Bölüm 2

42.3K 1K 161
                                    

İki arkadaş hızla kapıya yönelmişler ve kapıyı açmalarıyla iki kişinin üzerlerine atlamaları bir olmuştu. İki arkadaş saldırganlarla boğuşuyorlardı ama kendilerine saldıranlar Cezmi Baba gibi tüy siklet değil oldukça iri yarılardı ve Selim’in arkadaşları vücutlarının birkaç yerinden ısırılmışlardı bile, bu arada Cezmi Baba’nın sırtında oturan tezgahtar da garsondakine benzer değişimler yaşamaya başlamıştı. Arkadaşlarına yardım etmek isteyen Selim iki saldırganın daha içeriye girdiğini görünce, tuvalete gittiğinde gördüğü arka çıkışa doğru koşmaya başlamıştı. Selim olanlara inanamıyor ve var gücüyle koşuyordu. Önce etraftan yardım bulup arkadaşlarını kurtarmayı düşünmüştü ama zaten tenha olan sokaklarda gördüğü birkaç kişide içerdeki saldırganlara benziyordu. Polisi aramayı denemişti ama telefon sürekli meşguldü. Ne olmuştu bu insanlara böyle, filmlerde gördüğü zombilere benziyorlardı. Hatta benzemek bir tarafa basbayağı zombiydi bunlar, ama böyle bir şey gerçek olabilir miydi? Selim etraftan gelen çığlıklara, homurdanmalara ve polis sirenlerine kulağını tıkamış Cihangir’deki evine doğru var gücüyle koşuyordu. Aslında çok uzun olmayan ama ona bir ömür gibi gelen koşunun ardından en sonunda evine gelebilmişti. Kendini salondaki kanepeye attığında kalbi yerinden çıkacak gibi hızlı atıyordu.

Bir süre gözlerini kapatıp oturduktan sonra sonra kalp atışları yavaşlamış, nefes alış verişi düzelmişti. Bazen çok gerçekçi kabuslar görürsünüz ve uyanıp da gerçeğe döndüğünüz de bir mutluluk kaplar ya içinizi, işte Selim bu yaşadıklarının bir kabus olması için bildiği bütün duaları ediyordu. Ama ne yazık ki yaşananlar gerçekti ve kaybedecek vakit de yoktu. Kafasını toparlamaya başladığında aklına hemen Anadolu yakasında oturan ailesi gelmişti. Acaba onların da başlarına bir şey gelmiş olabilir miydi? Hemen telefonu eline alıp annesinin numarasını buldu. Fakat tam arama tuşuna basacakken önce bir televizyona bakmaya karar verdi. Uzaktan kumandayı kısa bir arayıştan sonra bulmuş ve televizyonu açarak kanallar arasında gezinmeye başlamıştı. Hiçbir kanalda yayın yoktu. Durumun düşündüğünden daha da kötü olduğunu anlayan Selim en sonunda kendisine kanal listesinin epey gerilerinde yer bulabilmiş olan TRT1’de yayın olduğunu görmüştü. Altta acil durum yayını yazıyor ve haber spikerlerinden biri önündeki metne bakarak bilgiler veriyordu.

“ Evet sayın seyirciler Acil durum yayınımız sürüyor. Son alınan bilgilere göre sebebi belirlenemeyen bulaşıcı bir hastalık bütün ülkeyi etkisi altına almış bulunuyor. Hastalığa yakalananların insanlara saldırdığı görülüyor. Hastalığın bir tek ülkemizde değil bütün dünya çapında etkili olduğu anlaşılmaktadır. Durumla ilgili acilen toplanan Dünya Sağlık Örgütü bu hastalığın sebebini bulmaya çalışıyor. Saat 01.30 itibariyle OHAL ilan edilmiş ve sokağa çıkma yasağı başlamıştır. Evlerinizden çıkmayın ve hasta olmadığından emin olmadan hiç kimseyle yakın fiziksel temasta bulunmayın. Hastalığın belirtileri ise…”

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin