Özel Bölüm /1/

6.1K 378 120
                                    

Sabah evdeki koşuşturma ile uyandım. Aslında zaten uyanıktım. Sadece gördüğüm güzel rüyanın devamını istedim.

Rüyamda Yiğit ve ben vampirdik ve okula gidiyorduk. Okulun kantin kısmında yiyecek bir şeyler alırken birden insanlar zombi olup bize saldırmaya başlıyorlardı. Biz de Yiğit ile onlara el kremi atıyorduk. El kremi ne alaka bilmiyorum ama sorun çözülüyordu ve sonra uyanmıştım.

Bir daha gece yatmadan önce vampirli kitap okumamayı aklıma kazıdım.

~~

Herkesi bayram telaşı sarmışken bizim tayfa aykırı bir şekilde sakin sakin hayata devam ediyordu.

Bayrama 5 gün gibi bir süre vardı ve bizim tayfadan birçok kişi memlekete gidecekti. Aklım kankalarımın gideceği düşüncesi ile dolu iken odama giren kuzenim ile yatakta ufak bir kriz geçirdim. Gerçi durup dururken neden kriz geçirmiştim onu da bilmiyorum, salaktım galiba.

"Kuzen kalk kahvaltı hazır."

Tamam anlamında kafamı salladım ve banyoya gittim. Tabi ki banyo odamda değildi. Banyoya giderken bir şeyin eksik olduğunu anladım. Düşünürken aklıma telefonum geldi. Tabi ya ben telefonsuz işeyemem. Odama koşup telefonu aldım. Mutlu bir şekilde banyoya giderken babamın benden önce girdiğini gördüm. O sırada hayatın acımasız olduğunu bir kez daha anladım.

Bir kez daha derken annemin yaptığı puding tenceresini ben kaşıklayamadan yıkadığı zaman anlamıştım.

Kendi kendime yıkık edebiyatı yaptıktan sonra babamı beklemeye devam ettim.

~~

"Ya hayır diyorum İlham, neyini anlamıyorsun acaba. Hayır, sırf canın sıkılır diye Manisa'ya akrabalarını ziyarette sana eşlik edemem." diyerek telefonu İlham'ın yüzüne kapattım.

Bu 673. soruşuydu. Tamam saymamıştım ama o kadar olmuştur yani.

Bugün arefe günüydü ve annem temizlik işini günler önceden teyzemle hallettiği için bana düşen şey yan gelip yatmaktı.

Aslında yarın da yan gelip yatmayı düşünüyordum. Önceki senelerde olduğu gibi kuzenlerimle takılmak ya da misafirler fazla para versin diye 32 diş show yapmak hiç planlarımda yoktu. Sanırım, büyümüştüm.

Başımı yana yatırıp efkarlı müzikler eşliğinde düşüncelere dalarken telefonum 674. kez çaldı.

"Alo İlham, 674 kere aradın ve 674.ye söylüyorum, hayır seninle Manisa'ya gelmem." diye çemkirip telefonu yüzüne kapatacakken Yiğit'in sesini duymamla duraksadım.

"Defne?"

"Aa, Yiğit sen miydin? Sen istersen Amsterdam'a bile gelirim bebeğim biliyorsun." dediğimde gülmeye başlamıştık. Yerim lan seni Yiğidim.

"Biliyorum." Onun göremeyeceğini bilsem de gözlerimi devirdim.

"Defneeee."

"Efendim muzlu pastam."

"Ne?"

"Canım muzlu pasta çekti."

"Ah benim de."

"Olsa da yesek bir de yanında sarı ko-"

"Hayır dur seninle yemek konusuna girersek çıkamayız."

Yiğidime random gülüp onu dinlemeye devam ettim.

"Defne bir şey diyeceğim ama kalp krizi geçirme."

"Tamam hadi söyle."

"Akşam müsait misin?"

"Buluşacaksak evet."

Anonim | Anlamsız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin