Karşılıksız ask bolum 24

25 11 2
                                    

Kasik' kasik yudum yudum derken oldumu sana koskoca yemekhaneyi doldurup kursaklarindan iceri girip tatlisini tuzlusunu kus yuvasi misali midene midelerimize doldurup koyan yirtik pirtik yamali tir tir titreyen bedenlerimizi kim orttu.sarip sarmalayip giydirdi.battaniye niyetine.sicacik orttu.sanirsin balta girmemis insan girmemis orman misali tehlikelerin sessiz sakinliklerin delikanliyim deyip gezdigi gezdikleri koskoca kocaman cop konteynirinin iclerinden derinliklerinden izlerinden.kim cekip kurtardi.len bizi bizleri.kim canimiz yandığında hekimimiz melhemimiz derdimiz olduğunda sırdaşı mız aç midelerinizi kepce kepce dolduran ascimiz yalnizligimizi sessiz sakinligimizi sulayarak dallayip budaklandirip yeserten bahcivanimiz kulah misali ceplerimiz bosken bomboş ken kim doldurdu.len o boş kulahlari cepleri cuzdanlarin içlerini.abdullah babamız peki senin yaptığın yaptıkların benim ümit in ellerini ayaklarını gözlerini kurban edilecek kurbanlık misali bağlamalar peki şimdiye kadar söylediklerim hiç mi canını yakmadi acıtmadi.ilkin kurbanın boynuna vurulan keskin bilenmis bıçağın birkerede boynunu koparıp aldığı alması gibi kimsin nesin kimin için çalışıyorsun bunları belliki sormam hata bunca yıldan seneden beri yiyip içtiğin kapıya ihanet edensin.dediginde murat erol a bakarak erol biliyormusun tıpkı kahvelerde okey tavla kağıt oynayan atıp tutan dedikodu kovalayan gidenin gelenin yollarını adımlarını girip çıktığı kapıları konuştuklarını merakla gözleyen gözeten emekliliği gelmiş emekli olmuş yaşlı kokanalar gibisin dır dır vir vir diyerek adamlarından birine susturun şu herifi diyordu ki ümit masa yer sofraları etrafında oturulup yenen farklı farklı lezzetlerdeki yiyecek içecek nimetlerin doyumsuz lezzetlerinin seni alıp götürdüğü elbet ayrılık saatinin gelipte alıp kaldırdığı doğduğunu hissettirdiği gibi sen bunların tam tersi fıçı bidon cüsseli o vücudunu yere yatırıp tekmeleyerek sürükleyip seni hazır kazılı toprağın içine diri diri atıp elimede alıp kuregimi tadını çıkara çıkara gömmek isterdim.hiçbirşey olmamış gibi bir fatiha bile okumayıp bir damla gözyaşı bile dökmeden dönüp arkamı çekip gitmek isterdim.seni tanımıyor bilmiyor hiçbirşey yaşamamış misali len kardeş kardeşe hiç ummadığı beklemediği anda gösterip çıkarıp zehriyle sokarsa .zehir çabucak tesir edip yayilinca vücutlarına canlarını alır hiç ummadıkları anda.diyordu ki erol len gerçekte sevdiğim hayallerle rüyalarla gecistirdigim belki oda beni sevdiğini bir gün ıtiraf eder sandığım çocukluğumu süsleyen kalbime ağlarını ören her çıkmak kurtulmak istediğimde dolandıkca dolanan kördüğüm misali hiç nefes dahi aldırmayan yuvarlak balon misali.biryere hapsedilip kapatıldı m.len sevdiğim o kız joplanircasina kurşunlandı.kapımın önünde gözlerimin önünde.diyorduki murat öyle birgün gelir ki selamsiz sabahsiz sevdiğini sevdiklerini senden alıp götürür .bir daha hiç geri vermemek üzere peki hic düşünüp sordun mu senle ne alıp veremediği vardi da birtek sen miydin bu dünyada bu acıyı çekecek diye.ecelimi geldi canına mı kıydı canı mı alındı.üç seçenekten biri peki sana ondan geriye ne kaldı dört çerçeve içine arasına koyup duvara çiviledigin resmi fotoğrafımı albüm sayfaları arasında saklanıp gizlenen hayali mi yoksa bir başındayken o varken onunlayken sana uzaktan gönderdiği unutulmazlar beni hatırla diyen selamı mı len soruyorum hepinize hangimiz bizi bizleri bizler yapanları bugüne kadar gördük tanıdık kokladik demek bizlerinde varmış doğurup büyüten dünyaya getireni diyerek sevip okşadı k kokladik sımsıkı sarıldık birgün hiç ummadığım beklemediğim biranda tanımadığım görmediğim bilmediğim üç silahşör misali üç adam kesip önümü.ceketlerini hafif aralayıp bellerindeki silahları göstererek bindirmislerdi beni siyah bir minibüsün içine minibüsün şekli semali karşımda oturan sanki oturduğu yere yapışıp yerleşmiş bacak bacak üzerine atmış günahsız insanı günaha sokacak o anki haliyle tanışma faslı ardından biraz muhabbet sohbetle o an için daha dondurma misali yalama faslindaydi beni daha sunduğu teklif ettiği açık arttırma misali büyüyen sayılar rakamlarla sonunda satın almayı başarıp söylemişti kilitli şifreli sadece onun ve benim bilmem gereken görevimi yüzüme diyordu ki ansızın gıcırdayan belliki yağsız kapıyı aralayıp içeriye giren topuklu ayakkabı sesleriyle farklı bir melodi eşliğinde.ilerleyerek hepsinin yanlarına gelen o bayan murata bakarak adamlarına söyle.şunların gözlerini çözsün dedi erol ve ümitin gözleri çözüldüğünde.avlarini aç midelerine götürmecesine sabırsız bayanın üzerinde adeta çizdikleri yer arayıp bulup yerlesecekmiscesine çizdikleri adeta harita resimleriyle cezbedici baştan çıkartıcı şekli semaliyle baktıkça baktirtacak doyumsuz manzaralı tribünde gol bekleyen pür dikkat seyirci halleriyle sessizliğe damgasını vuracak o bayanın ince notali sessizliği sonrasında ansızın yıkıp kıran adeta şarkı sözlerini anımsatan yükselip büyüyen ardı ardına sözleri kelimeleri cümleleriyle başlayan konuşkan kişiliği geçmiş mazi sanırsın elekten geçirilip unutulup geçip gider sandığın aniden trafikte yol ortasına atılıp zıplayan fırlayan canlı misali çıkıp hatırlatır kendini.neyse beyler çapkın babanız zamanında yapmış yapacağını tokusturup yumurtaları birbirine kırıp atmış tavanın içine tavada yumurta yapayım derken tavayi yakıp malum yumurtaları intihar ettirmiş getirmiş yenmeyecek kıvama düzeye dediginde.erol bayan siz kimsiniz kimlerdensiniz bilmiyorum ne demek istiyorsunuz dedi ki bayan destursuz denize atlar misali anlamadım görmedim farketmedim mi sanıyorsunuz len nede olsa babalarının ordan burdan topladığı yavruları dediginde ümit bayan fazla ileriye gitmedinizmi bayansiniz diye diyorduki bayan ismim elif gözlerinizle vücudumda selfi çekiyorsunuz ne zamandan beri diyerek uzun lafın kısalmis hali babanız zamanında olmuş biriyle birliktelik beraberliğin sonucu malumunuz açık ve seçik gözler önünde.ardını aramamis oldu bittiye getirip ölen annenizle evlenmiş ondanda sevgi diye bir kızı olmuş dediginde erol ve ümit hayretler içersinde sanki içlerinde aralarında yasamiscasina bilen elife hayretler içersinde bakıyor dinliyorlardi.evet sonunda gerçekler bir bir öğreniliyor aslına bakarsanız babanızın birlikte olup dünyaya getirdiği o bayan oturduğu yerden kalkamıyor.para canlı cenaze sağlık yatalak vaziyette.tuttu asıl muratla ikimizi kendine.fedai kollar savunurlar beni diye.kendine dediginde ortam adeta düğüm ilmek atarcasina gerildikce geriliyordu.murat ne demek istiyorsunuz bayan ben çalışıyorum ama kime kimin icin çalışıyor musum

Karşılıksız aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin