GÜL'ÜN SÜRPRİZİ - 21

41.4K 1.7K 8
                                    

Sabah erkenden yola çıktılar. İlk gün yol yorgunluğu üzerlerinden gittiği an Aslan eşine görmek istediklerini gösterdi kumarhanede. Kısa bir an için dışarı bile çıkmaya vakit buldular ilk gün. Nasıl olsa iki hafta orada kalacaklardı, gezmek için acele etmeye gerek yoktu. Üstelik genç adam hamile eşinin kendini yorgun düşürmesini istemiyordu çünkü mide bulantısı zaten zorluydu onun için.

Elif Hanım da eve yerleşmişti. İlk Gün Gül Nihal’ in annesi Zeynep Hanım da gelmiş yanında arkadaşı olarak yardım da bulunmuştu. İyi arkadaş olmuşlardı gerçekten de. Çocukların bebekliği, en rezil halleri gibi konular aralarında favoriydi.

Üçüncü gün sabahın erken saatinde evin kapısı çalındı ve Elif Hanımın kapıyı açması ile Sümbül Hanım ile burun buruna gelmesi bir oldu. “Hoş geldiniz Sümbül Hanım.”

“Hoş gelmedim Elif.” Diyerek kapıda duran kadını kenara itti, içeri girdi hışımla.

“Aslan…..”

“Kes.” Diyerek bağırdı. “Oğlum nerde biliyorum. Bana haber vermeden evlendiği eşi ile.”

“Bakın….”

“Neye bakacağım. Tek evladım evleniyor ama benim haberim yok buna mı? Yoksa senin gibi paragöz, akıllı bir kadının oğlumu benden çalmasına mı? Sen kim oluyorsun be kadın? Kim oluyorsun da düğünde oğlumun annesi gibi ortalıkta dolaşıyorsun, ben ise dış kapın dış mandalı gibi evde kalıyorum.”

Elif Hanım kendisine söylenen haksız sözler karşısında şaşkındı. Onunla oğlunun aralasını yapmaya çalışmaktan, onları uyarmaktan bıkmadan önce hep onlar için savaş vermişti ve hep geri çevrilmişti. Şimdi kalkmış kendisi suçlanıyordu.

“Aslan sizi yanında istemedi. Koskoca adamı anneni çağır diye zorlayamazdım.”

“Öyle mi?” elindeki çantayı yere fırlattı. “Ama yerime geçmekte hiç tereddüt etmedin.”

“Yerinize geçmeme imkan yok. Yanlış anlıyorsunuz.”

“Ne oğlum ne de kocam senin gerçek yüzünü görememiş olabilir ama ben artık seni çok iyi tanıyorum. Oğlumun peşinden ayrılmıyorsun. Nedenini bilmediğimi sanıyorsun. Onun gibi para yumurtlayan, sana kanan kaç kişiyi bulursun değil mi? Ev iste ev alsın, geri dönmek iste geri dön, annesiymiş gibi saygı gör. Bir elin yağda diğeri balda. Benim salak oğlum ise senin nasıl bir yalancı olduğunu göremiyor. Yanında kalışını sevgiden sanıyor ahmak. Para için olduğunu sadece ben görüyorum.”

Elif Hanım sol kolunu tutuyordu. Koluna ağrı saplanmıştı aniden. Keskindi. Nefesi düzensizleşmişti. “Ben oğlumu seviyorum.. ama siz…..siz…..onun için size geldim defalarca. Ama umursamadınız.”  Ağrı çoğalıyor ve içi sıkılıyordu. Terler birikmişti alnına. “Kendi canınız, oğlunuz için…… hiçbir şey ….yapmadınız.” sendeledi kapının koluna tutundu. “O hep ….. bekledi.” Ve yere yığıldı.

“Elifff.” Diyerek koşan Sümbül Hanım yere kapaklanan kadının yanına çömeldi. “Elif kendine gel.” Yüzüne dokunuyor, kendine gelmesi için yanaklarına vuruyordu ama sonunda olmayacağını anlayınca kalkıp çantasının yanına gitti. Telefondan hemen ambulansı çağırdı sonra da kocasını aradı.

“Orhan hemen buraya gel.”

“Ne var Sümbül? İşim var. Acil…..”

“Acil seni lanet olasıca.” Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. “Elif….. Elif yerde öylece yatıyor. Ben….ben yaptım.”

Orhan Beyde telaşlanmıştı. “Ne yaptın kadına? Neredesin? Geliyorum.”

“Aslan’ın evindeyim. Ambulansı çağırdım.”

GÜL'ÜN  SÜRPRİZİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang