçen yıl bakkal işleten Mehmet amca ile alacak verecek meselesi yüzünden çıkan bir tartışmada Mehmet amcayı bıçakladığı mahallede duyulmuştu. Karakola götürüldükten sonra savcılığa gönderilmiş oradan da cezaevine girdiğini duyulmuştu. Leyla Altemur'un ortaokuldan sonra lise okuduğunu hatta belki de ortaokulu bile tam bitirdiğini düşünmüyordu. 'Güya atölyesi varmış.' dedi içinden. Kim bilir nasıl bir yerdi ? Ne yazık ki yaşadıkları mahallede böyle adamlara çok değer verilirdi. 'Dibine kadar erkek' derlerdi böylelerine. Leyla bu konu ne kadar uzarsa o kadar başına iş alacağını düşündü, bir an önce bitmesi için annesine dönerek konuşmaya başladı.