1.BÖLÜM

46.4K 1.1K 153
                                    


Çaresizlik insanın kapısına bir kez geldi mi, bir daha gitmez derler soğuk kentin karanlık sokaklarında. Bir hüzün şarkısı çalıyordu şimdi eski kırık dökük radyoda; dede hatırasıydı çıkardığı ses bile geçmiş kokuyordu sanki. Duygu yüklü anlam dolu bir şarkı önce odayı sonra kulakları dolduruyordu ve soğuk kentin sokaklarında bir can daha çekişiyordu.

Kış aylarının sonu Mart ayının en soğuk zamanlarıydı. İstanbul hiç olmadığı kadar soğuktu bu gece ve genç kızın yüreğini hiç bir metanet cümlesi ısıtamazdı. Annesinin çok zamanının olmadığını bilmesi içini yakan en büyük yangınlardan biriydi.

Oturduğu banktan yanına koyduğu radyoyu eline alan Beril kalkıp gideceği sırada önünde dikilen beş kadının gölge yapmasıyla kalkmakta oturduğu yere tekrar oturdu. Kızlar baştan aşağıya zenginlik kokuyordu. Zengin birini nerede görürse tanırdı, orta öğretim dahil tüm okullarını burslu olarak en iyi okullarda okumuştu. Yüksek lisansını amerikanın en iyi okulunda yaptıktan sonra Türkiye'ye yeni dönmüştü ama iş hayatına başlayamadan annesinin hastalığını öğrenmesi tüm hayatını alt üst etmişti.

Bu hayatta annesinden başka kimsesi yoktu, okulu bitmişti artık annesini rahat ettirebilecekti fakat yaşlı kadın gün yüzü göremeden körü körüne gitmek üzereydi. Tek çıkar yol beş yüz elli bin lira bulmaktı. Bu rakam çalışarak ancak yıllar sonra biriktirebileceği altı haneli bir rakamdı.

"Merhaba Beril!" diyen sarışın kızdı. Gözü bir yerden ısırıyordu ama kim olduğunu çıkaramıyordu.

"Merhaba!" derken sesi tereddüt doluydu.

"Beni hatırladın mı? Aynı okuldaydık!"

"Hayır, hatırlayamadım!" dedi, tanımaya çalışan bir ifade yüzüne yerleştirerek.

"Aynı bölümde değildik ondandır."

"Konu ne peki?"

"Biraz araştırdım da, annenin ameliyat masrafları için bir miktar paraya ihtiyacın varmış!"

"Evet, var!"

"İstersen sana yardım edebiliriz!"

"Karşılığında ne istiyorsunuz?" diye sorarken, zekice cevap verdiğini gören kızlar memnun oldu. Çünkü aradıkları özelliklerden biri kızın zeki olmasıydı.

"Elbette bir şey isteyeceğiz ama yapamayacağın kadar zor bir iş değil!"

"Sadede gelin! Uzatmayın." derken ciddiyetini koruyordu.

"Güzel! Kararlı ve açık sözlü." diyen Esmer yeşil gözlü kız en az beş bin dolar olan çantasını bankın üzerine hemen Beril'in radyosunun yanına koydu.

"Evet öyleyim ve konuşurken lafı uzatanlardan hiç haz etmem!"

"Kaç dil biliyorsun? Duyduğuma göre okulu birincilikle bitirmişsin!"

"Madem mülakat yapacaktınız, daha uygun bir yerde buluşsaydık!"

"Demek işine öz saygın da var, üstelik cesursun da!" diyen kızıl saçlı kız pahalı ayakkabılarının topuklarını yere vururken Beril'in vereceği cevabı bekliyordu.

"Hiç şüphen olmasın! Sinirlenirsem karşıma kim çıksa tanımam!" derken ayağa kalktı ve meydan okurcasına kızların karşısına dikildi.

"Evet kızlar size söylemiştim, aradığımız her özellik bu kızda var!" derken Beril derin bir nefes alıp verdi. İyice sabrı taşmak üzereydi.

"Güzel! Daha ne olsun?" diyen aralarında en doğal görünen kızdı.

"Hem zeki, hem bilgili, dürüst, cüretkar, korkusuz, kararlı ve..." derken saçlarını tutan kız kumral olandı. Saçına dokunan eli tokatlarcasına itekledi.

Aşk ve CezaWhere stories live. Discover now