●Bir●

3.8K 337 73
                                    

''Ölümün saati yoktur.''

Sorgu Odasından 18 Gün Sonra

HYDRA;

Gece 01:39

Akşam saat 10'dan sonra genelde HYDRA'da eğitimler durur, herkes kendi işine çekilirdi. Gecenin 1 buçuğunda koridorlar bomboş, ölüm sessizliğini andırırdı.

Lexi, bugüne kadar bir sürü insanı öldürmüştü. Sayısını unutacak kadar çok insanı.

Acı çekip ya da çekmedikleri önemli değildi. Eğer HYDRA öldür diyorsa öldürürdü. Nedenini bilmeden, umursamadan. Eğer yap dedikleri şeyi sorgularsa, hiç iyi şeyler olmazdı.

Yan koridordan aniden önüne çıkan Bucky, sinirli görünüyordu.

''Geciktin.''

''Sadece 1 saat. Ölecek değilim ya.'' dedi Lexi umursamayarak.

''1 saat 39 dakika.'' diye düzeltti Bucky onu. ''1 dakika bile gecikmemen gerekiyor, bunu biliyorsun. Kendine gel Alexi.''

Lexi gözlerini devirerek yürümeye devam ettiğin de Bucky'de yanında ilerlemeye başladı.

''Öldüğümde, sakın mezarıma gelip zırlama. Oradan çıkar seni de yanıma sokarım.'' dedi Lexi.

Bucky kızgınlıkla ona bakıyordu. Ölümden bahsetmesinden hoşlanmıyordu.

Sonunda odanın önüne geldiklerinde içeriye girdiler. Beyaz önlüklü doktor, masasında oturmuş dosyalar ile ilgileniyordu. İkisinin geldiğini gördüğünde, sandalyesinden kalktı ve metal dolaba ilerleyip bir kutuyu çıkardı. Lexi, bu sırada sedye gibi olan yere oturdu. Doktor, kutunun içindeki içi koyu lacivert bir sıvı ile dolu olan tüplerden birini aldı.

''Gecikmemen gerekiyor. Bunu biliyorsun.'' dedi doktor gözlüklerinin üzerinden ona bakarken.

''Belki de artık ölmek istiyorumdur doktor.'' dedi Lexi.

Doktor, elindeki lastiği Lexi'nin koluna sıkı sıkı bağladığında;

''Ölümün kolay olsaydı buna izin verebilirdim.'' dedi. Ardından, tüpün içindeki sıvıyı şırıngaya geçirdikten sonra kıza enjekte etti.

Lexi, ayağa kalktığında doktorun kan akmasın diye kolunu yapıştırdığı bant ile kısa bir süre bakıştı. Ardından Bucky ile odadan çıktılar.

''Alexi, eğer 48 saatte bir bunu enjekte etmezsek sonuçları kötü olur.'' dedi Bucky.

''Evet, biliyorum. Eğer sen her saat bunu hatırlatmazsan daha iyi olabilirim.'' dedi Lexi sinirle.

İkisi, birkaç dakika boyunca sessizce ilerlediler.

''Neredeydin ?'' diye sordu Bucky sonunda.

''Hava alıyordum. Her dakika burada tıkılı kalmak sinirlerimi bozuyor.''

''Anlayacaklar.''

''Neyi ?'' diye sordu Lexi. Bu sırada Bucky durdu, kızın kolundan tuttu ve;

''Kuleye gittiğini.'' diye yanıtladı.

''Kule mi ? Oraya gitmiyorum. Canıma susamadım her halde.'' dedi Lexi.

''Seni takip ettim.'' dedi Bucky ve ellerini göğsünde birleştirdi.

''Şimdi de sapık gibi beni mi takip ediyorsun Bucky?''

''Sapık gibi o adamı takip eden sensin. Ben, ölmemeni sağlıyorum.''

''Eğer öleceksem bu bir gün olacak zaten. Bırak da rahatça öleyim. Ölümün saati yoktur, bunu engellemeye çalışma. Sen de kendi sorunlarınla ilgilen Bucky.'' dedi Lexi ve arkasına dönüp yürümeye başladı.

''Bana Bucky deme!'' diye bağırdı adam arkasından.

''Dedim bile!'' diye karşılık verdi Lexi ve odasına doğru yürümeye başladı.

12 Yıl Önce

4 Haziran 2004

Anderson, elini kızın omzuna koymuş, karşılarında ki eve doğru bakıyorlardı. Gecenin hafif esintisi yüzlerine vuruyor, kız hâlâ neden burada olduklarını anlayamıyordu.

"Bay Anderson, benden ne yapmamı istiyorsunuz ?" diye sordu Lexi.

Henüz 12 yaşındaki kıza doğru döndü Anderson.

"Bu evde yaşayan iki kişi, senin aileni kaybetmene sebep oldu Alexi. Ve biz de, onların birbirlerini kaybetmesini sağlayacağız."

"Bunu nasıl yapacağız?" dedi Lexi.

"Onları öldürerek." dedi Anderson. Bu sırada, evin etrafını sarmış onlarca ajan, aynı anda eve pencere ve kapılardan girmeye başladılar.

"Hadi, Alexi."

Anderson kızı omzundan yürümesi için hafifçe ittirdiğinde, Lexi evin kapısına doğru ilerledi.

Önlerine çıkan büyük kapıdan girdiklerinde, evin salonunun ortasında bir kadın ve erkek yerde oturmuş, korkudan birbirlerine sarılmışlardı.

Anderson, yanındaki ajandan aldığı silahı Lexi'ye doğru uzattı.

"Aileni bu iki kişi yüzünden kaybettin Lexi. İntikam için yaşamalısın."

Alexi, ailesiyle ilgili pek bir şey hatırlamasa da, ailenin ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Annesi ve babasının sonsuza dek yanında olmasını isterdi, ama bu kadın ve erkek onların ölümüne sebep olduysa, bunu yapardı.

Elindeki silahı, onlara doğru yavaşça kaldırdı. 7 yaşından beri Anderson'nın yanındaydı. Her zaman onun dedikleri doğru çıkmış, ona güvenmişti.

Şuan aldığı her yaşama dair nefesi, ona borçluydu. Onun sayesinde hayattaydı.

Silahı iki kere ateşlediğinde, kadın olanı vurmuştu. Silahın şiddetinden dolayı bedeni geriye doğru gitmişti ama yere düşmemişti Lexi. Adam, bağırarak yalvarırken kadının cansız bedenine daha çok sarılmıştı.

Alexi'nin dudakları hafifçe aralanırken silahı yavaşça indirdi. Kadını öldürmüştü. Ne yaptığı beynine doğru idrak ederken gözleri dolmaya başlamıştı.

"Hadi, Alexi başladığın işi bitir!" dedi Anderson.

"Be-ben.."

Anderson, kızın silahı tuttuğu kolundan yakaladı ve adama doğru yaklaştırdı. Elini kızın elinin üzerine koydu ve silahı adamın kafasına dayadı.

İkisinin de parmağı silahın üzerinde dururken, Lexi'nin göz yaşları yanaklarından süzülüyordu. Ancak bu Anderson'ı durdurmamıştı. Parmağını, kızın parmağının üzerine bastırdı ve ateş etti. Adamın, tam kafasından.

Ve böylece Lexi, ilk cinayetini işlemiş oldu.

●●●

Killer «» ◎Sorgu Odası◎ Steve RogersWhere stories live. Discover now