B-4

4.4K 253 50
                                    

Gözümü açınca beyaz bir tavanla karşılaştım. Bakışlarımı odada gezdirince hastane odasında olduğumu anladım. Yan tarafıma bakınca Nihan ve annemin oturmuş, ağladıklarını gördüm. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Gözlerimi kapatıp o anı düşündüm. En son bir ses duymuştum, ardından büyük bir acıyla yere yığılmıştım. Bunu hatırlayınca gözümü açıp karnıma baktım. Ne olduğunu anlamayarak annemlere döndüm.

"Anne bebeğim nerede, o iyi mi?"

Annemle Nihan şok olmuş bir şekilde bana baktılar. Yüzleri ağlamaktan çökmüştü, ve bu beni çok korkutuyordu. Sesimi daha fazla yükselttim.

"Anne size bir soru sordum, bebeğim iyi mi? Nerede o, beni ona götürün!"

Annem hıçkırarak ağlamaya başladı. Korkuyordum iyice. Nihan Yüzüme bakamıyordu. Yerimden kalkmaya çalışınca annem gelip kollarımı tuttu. Haykırmak istiyordum.

"Ya, bebeğim nerede? Niye cevap vermiyorsunuz, beni ona götürün. Korkuyorum, ona ihtiyacım var lütfen beni ona götürün." Korkudan titriyordum, kötü bir cevap vermelerinden çekiniyordum

"Sakin ol Esin, lütfen sakin ol."

Ben de onlar gibi ağlamaya başladım. Neden hiçbir şey söylemiyorlardı! Bebeğimin nerede olduğunu öğrenmek istiyordum. Odanın kapısı açıldı. Ural girdi içeriye. Onu görünce rahatlamam gerekiyordu, ama yüzünden rahatlayacak bir şey olmadığını anladım. Gözlerine kan oturmuştu. Annem ve Nihan'dan hiçbir farkı yoktu. Artık iyice korkuyordum.

"Ural, bebeğimiz iyi değil mi? Lütfen bir şey söyleyin artık biriniz, beni tutmayı bırakın, Ural beni ona götür, lütfen." Ural hiçbir şey demeden yere bakıyordu, yüzü çökmüştü.

"Kendini yorma kızım, senin sağlığın için kötü olur, yapma bunu."

Kollarımı annemden kurtardım. Kalkmaya çalıştım, ama karnıma saplanan acıyla olduğum yerde durdum. Ural gelip yanıma oturdu. Beni omuzlarından tutup yatırmaya çalıştı.

"Zorlamayı bırak Esin. Bize biraz müsaade eder misiniz, Esin'e durumu anlatmam gerekiyor."

"Daha öğrenmeye hazır değil oğlum, görmüyor musun halini?"

Bir Ural'a, bir anneme baktım. Sanki ben yanlarında değilmişim gibi davranıyorlardı.

"Ya Bende buradayım, ne oluyor? Ural bana ne anlatacaksın? Nolur bişey yok diyin." Tahmin ettiğim şeyin çıkmasından çok korkuyordum.

"Ondan saklamamalıyız şimdi. Siz çıkın, ben ona her şeyi açıklayacağım."

Annem inkar etmedi, gözündeki yaşını sildi. Nihan onun koluna girdi ve odadan çıktılar. Artık başbaşaydık. Anlatacağı şeyleri duymak istediğimden emin değildim. Ural'ı ağlarken görmemiştim hiç. O ağlamayı güçsüzlük olarak görürdü, ama şu an ağlıyordu.

"Nasıl anlatacağımı bilmiyorum Esin..."

"Anlatma Ural, yalvarırım anlatma, nolur düşndüğüm şeyi söyleme," dememe rağmen Ural devam etti.

"Esin, bebeğimiz öldü."

Dünyam başıma yıkılmıştı. Bu üç kelime dünyanın en acı kelimeleriydi. Ama Ural bunları kolaycı söylemişti. Söylediklerinin hepsi yalandı, beni kandırıyordu herkes. Kulağımı kapatıp bağırmaya başladım.

"Yalan söylüyorsun, bebeğimi getirin hemen. O çok iyi, beni kandırmayın, onu getirin bana. Bizim birbirimize ihtiyacımız var, getirin onu!"

"Yapma Esin, kabul etmen gerekiyor bunu. Benim kabullenmem de zor oldu, ama inkar ederek hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Bebeğimiz öldü, o geri gelmeyecek."

MAFYA BOZUNTUSU-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin