"Bütün dünyada, tüm kentlerdeki tüm barlar arasında, o benimkine geldi."
Biz, 1942'nin Casablanca'sında canını kurtarmak için bir takım yanlış seçimler yapan Rick ile Ilsa değildik ve burası da bir bar değildi.
Kurgular kusursuz olabilirdi ama gerçek, mantık sınırını aşıyordu.
"Neyse ki burası bir bar değil," diye cevap verdim.
"Ama baksana, gönül tasında şarabımız varmış, içersen..." dedi.
"İçmeyeyim. Kafam bana lazım," dedim.
"O gözlük de kafanı toplasın diye orada olmalı," dedi.
"Telepatik güçleri olduğunu bilsem, takmazdım," dedim.
"Sende olduğunu bilsem, aylarca aramazdım," dedi.
"Oooo siz tanıştınız bile!"
Bunu diyen ben değildim. Adımı bilmeyen, adını bilmediğim yabancı da değildi.
Tanışmanın, yapmakta en başarısız olduğumuz şey olduğunu bilse, Gözde muhtemelen bunu demez, hatta şunları da demezdi:
"Eveeet! İşte bu, günlerdir bahsettiğim tatlı yazar adayımız Leyla! Bu da ağzından girip burnundan çıkarak da olsa ikna ettiğim huysuz editör..."
🕶
Merhaba... ☀️
Hoş buldum! 🙋🏻♀️
İlk bölüm Pazartesi sizlerle :) 🚀
V.
YOU ARE READING
Ama gitme, Lavinia | RAFLARDA
RomanceArtemis Milenyum ile raflarda! 💫 ✨Tanıtım bölümleri platform üzerinde yer almaktadır ✨ Ağustos, 2022 🕶 Aşk korkuları yenebilir mi? Kopkoyu bir sisi dağıtabilir mi? Yıldızları yerinden kaydırabilir mi aşk? Bir yazar ve bir editör, ilk satırlarını...