10. Bölüm

112 6 2
                                    

Evett upuzun bir aradan sonra dedim ki bu kadar da olmaz yazmalıyım didim.
İyi okumalar.

Poşette krem vardı. Bir de not.

"Notu özür sanıp hemen umutlanma şimdiden söyleyeyim. Topuma karşı dava açmaman için para değil krem veriyorum. Görüşürüz."
...

Şu an o ellerle yazılmış bu kağıdı yemek istiyordum. Kremi de yemek istiyordum. Yemekten vazgeçip kremi elime aldım ve yatağın üstüne çıkıp zıplamaya başladım. Niye bu kadar sevindim derseniz ya abi çocuk resmen not yazmış. Bana lan bana.

Yatakta zıplamayı bırakıp aynanın önüne geçtim ve aynaya bakarak Cenk'in başıma krem sürdüğünü hayal ettim. Sonra hayal baloncuklarım bir bir sönmeye başladı. Kafamdaki şişlik başlı başına bir balon büyüklüğündeydi zaten. Kremi sürerken biri odama daldı. Tam tövbest derken annem:

"Eylüül! Ben... Ayy noldu sana?!" dedi.

"Kafam topa çarptı anne." diyerek saçmalarken annem gelip şişliğe bakarak

"Neyse, ben de markete gideceğimi söyleyecektim hadi görüşürüz. Dikkatli ol." dedi.
Ben de görüşürüz dedikten sonra gitti.
Annem gittikten sonra telefonu elime alıp Cenk'i aradım. Açmıyordu. Basket maçına geri dönmüştü herhalde. Ben de Eda'yı aradım ve heyecanlı heyecanlı olanları anlattım.

"Eylül, canım seni kırmak istemiyorum ama ilerde bir şey olur da üzülürsün diye söylüyorum. Hemencecik kaptırma kendini lütfen." dedi. Haklıydı.

"Tamam kankim sen merak etme ben yapılan planlardan şaşmam." deyince

"Ne planıymış bakalım?" diye sordu.

"Davranışlarıma dikkat edeceğim. Cenk hakkında yani. Neyse ben uyuyacağım bugün çok yoruldum."

"Tamam canım görüşürüz."

Ben de görüşürüz dedikten sonra yatağa yavaşça uzandım çünkü başım çok ağrıyordu. Cenk ve yapmam gerekenleri düşünerek uykuya daldım.

Ertesi gün okula girer girmez lavaboya gittim ve saçımı başımı düzelttim. Başımdaki şişlik yerini morluğa bırakmıştı. Koridora çıktığımda Cenk'i gördüm ve yanına gittim. Tam sınıfa girecekken kapıyı tuttum ve kafasını kapıya çarpmasını sağladım. Ehe. Ödeştik.

"Günaydın!" dedim gülümseyerek.

"Kızım sen manyak mısın ya? Bilerek mi yapıyorsun?" dedi yarı şaşırmış yarı kızgın bir ifade ile.

"Evet. Al bundan biraz başına sür iyi gelir." dedim ve dün bana aldığı kremi vermeye çalıştım.

"İstemez." diyerek sınıfa girdi.

Onun peşinden ben de girdim. Zaten sınıfta kimse yoktu sorun da olmazdı.

"Hadi çok beklemeden sür yoksa şişer bak." dedim.

"Gerçekten mi? Neden vurdun o zaman kapıyı?" dedi alayla.
Bir şey demedim ve kremin kapağını açıp elime biraz sıktıktan sonra az önce başına kapıyı vurduğum yere sürmeye çalıştım.

"Ne yapıyorsun? Çık şu sınıftan." dedi ve kapıya yönelip açtıktan sonra bana baktı. Çıkmayacağımı anlayınca kendisi gitti ve ben de peşinden koşmaya başladım. Yetiştiğimde hafifçe şişmiş olan başının oraya kremi biraz sürebildim ama o daha da hızlandı. Onun hızlı yürüyüşüne yetişmem için resmen koşmam gerekiyordu. Her ona yetişişimde elimdeki kremi biraz daha sürüyordum ve sonunda durduğumuzda hepsini şişliğe sürebilmiştim. Sanırım. Çünkü dönüp bana baktığında kremin yüzünün her tarafında olduğunu farkettim ve o güzel yüzüne baktığımda çok şapşal göründüğünü düşünüp gülmeye başladım.

"Gülme." dedi ama kendimi durduramıyordum. Yanımızdan bir kaç kişi geçmişti fakat ben hala gülmeye devam ediyordum.

"Gülme." diye bağırdı bu sefer. Birden bir sezsizlik çöktü. Sanki şu an okulun içinde bir yerde değil de uzay boşluğundaydık. Öylece kalakalmıştım. Başka bir şey demeden koşuşturduğumuz yollardan tekrar sınıfına doğru yürümeye başladı. Arkasından bağırdım.

"Abartılacak bir şey yok. Ne diye bağırıyorsun?"

"Sen neden bağırıyorsun?" dedi.

"Duyabilmen için." dedim.

"Gerek yok hatta benimle konuşmana bile gerek yok. Ne gerekliliğinden bahsediyorum benimle konuşma." dedi.

"Özür dilememi istiyordun ona ne olacak?" dedim benimle konuşmasını kesmesini istemeyerek.

Bir şey demedi. Öylece baktı ve sınıfına girdi.
Sanırım bu onunla konuşmaya devam edebileceğim anlamına geliyordu.

Yazmayı özlemişim açıkçası. Sizlerden de çok özür diliyorum. Fakat bir arkadaşımla konuştuk ve hikayeyi -hikayemizi- beraber yürütmeye, koşturmaya hatta maraton koşularına hazırlamaya karar verdik. :D . Neyse buradan ortak yazarımız Ece'ye selamlar.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bizlerden esirgemeyin lütfen.
Görüşmek üzere...

Küçük HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin