●On●

2.7K 281 56
                                    



Sorgu Odasından 35 Gün Sonra
-
03.36

Lexi, ilacın etkisiyle ağrısı azalan bacağını düşünmeyerek sonunda uykuya dalabilmişti. Bir rüyanın içindeydi. SHIELD'ın sorgu odasındaydı. İçeri giren Steve Rogers ona bağırıp çağırmaya başlamıştı. Ne kadar kötü bir insan olduğundan, masumları öldürüp bir katile dönüşmesinden, sonsuza kadar böyle bir odada tıkılı kalması gerektiğine dair bağırıyordu. Resmen içindeki öfkesini kusuyordu Steve. Lexi söyleyecek bir şey bulamıyordu, kelimeler boğazına diziliyordu resmen. Gerçeklerin bu denli yüzüne vurulması onu normalde etkilemezdi ama şu an farklıydı.

Steve Rogers aniden Lexi'nin boğazına yapıştı ve onu oturduğu sandalyeden düşürdü. Yüzbaşının kollarından tutup çekmeye çalıştı ama yapamadı. Nefes alması çok güçtü.

''Bir katilsin! Katil olduğunu kabul et!'' diye bağırdı Steve Rogers. Lexi konuşmak istedi ama yapamadı. Yüzü neredeyse mosmor olmuştu ve konuşamıyordu.

''Değilim!" diye bağırarak aniden gözlerini açan Lexi yattığı yataktan doğrulmaya çalıştı. Tüm vücudu ter içinde kalmıştı ama üşüyordu. Bulunduğu odada hızlıca gözlerini gezdirdi. Kapı açıldığında, içeri giren Steve ve Sam kıza doğru baktılar. Lexi korkuyla geriye doğru gitmek istedi ama kelepçeden dolayı yapamadı.

''Uzak durun!'' diye bağırdı. Rüyasının etkisi altındaydı.

''Lexi, ne oluyor?'' diye sordu Steve Rogers. Kız tekrar bakışlarını odada gezdirdi. Ağlama isteğini bastırmaya çalıştı. Kalbi kilometrelerce koşmuş gibi atıyordu. Sam, kıza doğru yaklaştı ve elini alnına koydu. Lexi ondan uzaklaşmak istedi ama yapamadı.

''Ateşi var.'' dedi geri çekilerek.

''Ne yapmalıyız?'' diye sordu Steve.

''Islak havlu getireyim.'' dedi Sam ve odadan ayrıldı. Lexi geri yatarken tek eliyle battaniyeyi üstüne çekmeye çalıştı ama Steve engel oldu.

''Üşüyorum.''

''Ateşin varken örtünemezsin.'' dedi Steve. ''Bu... ateşinin çıkması... anlattıklarınla ilgili olabilir mi?'' diye sordu.

''Hayır. Gece 12'den sonra etkiler başlıyor. Bunun onunla ilgisi yok.'' dedi Lexi zorlukla. Steve başka bir şey söylemedi ve Sam ıslak havluyu getirip onun alnına koydu. Lexi gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı ama yapamadı. Ateşi bir türlü düşmüyordu. Geçen 45 dakikanın ardından ateşi düşmeyip, daha çok yükselmişti.

''Tamam, bak havale geçirip ölmesinden yana oyumu kullanabilirdim ama gerçekten yardımımıza ihtiyacı var.'' dedi Sam. ''Onu banyoya sokmalıyız. Gidip küveti dolduracağım. Sen onu getir.''

''Ne? Neden ben getiriyorum?" diye sordu Steve ve arkadaşına doğru yaklaştı.

"Sen onu uzun zamandır tanıyorsun. Bir maziniz var. Ayrıca ondan korkuyorum." dedi Sam ve banyoya doğru ilerledi.

Steve Rogers, Lexi'nin yanına yaklaştı ve cebinden anahtar çıkarıp tek kolundaki kelepçeyi yatağın kenarından ayırdı. Lexi tir tir titriyordu.

"Ne.. yapıyorsun.." diye sordu kekeleyerek.

Steve cevap vermeden bir kolunu kızın bacaklarının altından, diğer kolunu da sırtından geçirerek kucağına aldı. Lexi direnmek istedi ama çok güçsüz hissediyordu. Birkaç dakikalığına, Kaptan Amerika'ya güvenmek istedi.

Steve banyoya doğru ilerledi ve dolmuş olan küvete doğru yaklaştı. Sam'de, birkaç temiz kıyafet almak için kendi odasına doğru ilerledi.

Lexi, Yüzbaşı'nın tişörtünün yakasından hızlıca tuttu.

"Çok soğuk Steve.. lütfen.." dedi yalvarırcasına. Steve Rogers, ilk defa derinden Lexi'ye acıdı. İsmini onun ağzından gerçekten yalvarırcasına duymak garip hissettirmişti.

"Bu senin iyiliğin için, geçecek." dedi Steve ve küvete doğru eğildi. Kucağındaki kızı suya doğru bıraktı ama Lexi ellerini ondan çekmedi, sıkıca tutundu. Sanki buzların içindeymiş gibi hissediyordu. Dişleri birbirine çarparken konuştu,

"Seninle... bir daha... dalga geçmeyeceğim... 70 yıl... buzların... içinde... nasıl kaldın sen?"

•••

Killer «» ◎Sorgu Odası◎ Steve RogersWhere stories live. Discover now