49 🚩 "Bilmem Anlatabildim mi?"

Start from the beginning
                                    

Koca adam ellerimi tutup "Canım karıcığım, kızla konuşmayacağım bile. Sadece bu evden gitmesini söyleyeceğim. Hem senin bu tür insanlarla daha fazla muhatap olmanı istemiyorum. Yeterince karaktersiz insan tanıdın. Lila'yı tanımasan da olur. Ayrıca salonda bizi bekleyen ailemiz var. Sen önden git salona, ben de kızı evden yollayıp geleceğim. Tamam mı?" diye laflarını sıralayarak beni ikna etme çabasına girmişti. Başarmıştı da. Kocama olan güvenim salona gitmem için yeterli bir sebepti. Ama tanımadığım hemcinsime olan güvensizliğim de kafamda tilkilerin dolaşmasına yol açıyordu.

"Buna da tamam Oktay, buna da tamam. Ama beş dakika sonra salonda olmazsan-"

"Beş dakika sonra yanında olacağım nurlu kız" diye söyleyerek sözümü kesen Oktay'a son kez gözlerimi kısarak baktım. İşaret parmağımı da uyarı niyetinde sallayıp yatak odasından çıkmıştım. Tabii kafamdaki tilkiler de oturmuş merakımı tahrik ediyordu.

Merdiven basamaklarından indikten sonra salona doğru yürürken gözlerim istemsizce mutfağın yanındaki misafir odasına dönmüştü. Bir yanım Lila denen kızın yanına gitmemi söylerken diğer yanım da kocama güvenip salona gitmemi söylüyordu. En sonunda besmelemi çekip verdiğim kararla salona doğru yürümeye devam edecektim ki duyduğum sesle olduğum yerde kalakaldım.

"Sen Azra Tansu ah pardon, Azra Polat olmalısın."

Kulağıma ulaşan yabancı sesin sahibine döndüm. Karşımda 1.70 boylarında manken gibi sarışın bir kız vardı dememi beklemeyin. Evet, boyu uzundu fakat esmerdi. Ve maalesef...

Çok güzeldi!😡

Kıskançlıktan çatlayan yanımı bir kenara bırakıp tebessüm ettim. Zoraki...

Kızın yüzündeki ve sesindeki aşağılayıcı tavrın altında kalmamak adına ilk hamlemi kendisine yaklaşarak ve kollarımı bağlayarak yapmıştım.

Kaşlarımı kaldırdım. Sahte gülümsemeyi de sonlandırıp "Siz de Lila ah pardon kocamı kazıklayan şu sahte arkadaş olmalısınız" diye söyleyince kızın suratındaki düşüş ister istemez keyif vermişti bana. Burnundan verdiği nefes kendisine sıkıntı verdiğimin göstergesiydi sanırım. Umurumda mıydı?

Tabii ki hayır.

"Her neyse geçmiş geçmişte kaldı. Ben buraya çok önemli konuları konuşmak için geldim."

Normalde böyle dışarıdan kibar görünen tipler önce bir sahte de olsa tanışma faslı filan yapardı. Ama bu karşımda Lila denen kız onu bile yapmamıştı. Ayrıca söyledikleri cümle de istemsiz sinirlerime dokunuvermişti.

Söylediklerini umursamazlıktan gelip elimi uzattım. Gözleri elâ renginde olan Lila sahte olduğunu bağıran gülümsemesiyle elimi tutup "Memnun olmadım" der gibi baktı.

Ben durur muyum?

"Ben de" deyip Lila'nın kaşlarının çatmasına sebep olmuştum.

"Bir şey dediğimi hatırlamıyorum" deyince içtenlikle gülümsedim bu sefer.

"Demenize gerek yok. Kalbinizden ne geçiyorsa ben de aynı şeyleri size karşı hissediyorum demek istedim."

Cevabıma şaşıran Lila kaşlarını hayretle kaldırıp elimi memnuniyetle sıkmaya başladı.

"Bu kadar zeki biri olduğunu bilmiyordum. Ayrıca ben sizli bizli konuşmayı gerek görmüyorum. Ne de olsa yakın arkadaşımın eşisin. Bu aramızdaki resmiyet hoş olmuyor."

Ben bu kadını çok sevdim ya!
Cidden...
Çirkefliğim uzun zamandır dinlenme modundaydı. Bu kız geldi, tam oldu.

"Siz gerek görmüyor olabilirsiniz. Ama bu benim sizinle gayri resmi konuşmak istediğim anlamına gelmez. He bir de eğer gerçekten kocamın yakın arkadaşı olsaydınız belki düşünürdüm. Ama öyle bir şey ihtimal bile değil."

İMTİHANIMSIN•TAMAMLANDI•Where stories live. Discover now