-3-

891 107 12
                                    

Fazla gecikmeden dolayı çooook çok özür dilerim. Hikayeyi askıya almıştım belki görmüşsünüzdür isminin yanında askıda yazıyordu. Ama artık çıkardım ve hikayeye devam etmeye karar verdim.

Umarım oy ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz^-^ İlk 2 bölüme gelen ilgi mükemmeldi! Yine aynı şekilde kalır ve ilerlerse, bu hikaye için çok hevesliyim :)

Keyifli okumalaar.

Multimedia ~ Katherine.

KATHERINE'İN ANLATIMI

-1 HAFTA SONRA-

Kesinlikle işe geç kalmıştım! Bölümünüzün baş editörü olmak size biraz rahatlık hissi veriyor olabilirdi. Ama unuttuğum şey, masamın başına saatinde geçmezsem patronumun bana karşı olan iyi tutumunun değişeceğiydi. Şirketin hesabındaki gelen kutumda okunmayı bekleyen bir sürü taslak vardı. Bir de yazdıklarını kendileri vermek isteyen genç ve umutlu yazarların masamda bir dağ oluşturmuş eserleri...

Hemen gidip işin bir ucundan başlamazsam, kesinlikle bitmeyeceklerdi. Zaten günlerimi alacaktı...

Siyah deri çantamı koluma taktığım gibi topuklularıma yürüdüm. Kapının önünde aceleyle olnları da giydikten sonra siyah ve çapraz göğüs inen tulumumla tamamdım.

Anahtarı kapının üzerinden alıp evden çıktım ve sokakta yrümeye başladım. Bir kahve alıp metroya bindikten sonra, işime gitme yolunda olacaktım.

Hızlı adımlarla kahve dükkanına ilerledim. Sokak sabahın erken saati olduğundan bir hayli sessiz ve sakindi. Bu mahallenin bu sessizlik özelliğini seviyordum. Sessizlik tam bana göreydi.

Kahve almak için favori kahvecime vardığımda kapıdan içeriye giriyordum ki içerideki tek müşteri beni kapının önünde duraklattı.

O... Harry miydi?

Tezgahın önünde durmuş, kağıt parayı çalışana uzatıyordu. Üzerinde gri dar bir pantalon ve lacivert bir tişört vardı. Onun üzerinde ise bedenine hayli büyük gelen uzun, krem rengi örgü bir hırka. Hırka resmen üzerinden dökülüyordu. Aslında, onun görüntüsü de dökülüyordu. Saçları darmadağındı ve buradan bile karışık olduklarını anlayabiliyordum. Saçları epey uzadığından bukleleri yok olmuştu, tutamlar alnına düşüyordu.

İçeriye iki adım attım ve ona biraz daha yaklaştığımda çıkık çene kemiğinden başlayan sakalalrını görebildim. Yanaklarında ve çenesinde sakallar bırakmıştı. Bu ona... olgun ve dağınık bir görüntü vermişti. Belli ki kendini salmıştı. Bu bir imaj olamazdı, ne de olsa onu televizyonlarda hiçbir zaman sakallı görmemiştim.

"Buyrun, kahveniz."

"Teşekkürler..." diye mırıldandı çalışa ona kahvesini verdiğinde. Kadın ona kahveyi uzatmıştı ama o bunu farketmediği için elini tezgaha koyup oraya koyduğunu düşündüğü kahveyi aradı. Büyük elleri tezgahta boşuna gezinirken sokaktan bir takım sesler duydum ve dikkatim onun üzerinden dağılıp kapıdan çıkarak sokağa yayıldı.

Arkamı döndüm ve sokağın karşısına baktım.

3 tane paparazzi ellerindeki kameraları kahve dükkanına yöneltmiş Harry'i çekiyorlardı. Dönüp bir kez daha Harry'e göz gezdirdim. Bu sefer kadın ona uzanıp kahveyi ellerine tutuşturmuştu. Bu halinin görüntülenmek isteyeceğini sanmıyordum.

Kahveciden çıktım ve sokağın karşısına yürümeye başladım. Sadece kayıt yapmıyorlardı, ses çıkarak fotoğraf makineleriyle fotoğraf da alıyorlardı. Yaklaştıkça adamların kendi aralarında ne konuştuklarını duyabiliyordum.

Love of BlindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin