Bölüm 2 (İzleme)

25 0 0
                                    

(Günümüz, şafak vakti başlıyor. Yayınladığın takvime göre,sabah 6:30'da uyanıyor ve Parla adında bir ders veriyorsun. Sohonun ölü gözlerle bakan, terli sırtı bulimik annelerine bakıcılık yapıyorsun. Gülümsemeler ve teşvik yalanları sunuyorsun. Saat 10'da, Romans dersi asistanlığı için üniversiteye gidiyorsun. Ve Vanna White'lık yapıyorsun. Profesör elbette seni becermek istiyor. Ama sen zekisin. Sen... Bir gün becerebileceğini düşünmesini istiyorsun. Bunda bir sorun yok değil mi? Dersten sonra, en sevdiğin cafeye bütün gün yazmak için gidiyorsun. Ama hayatın buna izin vermiyor. Zengin arkadaşların daha yeni uyandı ve, bir sonraki Instagram'lık gecelerini planlamaktan başka işleri yok. Bir dakika ciddi olabilir miyiz? Arkadaşlık konusunda garip bir zevkin var Beck.)

 Akşam olmuştur Beck ve arkadaşları ile birlikte Annika'nın doğum günü için cafede toplanmışlardır.

-Şerefe!

-Şerefe!

-Evet iyi ki doğdun.

(Ve hayatlar konusunda da pahalı bir zevkin var)

Beck arkadşına hediyeyi uzatır ve açmasını ister. 

-Hoşuna gitti mi?

-Hayır, nefret ettim. Elbette bayıldım!

Beckin en yakın arkadaşı Peach konuşmaya dahil oldu ve ''Jason ona bu kadar hoş bir hediye almazdı ve Annika sonunda onu becermesine izin verirdi.'' dedi ve konuşmaya katıldı. Tüm kızlar alkolden dolayı güzelleşmiş kafalarının verdiği etkiyle gülmeye başladılar. Peach arkadaşı Annikaya hediyesini uzattı.

-Hediyemi aç ve bana ne kadar nefret ettiğini söyle bakalım.

-Kelebekli kolye mi? Bu yılki ruh hayvanım bu. Hatırladın mı?

-Söyleyip duruyorsun da ondan.

(Onlardan biri olmayı çok istiyorsun.)

-İyi ki doğdun.

-Siz çok güzelsiniz. Sizi çok seviyorum.

(Bundan sonra yapıcakları bir şey yok. Yani evet, saat 5'e kadar parti yapacaklar, yarın da devam edecekler. Ama sen yapamassın Beck. Senin çalışman gerek.)

-McQueen mi Beck?

-Ne kadardı?

-Gümrük malıydı.

-Kendini 2010'da astığından beri McQueen şalını indirime sokmadılar. Hak etmiş olsaydı bile çok fazlaydı. Ki hak etmiyor da.

(Bütün arkadaşların aptal değil demek ki.)

-Hep böyle şeyler yapıyorsun. Paranın yetemeyeceği büyük jestler yapıyorsun. Çünkü özür dilerim ama, çok kibarsın.

-O kadar önemli değil. Hediye kartım vardı.

-Ne kadar parasızsın? Bana söyle haydi.

(Gerçekten umursuyor gibi duruyor.)

-Bak bu hareketin...

-Sana biraz para vermeme neden izin vermiyorsun Beck? Senin arkadaşınım. Neden bunu unutuyorsun?

(Ayrıca hor görüyor gibi)

-Senin için her şeyi yaparım biliyorsun. Bunu unutma. Bizimle gelemeyeceğine emin misin?

-Yazmam gerek.

-Erdemli. Sonra görüşürüz Beck.

O sırada kafasında beyzbol şapkasıyla barın sol köşesinde oturan Joe adeta Beck'in hayatına girmiş ve onu takip etmeye, öğrenmeye, çözmeye çalışmaya başlamıştır. O sırada sandalyesinden kalkıp Beck'in yanından geçerek çıkışa doğru hızlı adımlarla yürümeye başlamıştır.

(Öyleyse, Beck sen çok yalnızsın)

Beck evine dönmüş ve hemen kapının yanındaki buzdolabından kendine içecek bir şeyler almış ve koltuğuna oturmuştur.

(Sosyal medyan bir yalan Beck. Senin mutlu ve şansılı bir sanat meraklısı olduğunu söylüyor. Ama onun altında, Sen gerçekten bir makalesin. Dikkat eksikliği bozukluğu olduğu kesin. Ama kapılar kapandıktan sonra, sen klavyenin karşısındasın. Yazmaya çalışıyorsun.) 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin