-1-

2.1K 230 47
                                    

Selamlaar! Bu ilk bölümü. Bunu paylaşıyorum ve ilginizi göstermeniz için kenara çekiliyoruum :D Bölüm biriktireceğim. Bölümler geç ama 5'er 5'er gelecek. Kurgu hazır, bölümleri yazıp 5 5 ekleyeceğim. Lütfen ama lütfen ne düşündüğünüzü bana söyleyin, düşüncelerini ümitlerinizi her şeyi bilmek istiyoruum :D Çok görmeyin bunu :) Keyifli okumalar umarım bu hikayemi de  seversiniiz.x

"Çekilsene yoldan!"

Çocuğun teki önündeki genç adamı itti ve elindeki topuyla koşmaya devam etti. Adam yana savruldu ve kollarını sallayıp dengesini sağlamaya çalıştı.

O anda elindeki değneği gördüm. Ve siyah gözlüklerini.

Değneği tekrar yere değdirdi ve sağa sola sallayıp zemini kontrol etti. Belli ki benim gittiğim yöne doğru gidiyordu fakat çocuğun onu itmesiyle yönünü şaşırıp benim geldiğim yöne doğru yürümeye başladı. Ve muhtemelen bunun farkında değildi.

Bana doğru yaklaştığında yüzünü daha net gördüm. Hafif sivri kemikli bir çene, yeni çıkmış seyrek sakallar, dağınık ve bakımsız görünen kahverengi uzun saçlar.. Uuzun boylu, ince ve çekici bir erkekti.

Bana doğru biraz daha yaklaştığında daha dikkatli baktım.

Ve yüzünü tam olarak seçebilidğimde zihnimde manşetler canlandı.

"Dünyanın en başarılı erkek müzik grubu One Direction'ın solisti Harry Styles geçirdiği talihsiz kazanın ardından görme yetisini kaybetti."

"Son dakika! Talihsiz kazanın ardından Harry Styles'ın yakınları hastane önünde görüntülendi. Yüzlerce hayran ise hastane önünde endişe ve gözyaşları ile bekliyorlardı."

"Hastaneden gelen bilgilere göre trajedik bir gelişme söz konusu. Harry Styles artık göremiyor."

Bir an durdum ve ona baktım. Bu gerçekten o.. Tanrım, günlerce ne konuşulmuştu.. Hayranları ona ve ya başka bir grup üyesine ulaşmaya çalışmışlardı ama ülkeden ayrıldığını söylemişlerdi. Buraya mı taşınmış?

Bana doğru yaklaştığında sağa doğru kaydım ve seslendim. "Şey, yardımcı olabilir miyim?" dedim ve uzanıp onunla konuştuğumu anlayabilmesi için koluna dokundum.

Bir anda irkildi ve geriledi. 

"Yönünüzü değiştirdiniz. İzin verin yardımcı olayım." dedim ve beni göremediğini bildiğim halde gülümsedim.

Gülümsemesini bekledim, veya konuşmasını. Ama onun yerine hızla koluna girdiğim kolumu ittirdi ve geriye sendeledi. "Bırak, ben kendim giderim." dedi ve değneğini uzatıp önünü kontrol etti.

Ardından temkinli ve yavaş adımlar atarak yürümeye başladı. Yanlış bir şey mi söylemiştim? 

Ardından baktım ve bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Daha sonra yavaşça bende kendi yönüme yürümeye başladım.

Bir an onun için üzülmüştüm. Ama bana böyle ters davranma sebebini ise anlayamamıştım.

Bir evin önüne geldiğinde değneiğini sağa itip orada duran çukuru yokladı ve değneğin ucu çukura girince elini cebine atıp anahtarını çıkardı. Sanırım evine geldiğini anlama şekliydi bu.

Yavaşça 3 basamağı çıktı ve elleriyle yoklayıp kapı deliğini buldu. Yavaşça evinin önüne gelmiştim. Anahtarı parmaklarıyla kilidi defalarca yokladıktan sonra deliğe soktu ve kapıyı açıp içeriye girdi.

O kapıyı yavaşça kapatırken ben hala evinin önünde durmuş ona bakıyordum. 

Onu defalarca kez gazetelerde, dergilerde haberlerde görmüştüm. Dünyanın her yerinden milyonlarca genç kızın ona deli olduğu günleri hatırladım. Gerçekten, çok büyüleyici bir güzelliği vardı, biliyordum. Bir kaç kez fotoğraf çekimlerini görmüştüm. En acısı ise.. bir zamanlar gerçekten güzel gözlere sahip olduğuydu.

Yeşil, iri ve anlamlı bakan gözlerdi onunkiler. Şuanda çok farklı gözüküyordu. Çökmüştü. Oysa ki fotoğraflarında gülümseyişi çok etkileyiciydi. Gözlerine kadar yansıyordu.

Yazık.. Yazık olmuştu. Gerçekten acıydı onun için.

Arkamı döndüm ve tam dibimde duran adamı farkedip korkuyla geriye sıçradım.

"Sizi korkutmak istememiştim." dedi sarışın çocuk. 

Elimi göğsüme koydum ve derin bir nefes aldım. "Sorun değil." dedim ve gülümsemeye çalıştım.

"Neden burada dikiliyorsun? Yoksa Harry'e bir şey mi oldu? Bir şey mi duydun?" dedi telaşla ve eve yöneldi.

"Yok!" dedim hemen. "Yok, olmadı merak etme."

Onun hakkında hassas ve telaşlılardı anladığım kadarıyla. Arkadaşı olmalıydı. 

Ah bir saniye, o da gruptandı. Ne çok değişmişlerdi sahiden..

"Ah, pekala.." dedi ve bana döndü. "Sen kimsin peki?"

"Ben yolda yürüyordum. Biri ona çarptı ve.. o da yönünü karıştırıp ters yönde gitmeye başladı."

Başını önüne eğdi ve salladı. "O kadar az dışarı çıkıyor ki, hatta bizimle bile o kadar az görüşüyor ki bu durumla nasıl başa çıkması gerektiğini bilmiyor, alışamadı henüz." başını tekrar kaldırdı ve suratıma baktı. "Dur tahmin edeyim, ona yardım etmeye çalıştın ve terslendin.." dedi mahçup bir gülümsemeyle.

Bir şey söylemedim. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı evet anlamında aşağı yukarı salladım.

"Yinede teşekkürler." dedi ve gülümsedi. 

"Lafı bile olmaz."

"Yoldan mı geçiyordun? Yoksa buralarda mı oturuyorsun?"

Elini cebine soktu ve bir anahtar çıkardı.

"Şu sokağın iki sokak arkasında." dedim ve kolumu öne uzatıp yan sokağı gösterdim.

"Komşu sayılırız." dedi ve kahkaha atarak güldü. Neşeli biriydi. Niall'dı karıştırmıyorsam. 

"Evet."

"İyi günler." dedi ve gülümseyip elindeki anahtarı deliğe soktu. Bende "İyi günler." diye yanıtlayıp yoluma devam ettim.

Diğer sokağa geçtiğimde neler yaşamış olabileceklerini düşündüm. Bir kaç aydır çok yıpranmış olmalılardı. Arkadaşlarını neredeyse kaybediyorlardı, gruptan vazgeçmek zorunda kaldılar, hayranların neredeyse hepsi yıkıldı. Bütün bu haberler o kadar uzun süre televizyonlardaydı ki.. Kayıtsız kalmak imkansızdı.

En zoru ise Harry içindi. Böyle güzel gözlere ve enerjiye sahip olan birinin kör olması.. Üstelik hayatının daha neredeyse başındayken..

Gerçekten trajediydi.

Love of BlindWhere stories live. Discover now