Sevgililer Günü

574 24 88
                                    

"Seni bulacağım,

ama önce yanlış yollara girip kaybolman gerekiyor."





-



"Gelmiyor musunuz?" Youngbae çantasını alıp sorduğunda Seungri başını hayır anlamında salladı.

"Cidden tükenmiş görünüyor." Seunghyun gülünce Daesung başıyla onayladı.

"Sınıf birincisi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamanı beklemiyoruz, hyung." Youngbae sırıtarak söylediğinde Seunghyun kafasına bir tane geçirdi ama Youngbae hala gülüp onunla alay etmeye devam ediyordu.

"İstersen onu eve bıraktıktan sonra gelebilirsin." Daesung çocuğa bakarak söyledi ama Seungri gülümseyip başını Jiyong'un onun omzunda duran kafasına yasladı.

"Uyandırırsak projeyi bitirmek için çalışmaya devam eder, biraz dinlensin."

"Doğru söylüyor." Seunghyun Youngbae'ye vurmayı kesip başıyla onayladı, Jiyong gerçekten inatçı olabiliyordu.

"Tamam o zaman daha sonra--"

"Ah--selam." Soona aniden yanlarına geldiğinde üçlü planladıkları gibi gitmek yerine duraksayıp ona baktılar.

"Selam?" Youngbae kaşlarını kaldırıp gülümsedi, kız onlarla Jiyong'la ilgili bir şey olmadıkça konuşmuyordu ve hepsi bunu farkındaydı.

"Sadece iyi olup olmadığını merak ettim." Gözleri hala kapalı olan ve hiçbir şeyi duymayacak kadar yorgun olduğu belli olan kırmızı saçlı adamı işaret ederek söyledi.

"Önemli bir şeyi yok sadece--"

"Seni aramadığı için merak etmiş olmalısın." Seungri aniden gülümseyerek söylediğinde hepsi duraksayıp çocuğa baktı.

"Aslında doğruyu söylemek gerekirse seni aramamasına ben de şaşırdım.Yani etrafta anlattığın onca şeyden sonra..."

"Seungri." Daesung ona dik dik bakarak söylediğinde çocuk Soona'ya bakmaya devam etti.

"O demek istiyor ki--"

"Hayır hayır---doğru söylüyor." Soona gülümseyip kafasını salladı ama aniden elini masaya dayayıp Seungri'ye doğru eğilmesini kimse beklemiyordu. "Anlattığım şeylerin seni inciteceğini bilsem bunu yapmazdım."

"Siktir." Seunghyun sırıtmaya başlayıp dudağını ısırdı.

"Oradan bakınca üzülmüş gibi mi duruyorum?" Seungri kolunu ona doğru yaslanan adama dolayınca Daesung da sevgilisi gibi dudağını ısırmaya başladı.

"Buradan bakınca nasıl durduğunu gerçekten bilmiyor musun?" Kız gülüp geri çekildi ve kafasını iki yana sallamadan önce saçını kulağının arkasına koydu. "Tam bir aptal gibi duruyorsun." çocuğa gülümseyip oradan uzaklaştığında Seunghyun ağzı açık bir şekilde orada dikiliyordu.

"Az önce---ne oldu?"

"Bekle Seungri---yani sen az önce--"

"Hyung---gitmemiz gerekiyor, kalk."

"Ne--ah--" Seungri birden bire doğrulunca aniden sarsılan Jiyong başını ovuşturdu.

"Bekle---Seungri!" Daesung oradan hızlı uzaklaşan Seungri'nin peşinden koşturdu. "Böyle kaçamazsın! Az önce ne yaptığını farkında mısın?"

"Hiçbir şey." Çocuk hızlı adımlarla yürümeye devam ederken mırıldandı.

"Hey! Kes şunu!" Daesung onu kolundan yakalayıp durmasını sağladı. "Onu kıskanıyorsun, Seungri."

Mavi EldivenlerWhere stories live. Discover now