Senden Hoşlanıyor.

Start from the beginning
                                    

"Burada bir sürü beyaz tişört olduğunu bende biliyorum. Ben üzerinde baskı olanı arıyorum." yanına geçip siyah tişörtümü aldım. Üzerimi giyinip banyoya geçtim. Saçlarıma şekil verip tekrar odaya döndüm. Parfümümü sıkıp onun bileğini tuttum.

"Hadi gidelim." kaşlarını çatıp kolunu çekmeye çalıştı.

"Bırak beni. Nereye gidiyoruz?"

"Kahve içmeye."

"Bıraksana beni. Seninle hiçbir yere gelmek istemiyorum." kapıya çekiştirmeye başladım. "Sana beni bırakmanı söylüyorum. İstemiyorum seni." onu kendimle duvar arasında sıkıştırdım. Hemen gözlerini kapatıp kafasını eğdi.

"Seni tekrar zorla öpmeyeceğim Lou. Korkmana gerek yok. Ya da gece uyurken tetikte beklemene gerek yok. Sana zarar vermem. Bir kere bir hata yaptım, ki bunun bedelini de fazlasıyla ödüyorum. Şimdi sadece benimle mutfağa gel." kafasını kaldırıp bana baktı. Yine gözleri dolmuştu.

"Ağlamanı gerektirecek bir şey yok. Sen istemediğin sürece sana hiçbir şey yapmayacağım. Tamam mı?" kafasını sallayıp bana sarıldı. Onu kollarımın arasına alıp rahatlatmak için saçlarını okşadım. Benden korksada yine bana sığınıyordu. "Özür dilerim. Bundan neden bu kadar etkilendin bilmiyorum ama güvenini geri kazanmak için ne yapmalıyım?" kafasını iki yana sallayıp benden uzaklaştı.

"Bir şey yapmana gerek yok. Bana zaman tanı sadece." fazla üstelemeden elimi uzattım. Aklıma gelen fikirle gülümsedim.

"Hadi sana yemek yapayım." şaşkınca bana baktı.

"Sen yemek yapmayı biliyor musun?" kafamı sallayıp elimi gösterdim. Elini elimin içine bıraktı. Onu çekiştirerek mutfağa götürdüm. Sandalyeye oturtturup buzdolabına yöneldim. Patatesleri çıkarıp yıkadım. Ocağa koyup üzerine su ekledim. Domatesleri çıkarıp yıkadım doğradım.

"Yardım etmemi ister misin?"

"Hayır hallediyorum ben." mozzarella peynirini de doğrayıp sarımsakları rendeledim. Fesleğeni ince bir şekilde kıyıp hepsini bir kabın içine koydum. Louis yanıma gelip ne yaptığıma baktı. Gülümseyip malzemelerin üzerine yağ ve tuz gezdirdim.

"Karşıdaki dolapta ekmek var getirebilir misin?" kafasını sallayıp gösterdiğim yere ilerledi. Ben kaba koyduğum her şeyi karıştırırken o da ekmekleri getirdi. Onu belinden tutup tezgahın üzerine oturmasını sağladım. Şaşkınca bana bakarken ben işime devam ettim.

Yaptığım karışımı ekmeklerin üzerine eşit bir şekilde paylaştırmaya çalıştım. Kafamı kaldırdığımda Louis'nin dikkatle beni izlediğini fark ettim. Ona baktığımı fark edince utanıp gözlerini kaçırdı. Gülümseyip kilerden sirke getirip ekmeklerin üzerinde gezdirdim.

Ellerimi yıkayıp fırının derecesini ayarlayıp ekmekleri tepsiye yerleştirdim. Tepsiyi fırına sürüp patatesleri kontrol ettim. Ocaktan alıp suyunu süzdürdüm. Üzerine yağ, tuz ve süt ekledim. Ezmeye başladım.

Louis tezgahta inip bir yandan kullandığım  malzemeleri yerine koyarken bir yandan da tezgahın üzerini silmeye çalışıyordu. Bu görüntüye gülümsedim. Patateslerin pürüzsüz bir kıvam aldığına emin olduğumda raftan tabak çıkardım.

"Louis fırını kapatabilir misin?"

"Tamam." patates püresini masaya koyup tepsiyi fırından çıkaran Louis'nin yanına geçtim. Tepsideki ekmeklerden iki tanesini tabağa koyup tezgahın üzerindeki patates püresi olan tabağı aldım.

"Ben bunları salondakilere verip geliyorum." kafasını sallayıp diğer tabağa ekmekleri yerleştirmeye başladı. Dani ve Edrick'e tabakları verdiğimde Edrick'in kaşları havalandı.

Tiny | Larry Where stories live. Discover now