Vera bunu öğrendiğinde öfkeden deliye dönecekti ve ben bu iğrenç haberi ona nasıl vereceğim bilmiyorum.O herif bebeği almak için de uğraşırdı,Vera'yı geri kazanmak için de..Ama çıktığında karşılaşacağı bir Turan olduğundan ne yazık ki habersiz. Ne Vera'yı ne de Asena'yı ona vermeyeceğimden de habersiz.O benim kızım,ben bunu böyle kabullendim ve o herif zerre o masum bebeği hak etmiyor. Bu yüzden çok yakında bir savaş çıkacak,hissedebiliyorum.

''Abi!'' Tahir'in sesini duyunca odama girmekten vazgeçip koridorda bana doğru koşan Tahir'e baktım. ''Abi..'' Nefes nefese kalmışken dibimde durunca kaşlarımı çatıp omuzuna dokundum ve yüzüne bakmaya başladım.

''Ne oldu oğlum?Nefes nefese kalacak kadar önemli ne oldu?''

''Vera yenge..Hastaneye kaldırmışlar,merdivenlerden yuvarlanmış. Annen aramış burayı bizim Kadirl-''

''Ne ? Koş,koş Tahir!'' Birlikte çıkışa koşarken bankoya bıraktığım arabamın anahtarını da hızlıca kapmıştım.

Nasıl oldu,ne oldu da düştü?Durumu iyi mi? Gerçekten tüm bunları üst üste yaşamak zorunda mıyız? Daha Tarık olayını sindiremeden şimdi bu olay çıktı.Eğer bu sefer bebeğe bir şey olursa ben de en az onun kadar mahvolurum.Sadece bebek değil ikisine bir şey olursa,bu işte parmağı geçen herkese bu dünyayı dar ederim. Gözümden sakındığım iki tane can söz konusu ve ben ne kadar soğukkanlı kalmaya çalışırım bilmiyorum.

Tahirle birlikte arabaya yerleşir yerleşmez kemerimi takıp gaza köklendim ve sinirle direksiyona vurdum. Korkum sinire dönüşüp öyle etkisini gösteriyordu bunu anlamam zor olmadı. İkisine de bir şey olacak diye korkuyorum ve içimdeki korku dolu duyguyu sinirimle bastırmaya çalışıyorum işte. O bebek benden değil belki ama her şeye rağmen bendenmiş gibi düşündüm,sevdiğim kadını bebeğiyle kabul ettim ve benim için biyolojik babası önem taşımadı. Şimdi ona,yani bebeğe bu kadar alışmışken eğer giderse gerçekten neler hissederim bilmiyorum. Baba olmak anne olmak gibi değildir ancak o duyguyu kendinize yüklediniz mi bir anne kadar benimsiyorsunuz bebeğinizi.

Ne kırmızı ışıkta durdum ne de EDS sistemini umursadım. Zaten böyle bir durumda kuralları düşünemezdim. Hem araba askeriyeye aitti,ceza falan gelmezdi. Yani kısacası bir saatlik yolu yarım saatte geldim ve var gücümle merdivenleri tırmanıyorum. Tahir'im de zavallı,bana ayak uydurmaya çalışıyordu ama benden çok daha gerideydi. Asansörü dahi beklemedim çünkü inanın şu an sadece Vera'yı görmek istiyorum,hemde acilen.

Nefes nefese kalmış sesimle koridorun sonuna bakındım. Annem bir odanın başındaki sandalyede öylece oturuyordu. Daha fazla uzaktan bakmamak adına hızlı adımlarla odaya doğru ilerledim. Vera'nın annemin yanında ne işi vardı bilmiyorum ama umarım bu işte annemin bir parmağı yoktur.

"Oğlum!" Yapmacık sesi kulaklarıma dolunca gözlerimi devirip ona doğru döndüm. Bana sarılmak için bir hamle yapmıştı ama geri çekilip buna izin vermedim.

"Nasıl oldu bu? Seninle ne işi vardı?" Öfkeyle bağırdığımda sertçe yutkundu ve önce yanımdaki Tahir'e sonra da kuşkuyla bana baktı.

"B-benden özür dilemeye gelmiş. İlk affetmedim ama çok ısrar edince özrünü kabul ettim,sonuçta senin sevgilin. Daha sonra kahve içmesi için ısrar ettim ama acele işlerim var dedi. Aşağı inerken de hızlı hareket ettiğinden olsa gerek bir anda düştü oğlum,yakalamaya çalıştım ama çok hızlı yu-"

"Tamam,tamam." Daha fazla dinlemek istemiyorum. "Tahir'im sen bekle tamam mı? Biraz ben yalnız konuşayım." Tahir'e döndüğümde başını sallamıştı.

Derin bir nefes alıp ellerimi yüzüme sürttüm ve odanın kapısını açıp içeri girdim. Duyduğum ağlama sesleri gözlerimin kapanmasına sebep oluyordu,içim yanıyordu çünkü. O her damla döktüğünde benim içim yanıyordu. Bu kadar içli ağladığına göre de kesin bebeğe bir şey olmuştu,yoksa bu kadar ağlayacağını zannetmiyordum.

TURAN-I VERAWhere stories live. Discover now