Kan Ve Zehir

86 8 10
                                    

Kırmızı. 

Cesedi gördüğünde Dedektif Gregori'nin gözüne ilk çarpan, taze kanın ne kadar kırmızı olduğuydu.

''19 Eylül 2017. Saat: 05:12. Olay yeri: 2. kuzey köprüsü. Olası cinayet veya adam yaralama.'' Ses kayıt cihazına konuşurken dikkatli gözleriyle olay yerini inceliyordu. Yanında getirdiği polis memurları köprünün girişini ''Olay yeri GİRİLMEZ'' yazan bantlarla kapatıyordu. ''Kurban geriye kalan tek parça olan sağ kolun kaslı yapısını göz önünde bulundurursak kurbanın yirmilerinde bir erkek olduğunu düşünüyoruz.''

Bean Gregori, 43 yaşında 1.73 boyunda ince bir İngiliz beyefendisiydi. Kırlaşmaya başlamış kahve rengi saçlarını kapatan siyah, trilby şapkasının altından bir kartalı gibi etrafı inceleyen gözleri seçilebiliyordu. Büroda keskin gözleri ve şaşırtıcı hayal gücüyle tanınan dedektif yirmi yıllık iş hayatının yarısını cinayetler üzerinde uzmanlaşarak geçirmişti. Ama geçen üç yılda Darkcreek'e taşınmasıyla birlikte uzmanlık alanını genişletmesi gerekmişti. Artık daha çok örtbaslar üzerinde çalışıyordu.

Eline laboratuvar eldivenlerini geçirerek kolu kaldırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eline laboratuvar eldivenlerini geçirerek kolu kaldırdı. ''Kan gölüne dönmüş zemine bakarsak kurban kolunu kaybettikten sonra baya çırpınmış. Yara izinden yola çıkarsak kolun bir tür dişli mengene ile kesilmiş olma ihtimali var. Ama... ama...'' Yaranın kötü kokan, tuhaf bir sıvıyla kaplı olduğunu fark etti... Salya? ''Kurbanın kolu kesilmemiş. Çiğnenmiş. Yara salyayla kaplı.'' Sıvıya dokundu ve yapışkan kıvamını test etti. Bu kesinlikle salyanın sümüksü dokusuydı ama kokusu tuhaftı. Sanki gaz lambasının yakıtı gibi kokuyordu. ''Daha kapsamlı bir analiz için laboratuvara gönderilmeli.'' 

Ardından gözleri köprünün granit korkuluklarına takıldı. Kanlı el izlerini saymazsak sanki bir şey tarafından zımparalanmış gibi duruyorlardı. Ama asıl ilgisini çeken korkuluğun dibinde duran şeylerdi. Başta siyah taşlar sanmıştı ama daha yakından bakmak için bir tanesini eline aldığında bu pürüzsüz, simsiyah taşların pullar olduğunu anladı. Aklına liseye giden oğlunun evcil piton yılanı gelmişti. Bir kaşını havaya kaldırdı...

''Dedektif!!'' Memurlardan biri koluyla burnunu kapamış ona el sallıyordu. ''Bunu görmek isteyebilirsiniz!'' Gregori hızlı adımlarla köprünün diğer ucuna koştu. Memur köprünün ucunda parçalanmış bir maske bulmuştu. Maskeyi kaldırdığında salya olduğunu var saydığı sıvıyla kaplı olduğunu fark etti. Maskeye yakından bakınca dizaynının tanıdık geldiğini fark etti. ''Cerberi...'' Diye mırıldandı kendi kendine. Kafasında siyah renkli dev bir yılanın maskeli ve muhtemelen silahlı bir adamı kavrayıp, kolunu koparıp onunla boğuştuğu düşüncesi geçti.

 Kafasında siyah renkli dev bir yılanın maskeli ve muhtemelen silahlı bir adamı kavrayıp, kolunu koparıp onunla boğuştuğu düşüncesi geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SERPENT TALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin