şaklaban sokrates ve inci kusan istiridyeler

1.2K 122 86
                                    

Her zaman bir çıkış yolunun olduğunu iddia etsem de bu sefer kapana sıkışmıştım.

Atlas okyanusunun ortalarında bir devlet donanmasının tam ortasına düşmüştüm ve arkamı da toplayacak biri yoktu şu an.

"Bu korsanı hücreye koyun."

Kollarımdan tutup beni yerden kaldırdılar ve geminin altına indirdiler. Paslanmış parmaklıkların arkasına tıkıldım ve orada yalnız kaldım.

Atlas okyanusunun ortasında kendi başıma bir devlet donanmasını soymak sadece bana, Lee Donghyuck'a, özeldi. Şimdi ise bu parmaklıkların arkasında sadece tek yapabildiğim, kıçımı koruyacağına söz veren Moon Taeil'e sövmekti. Kendisi mürettebatı ile geleceğini ve bana yardım edeceğine dair korsan sözü bile vermişti.

1737 yılında, pek de hoş karşılanmayan biri olduğum doğru ama başarılarımı kimse sorgulamaz. Tek başıma yaptığım soygunlar ile de devletin kara kaplı defterinde ikinci sıradayım.

Birinci sırada kim olduğunu bilmiyorum ama herkes bu adamı konuşup duruyor. Kendine ise Mark Lee demekte.

Bir süre sonra bağrışmalar ve kılıç, silah seslerinden sonra merdivenlerden ayak sesleri geldi.

"Lee Donghyuck."

Karşımda duran, donanma askeri kılığına girmiş bu adam, Kore'nin en çok aranan korsanı ve hırsızı Mark Lee'den başkası değildi ama hiç bir zaman insanları merak eden biri olmadığımdan bunu bilmiyordum.

"Kimsin?"

"Ben Mark Lee."

"Mark Lee adında birini tanımıyorum."

"Garip, çünkü herkes onu tanır."

×××
HAHAHAHHA KORSANLI NCT YAZIYORUM LAN BAKIN YAZIYORUM ÇOK DA GÜZEL OLUYOR HADİ BAKALIM

LÜTFEN YORUM VE VOTE ATIN TŞKLER

LÜTFEN YORUM VE VOTE ATIN TŞKLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|captain tiza|

DUZENLENIYOR...

you can run// markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin