"Memories"-6

102 6 0
                                    

    Yumuşaklığı ile sırtımı okşayan sıcacık yataktan kalkmamak için örtüyü başıma kadar çektim.Göz kapaklarım aralanmamak için adeta şavaş açmıştı bit kadar kalan gücüme.Fakat içinde bulunduğum durum beynime tak edince göz kapaklarımı yırtılırcasına araladım ve yataktan zıpladım.Bir kaç saniye fal taşı gibi açık gözlerle etrafıma baktım.Bembeyaz bir oda ve yabacı gelen eşyalar sarmıştı etrafımı.Yatağın yanındaki, storlu perdeleri yukarı çekilmiş pencereden tam yatağa vuran capcanlı güneş ışığı odada ki davetsiz misafir gibiydi.

  Sinirle üzerimdeki bembeyaz üzerinde işlemeler bulunan pikeyi yatağın kenarına fırlattım ve ayaklarımı yataktan aşağı doğru sarkıtıp oturur pozisyona geldim.Başımda hatrı sayılır cinsten bir ağrı dolaşıyordu ve bacaklarımda bulunan acının tarifi yoktu.Sanki hareket ettiğimde bacaklarımdaki lifler çekiliyormuş gibi hissediyordum.

  Aklımı dün geceye gitmeye zorladım.Kamptaydık.Ben bulaşıkları yıkamak için göle doğru gidiyordum taki  akıl sağlığından şüphe ettiğim o genç çocuğu görene kadar.Ondan sonra ikimizinde arasında bir koşuşturma başlamıştı ve ben tam üç defa ondan kaçıp kampı bulmaya çalışmıştım fakat tüm koşuşturmam nafileydi.Ellerimi sıkıca bağladığı iplerden kurtulup kendimi yine yabancı olduğum o karanlık ormanın içine atmıştım.Fakat yorgunluğumun haddi hesabı yoktu öyle ki düşüp bayılmıştım..Ve sonuç olarak bu tanımadığım yerdeydim.

  Gerçekler beynimde büyük bir baskı yapıp vücudumun ağırlaştığını hissetirirken kapıdan gelen klik sesiyle başımı beyaz kapıya doğru çevirdim.İçeriye elinde kahvaltılık bulunan beyaz bir tepsiyle dünkü o çocuk girdi.

   Vücudumu kontrol edemediğimden dolayı aniden yataktan fırlayarak masadaki lambayı kaptığım gibi onu kendime siper ettim.Ondan uzaklaşana kadar arkamdaki duvara doğru gerilemeye başladım.Sırtım güneş ışığının etkisiyle bayağı ısınan duvarın yüzeyi ile buluşunca durdum.

   Elindeki tepsiyi duvarın kenarında bulunan beyaz sehpanın üzerine bıraktı.

  "Uyanmışsın."dedi dikelmeden önce.

  "Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?Neden buradayım?Neden sadece gitmeme izin vermiyorsun?"Sesim yeni uyadığımdan dolayı olsa gerek biraz tizdi ve her ne yaparsam yapayım korkumu gizleyemiyordum çünkü elim titiriyordu ve beraberinde lambada.

"Hey bir sakin olmayı denesen diyorum.Önce bir kahvaltı yap.Hem sen beni tanımadın mı?"

  İlk başta benle dalga geçtiğini düşündüm fakat sonra siyah yada kumral tam karar veremediğim dikili saçlarına ve gecenin karanlığı ile yarışan kuzguni gözlerine dikkatlice baktığımda hatırladım.İnanmıyorum.Bu çocuk o sirkteki sihirbazdı.

"Sen..Sen..."diyebildim sadece.

 Aniden bulunduğum ortamı ve onun yanımda olmasına unutarak anılarıma doğru bir yolculuğa çıktım ve o geceyi gözlerimin önünde takrar yaşadım..

  Bundan yaklaşık iki yada üç hafta önce ailecek şehrin merkezinde ki yeni açılan sirkin ilk gösterisine gitmiştik.Küçük kardeşlerim Drew ve Derec yeni bir sirkin açıldığının haberini alır almaz babamı sıkıştırmaya başlamışlardı.Ayaklarına kapanıp gitmek için izin almaya çalışıyorlardı.Babam en sonunda ikisinin ısrarlarına boyun eğdi ve gitmeyi gönülsüzce kabul etti.Sırf çocukların hatrının kırılmaması için.Zaten annem için bir sorun yoktu.O her halükarda kabul etmeye hazırdı.Ben genelde kardeşlerimin işleriyle ilgilenmezdim.Gına gelirdi onlardan bana fakat bu sefer bir istisna oldu.Bende kabul ettim gitmeyi.Çünkü okulun en yoğun zamanlarıydı ve sınavların arasında nefes alamıyordum.Bir değişikli olsun diye kabul ettim.

Blackened İllusionWhere stories live. Discover now