minik bir oyun pt.1

2.4K 138 87
                                    

donghyuck'u çok özledim. bu mini fic ona;; 

şarkılar:

ozzie - dont play

the weeknd - shameless (sofia cover)

''taş, kağıt, makas!'' diye bağırdı, mark. 127'nin yurdunun ortak salonundaki duvar saatinin ibresi, gece yarısı 2'yi gösteriyordu ve donghyuck'un fikri üzerine garip ve pek anlaşılamayan bir oyun oynamaya karar vermişlerdi.

taş-kağıt-makas oyununda kaybeden, kazananın boynundan öpmek zorundaydı. çocuklar için hem iç gıcıklayıcı bir durum oluşacak hem de aralarında -olmayan- samimiyetsizliği yok edeceklerdi. eh, içtikleri dört biranın üstüne bu fikrin ortaya çıkması pek de şaşılacak bir durum değildi. 

taeyong, donghyuck ile mark'ın ellerinde göz gezdirip kafasını sevgilisi, jaehyun'un göğsüne yaslarken bağırdı.

''donghyuck kazandı!'' 

jungwoo da doyoung'un kucağında otururken gözlerini deviriren mark'a destek mesajı yolladı. ''hadi ama, mark lee,'' dedi ve meşhur kahkahasını doyoung'un boynuna sundu. ''sadece birkaç saniye sürecek, seni mızmız bebek!''

mark, içten içe mırıldanırken konuştu. ''neden oyunu kabul ettim ki...''

perdelerden yansıyan reklam panolarının kırmızı ışıkları donghyuck'un buğday tenini daha da seksileştirirken karamel rengi saçları, odanın içinde bir renk cümbüşüyle savaşıyordu. mark'ın siyah saçlarının merceğine yaklaştığını hissettiğinde midesine kramplar girmesine engel olamadı ve zorlukla yutkunurken parmaklarını üstünde oturduğu halıya bastırdı. doyoung, arka taraftan tezahürat yaparken mark hafifçe kafasını kaldırmış, donghyuck ile göz göze gelmişti.

''birazdan,'' diye fısıldadı, sıcak nefesi donghyuck'un köprücük kemiğine çarpıyordu. yıldızlar, artık dünyaya daha yakındı. ''öpeceğim seni.''

donghyuck kafasını onaylarcasına salladı ve demir gözlüklerin teninde bırakacağı hissi düşünürken sırtının kasılmasına neden oldu.

mark'ın parmakları, halıdaki parmaklarının yanından kayarken siyah saçlı çocuğun vücudu, vücuduna doğru eğildi ve pembe dudaklar, uzun boynuna değdi. parmak uçlarına dek giden adrenalin ile titrerken mark önce dokunduğu boynu uzunca bir süre kokladı ve dudaklarını sertçe bastırırken yapmaması gereken bir şey yaptı.

yavaşça dilini çıkardı. 

ıslaklık, donghyuck'un pek de yerinde olmayan aklını tamamen götürürken farkına dahi varmadan dudaklarını araladı. bunu gören taeyong, durumun ilerlemesi için mark'ın kalçasına bir tekme attı ve tereddütlü bir şekilde donghyuck'un boynuna gömülmüş çocuk, bedeninin dengesini kaybetti. 

''ah,'' dedi mark, düşmenin etkisiyle. ''özür dilerim.''

donghyuck ise dağılmış bir şekilde yanıt verdi. 

''sorun değil, istersen devam edebilirsin.''

----------------

----------------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
ateş böceği ve uğur böceği :: markhyuckWhere stories live. Discover now